Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

5 Şubat 2018 Pazartesi

Son Kurultay’ın anlamı derin

4 Şubat Pazar, 2018 / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

İlginç bir CHP Kurultayı daha izlemekteyiz. Kılıçdaroğlu, adeta erken seçim manifestosu olarak da değerlendirilebilecek konuşmasından sonra, Muharrem İnce, “arkadan gelen ve koşan”ların heyecanını ve yırtıcılığını sergileyen konuşmasının rengiyle, Kurultay’da heyecan estirdi. İnce, Kılıçdaroğlu’nun aksine tamamen Kurultay’a seslendi. Parti yönetimini eleştirdi. Cumhurbaşkanlığını istedi. 1,2 milyon parti üyesinin adayı belirlemesini önerdi. “Malazgirtten bu yana bu topraklar bu kadar cahil bir adam görmedi” diyerek Cumhurbaşkanına yüklendi.
Delege dağılımında yeniden Genel Başkan seçilmesi garanti görünen Kılıçdaroğlu’na, delegelerin sürpriz yapması çok zor.   
CHP dinamizm, hareket arıyor. Mesele bu.
İnce de, İlhan Cihaner, Selin Sayek- Böke ve arkadaşları da yayınladıkları manifesto ile partiye hareket getirdiler. Bu manifesto, olağanüstü koşulların yaşandığo ülkede, her şey yolundaymış gibi olağan davranılamayacağını ve yeni mücadele yöntemlerinin gelişitirilmesi, tartışılması gerektiğini anlatıyordu.
Kılıçdaroğlu’nun, izleyicilerin heyecanından, İnce’nin çıkışından ve “sol – sosyalist” cenahın manifestosundan etkilenmeyeceğini söylemek mümkün değil. Tabii bu değerlendirmenin ne kadar doğru çıkacağını pratik gösterecek.
İnce’nin partiye yönelik eleştirileri yanıt buldu parti üyeleri arasında. Manifesto da çarenin sağ değerleri ön plana getirmek olmadığını söylüyor, ve tersine sol değerlere daha sıkı sarılmasını öneriyor.

Eleştiri şu:

Bugüne kadar sağa açılırsak oyumuz yüzde 40’a yükselir biçimindeydi. Kaç seçimdir bunların hiç biri doğru çıkmadı. O zaman kendi değerlerimize sarılalım...
İlhan Cihaner ve diğer “manifestocular” mesela, emek ekseninde bir politika izlenmesini öneriyor.
Evet vitrinde sağ isimler CHP’yi yükseltmedi. Her şey yerinde sayıyor. CHP şüphesiz ki bir kitle partisi, bir “sınıf partisi” değil. “Emekçi sınıfın” nerelere dağıldığı da biliniyor.
Ama bu olağanüstü koşullarda her şeyin yeniden tartışılması gerektiği de açık ve seçik. “Bir doğru” yok. Pek çok bileşkenin bir arada değerlendirilmesi, yeni bir hareket yönü belirlenmesi gerektiği de açık.
Bu aşamda, AKP’yi hangi seçmen, ekonomik ve sosyal dinamiklerin iktidarda tuttuğunu da, tarafsız ama bilimsel bir gözle tartışılması hayati önem taşıyor bence. “İyi muhalefet yapılmadığı için..” gerekçesinin ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğu da tartışmaya muhtaç..

Hedef CHP

İktidar, tüm yönetimiyle CHP’yi yıkmaya odaklanmış durumda. Seçim süreci içindeyiz. Günde beş zaman konuma ve Anadolu’da halka hitaplar, Afrin askeri hareketiyle birlikte yürüyor. Afrin açıkça başlıca seçim malzemesine dönüştürülüyor.
İktidarın odağından CHP var. Geride kalan Referandum sonuçları da Hayır Cephesi’nin CHP çevresinde kümelendiğini gösterdi. O halde CHP’ye alabildiğine ve hiç bir etik düşünce tanımadan yapılacak her türlü saldırı ile, CHP ve Hayır Cephesi’ni başsız ve dağınık bırakarak, seçmeni iktidara muhtaç etmeyi amaçlıyor olabilir.
Çünkü AKP  ile MHP ittifakının seçimleri garantileyeceği konusunda derin şüpheler var. Dahası, kazanamama olasılığı ciddi gündemde.
MHP ne kadar o getirecek AKP’ye, tartışmalı. Bu oyların kaçı Cumhurbaşkanını destekleyecek, tartışmalı. Böyle bir durum MHP’de yönetim değişikliğini kesin çözecek sonuç da üretir.
Kılıçdaroğlu, Referandum’da hayır çıkan büyükşehirlere odaklanılacağı işaretlerini verdi.. 

Anayasa Mahkemesi de kim

Olağanüstü koşullarda yaşayan ülkemizde, devlet, demokrasi kurucusu ana muhalefet partisinin de olağanüstü koşullara göre davranış göstermesi doğru bir saptamadır. Tüm yönetimi ile, tüm üyeleriyle CHP’nin, sanki Meclis, sanki Anayasa, sanki tarafsız ve bağımsız mahkemeler yürürlükteymiş gibi hareket etmesi beklenemez. Kılıçdaroğlu bunun en iyi örneğini 30 güne yakın süren Adalet Yürüyüşü ile gösterdi.
Fakat ülke üzerindeki baskı çok ağır. Dur durak bilmeyen bir gündem ile iktidar, ekonomideki başarısızlıklarını, FETÖ birlikteliği ile ülkeyi sürüklediği darbe ortamını, Suriye politikasıyla ülkeyi soktuğu tehlikeli ilişkileri bile neredeyse CHP’nin üzerine yıkacak. Sanki 15 yıldır iktidarda CHP var.
Anayasa Mahkemesi’nin, varlığını sağlayan Anayasa’yi bile tavsattığı, en alttaki mahkemelerin bile “Anayasa Mahkemesi de kim” dediği yasasız bir ortamda, olağan politikalardan bahsetmek zor.

Özetle bu “Son kurultay” çok anlamlı... Herkes için son herkes için yeni bir başlangıç..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder