Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

25 Kasım 2017 Cumartesi

"Vesayet Savaşları” çemberi.. “Milli Dava”mı?

Türkiye’de çok tartışılan “Askeri Vesayet” ve bu bağlamda siyasi vesayet konusunu derinlemesine ele alan bence en önemli kaynak kitaplardan biri Ahmet Yavuz’un “Vesayet Savaşları - İleri Demokrasi Hayalinden Darbe Gerçeğine” kitabı. Yayınlandığından bu yana iyi satıyor, fuarlarda Yavuz’un önünde imza kuyrukları oluşuyor. Çünkü Türkiye’nin yakın geçmişine ve bugününe, o çok konuşulan “vesayet”e, kimin ve neyin vesayeti ve tabii ki öncelikle askeri vesayet konusuna cesaretle dalan bir çalışma. Bu bakımdan gördüğü ilgiyi fazlasıyla hakediyor.
Siyaset - asker ilişkilerindeki dengesizlikler, askerin hangi konularda ve hangi süreçler sonucu ülke yönetimine ağırlığını koyarak “vesayet” oluşturduğu, siyasetin hataları ve uygulamaları gibi pek çok hayati önemde ve tartışmalı konuya giriyor Yavuz. Ve özellikle içinden geldiği askerin yanlışlarına dikkat çekici ve mümkün olduğunca nesnel yaklaşımı da, kitabı değerli kılan başlı başına bir özellik.

Vesayeti bitireceğiz’in öbür ucu

Siyasetin “askeri vesayete son vereceğiz” yaklaşımıyla özellikle 15 yıllık AKP iktidarı süreci içinde yaşadıklarımız, bize şunu gösterdi: Amacın öte ucunda, tam bir siyasi - tek adam vesayeti kurmak varmış. 
Denge yok. Bu kez herşeyi üstelik tek başına kumanda etmek durumu ortaya çıkınca, herşey üzerinde bir “siyasi vesayet” niyeti ortaya çıkıyor. Demek ki imesele, en azından bu iktidar için “tek adam vesayeti” kurmakmış. Yavuz bu konulara da giriyor, Ordunun haksız yere itibarsızlaştırılması bağlamında açılan yasa tanımaz davaların sonuçlarını da bu açıdan değerlendiriyor ve şüphesiz ki Suriye savaşı gibi konulara giriyor.
Yavuz, pek çok konuda, subayken şahit olduğu konuşmaları, uygulamaları ve o sıralarda kendi düşüncelerini de dile getirerek. Mesela ABD’nin daha Özal zamanında Kürt oluşumunu ortaya çıkarmak için attığı adımlara işaret ediyor. Mesele hiç “Suriye’nin demokratikleşmesi” olmamıştır, diyor.
Ordunun içinden olaylara net bir demokrat ve eleştirel bakış.

Anayasa’nın Vesayeti

Bir kaç not daha ekleyeyim: Ahmet Yavuz’un daveti üzerine kitaba yazdığım Sunuş’da belirttiği gibi, demokratik bir ülkede şüphesiz çeşitli güçler vardır. Siyasi, askeri, ekonomik, kültürel, bilimsel vb. Ve bu güçler ülke üzerindeki politikalarda ve yönetimlerde ağırlıklı pay sahibi olmak için çaba sarfederler.
Burada her şeyi dengede tutan ve tutacak olan Anayasa ve yasalardır. Bu ilkeler ve kurallar çerçevesinde, ülke yönetiminde bir vesayet varsa, bu anayasanın vesayeti olabilir ve olmalıdır. Çünkü en üst kural koyucu ve emredici odur. Hele Anayasa’yı da yıkan bir vesayet gündeme geldiğinde, orada sadece keyfi ve otoriter yönetimden bahsedebiliriz. Bu arada Yavuz, FETÖ konusuna da esaslı giriyor kitabında. Kırmızı Kedi yayını.

ZARRAP VE SIKIŞAN İKTİDAR

İleriyi hemen her konuda bu kadar göremeyen “kör” bir iktidar ve ülke yönetimi söz konusu olunca, ABD’de süren Zarrap mahkemesi “milli dava” ilan edilir… Zarrap’ın siyasi ve parasal kirli çamaşırları ortaya döküldüğünde, kendisini yargılamadan kaçırıp siyasi olarak aklarsanız ve üstüne üstlük “ülkemizin müstesna iş adamı” payesiyle ödüller verirseniz, birileri de onu yakalar ve yargılar.
Şüphesiz ki bu yargılamanın iktidara yönelik yönü vardır ve güçlüdür.
Fakat mesele bunun ötesinde. İktidar kendisine olan “büyük ve sarsılmaz güveni” ile “burnumuza kirli kokular geliyor” noktasına geldi. Günaydın!
4 Bakanını da siyasi olarak akla, ama siyasi hayatlarını da bitir.. Zarrap’ı ise el üstünde tut. Dahası, ABD’de ilk tutuklandığında “olayın Türkiye ile ilişkisi yok” de..
Bu “milli dava” mı, yoksa iktidarın politikalarının ülkeyi de soktuğu zor durum mu.. Özellikle şüphesiz ki ekonomik etkileri ve yansımaları açısından, her zamanki gibi, ülke ve insanı bunun ceremesini çekiyor. 

İktidar bu halka sürekli bedel ödetiyor.
23 Kasım 2017 Perşembe / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder