Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

14 Nisan 2017 Cuma

İki başlılık: Biri Beka’yı, diğeri Fena’yı temsil eder


Sağın çok çok az sayıdaki bağımsız entelektüellerinden, felsefeci Dücane Cündioğlu’nun bir paylaşımı dikkatimi çekti. (Ona ne kadar sağ denir, tartışmalı). Diyordu ki, Osmanlı devletinde iki başlılık vardı. Padişah/Sultan ile Sadrazam.
Bugünkü karşılıkları ise Cumhurbaşkanı / Devlet başkanı ile Başbakandır.
Cündioğlu, bu iki başlılığın hikmeti neydi, diye sorduktan sonra şu yanıtı veriyordu: Sultan Beka’yı temsil ederdi, Sadrazam ise Fena’yı...
Sadrazamın, ekibi vardı (parti) icraat onlardan sorulurdu, kötülükler onun /onların üzerinde kalırdı, hatta bu yüzden kelleleri giderdi.. Sultan ise “Halkı ve hakkı temsilen Sultan tarafsız farzolunurdu.” Cündioğlu, Max Weber’e atıfla, iki başlı yönetimin nedeni Sultan’ı kişisel sorumluluklardan arındırma isteğidir, der.

“Fena”nın da başı

Bu, tarihsel yönetimlerden süzülmüş bilgelikle ilgili bir meseledir. Türkiye’de minik bir işaret bile yok, 15 yıllık AKP yönetiminde.. Devlet yönetiminde işler kötüye gittiğinde, “başı kesilen” icraatten sorumlu olandır, yani başbakan ve bakanlar kurulu, veya diğerleri.
Devlet Başkanı ise, devleti ve Cumhur’u temsil eder, sürekliliğin adıdır. Beka’dır, yani gelecek.
ABD’de başkanlık da icranın başıdır. Ama orada “devlet başkanlığı”nı temsil eden ise “Anayasa, hukuk, yargı”dır. Bu üçlü, ABD’nin geleceğini temsil eder. İcracı adam, bu üçlüye dokunduğu zaman eline hemen bir balta iner. Trump’un yediği tokatların nedeni.
Şirketlere bakın, yönetim kurulları vardır. Bir de genel müdürleri. Yönetim kurulu başkanları / heyetleri şirketin geleceğini temsil eder. Müdürler ise icraatın başındadır ve başarısızlıklarında şapkalarını alır gider
AKP içindeki zevattan en küçük bir itiraz yoktur, RTE’nin “devlet başkanlığı” ile “başbakanlığı” birleştirme isteğine. Reis, yıllardır bunu hedeflemiştir. Tüm güçleri de birleştirmiştir. Her şeyden sorumlu zat.

Kendi kendini kontrol!

Ama böylece icraatı da doğrudan devralarak “Fena”nın da simgesidir. “Fena” durumda baş aşağı gidecektir.  Yönetimlerin- icraatların uygunluğunu gözetecek, adaletin hak ve hukuka ve eşit yurttaşlık ilkesine göre dağıtımını sağlayabilecek mekanizmaların da başıdır. Bu kendi icraatını ve adalet anlayışını sorgulatmamak niyetindeki bir kişinin mutlakiyetçi kafa yapısı ve tarihimizde böyle bir şey yok.
Kendisini kontrol edecek / dizginleyecek yasal-hukuki hemen hemen hiç bir kurumsal yapı bırakmadı. Kendi partisi içinde de. Orada sadece, Reis’in istediği düzene kafa sallayıcılar kaldı. İtirazcılar ise tasfiye edildi. Bu açıdan parti otoriter tek tip partiye tamamen dönüştü.
Bu durumlarda, olacak olan, Türkiye’nin her açıdan ve bakımdan zor koşullarında kaçınılmaz tökezlemedir.

Tökezletecek tablo

Bu tökezlemeyi kaçınılmaz yaşayacağız. Ekonomi tökezlemiş durumda. Başka şeylere de bakalım: Türkiye’nin dünyadaki yerini, yarın çıkacak Herkese Bilim Teknoloji dergisinde Müfit Akyos şöyle sıralıyor:

Endeks
Türkiye sıralaması /
Ülke sayısı
1.              Avrupa Yenilik Karnesi
32/36
2.              Herkes İçin Eğitim (EDI)
50/92
3.              İnsani Gelişme (UNDP)
72/188
4.              İnsan Kaynakları
73/130
5.              Yasal Hakların Gücü
127/188
6.              Hukukun Üstünlüğü 
99/113
7.              Daha İyi Yaşam (OECD)
35/38
8.              Küresel Cinsiyet Uçurumu
130/145
9.              Dünya Ekonomik Özgürlük
90/159
10.         Yolsuzluk Algılama
75/176
11.         Küresel Rekabet
45/144
12.         Yargı Bağımsızlığı
101 / 144
13.         Polis hizmet güvenirlik
103 / 144
14.         İşçi hakları
En kötü 10 ülke
15.         Küresel yaratıcılık endeksi
88 /138
16.         Teknoloji
             58 /139
17.         Yetenekteki yeri
53 / 139
18.         Hoşgörüde yeri
123 / 139
19.         Küresel yenilik
42 /128
20.         Siyasi ortam
88/ 128
21.         Düzenleyici ortam
96 /128
22.         Uluslararası Fikri Mülkiyet
61 /128
23.         Yasal ve politik çevre
85 / 128
24.         Politik istikrar
116 / 128

Tüm bu endeksler TÜİK’in sitesinde var! Ben de utanılacak bir kaç endeks ekleyeyim, ilk rakam ülke sırası, ikincisi ülke sayısı

25.         (RSF) Basın özgürlüğü-2016
151 / 180
26.         (Freedom House) Basın
Özgür değil
27.         FH, Ülke özgürlüğü
Yarı özgür
28.         Ekonomik özgürlük
Ortalama
29.         Yolsuzluk
Çok
30.         Yönetimde şeffaflık
26/ 36
31.         Küresel barış
145/163
Bu tablo, ülkenin her bakımdan kırılgan yapısının aynası. Şimdi üstüne de yüzde 50 gibi çoğunluğun yeni devlet kuruluşunu reddiyesini ekleyin. Yönetilemez bir ülkeye doğabiliriz.

Ne yani milletin yarısını polis ve askerle mi ezip yok edeceksiniz..
                                  13 Nisan 2017 Perşembe  / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder