Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

2 Kasım 2015 Pazartesi

Cumhuriyetçi yığınağın arkasında toplanma günü



Saltanat’ın kaldırıldığı günde seçim yapılıyor.. hayırlı olsun..

93 yıl önce, 1922’de, Kurtuluş savaşı başarılıyor, bunun üzerine işgalciler Lozan’da Barış Konferansı toplanmasına karar veriyor ve dikkat edin, hem “İstanbul Hükümeti”ne hem de Ankara Hükümetine konferansa katılma davetiyesi gönderir. “Osmanlı hükümeti” şeklen vardır ve konferansa katılma arzusundadır.
Bugün birilerinin gerçekleşmediği için arkasından ağıt yaktığı Sevr anlaşmasının iptali ve Ankara’nın zaferinin tescili gündemdedir.. Sevr’in imzacısı ise masaya oturacaktır!
Ama işgalcilere göre, sanki İstanbul’da hükümet var! Ankara henüz İstanbul meselesini halletmiş değil, sıra ancak geliyor. Bundan daha iyi bir  vesile olur mu? Meclis toplanıyor ve “Saltanat’ın lağvedildiğini” açıklıyor
Üstelik yasayı geriye doğru yürürlüğe sokarak, “İstanbul’daki şekli hükümet 16 Mart 1920’de tarihe intikal etti” diyerek... Bu, İstanbul’da işgalin de son bulduğu tarihtir! Yani Padişahlık, tahtı, emrindeki hükümet, bakanlıklar, Meclis falan ne varsa feshediliyor. Bir yasa ile! Devrimci bir hükümetin ve yeni kurulan Türkiye’nin gücüdür bu! İplik söküğü geliyor sonrası: Osmanlı hükümeti 4 Kasım’da Padişaha istifasını sunuyor. Ankara’nın İstanbul’daki temsilcisi Refet Bele Paşa, bakanlık sorumlularını topluyor ve hadi tamam diyor.
Atatürk Nutuk’ta, milletin saltanata isyan ederek hakimiyeti eline aldığını açıklar, dahası Padişahlığı, Saltanatı isteyenler için, bazı kafalar kesilecektir, der. Zaten 1923’te de saltanatın kaldırılmasına muhalefet edenlere, vatana ihanet suçlaması ve idam ceza getirilmiştir.
***
Cumhuriyet’te halk, millet vardır. Egemenliğin esas sahibi.
Cumhuriyet’te “saray” yoktur. Saray, kralların, sultanların, saltanat sürdükleri yerlerdir. Halkın omuzlarından, sırtından, alın terinden, ebedi bir güç!
Cumhuriyet bu gücü yerle bir etmiştir.
Çankaya, milletin hakimiyetinin, bu yeni gücün, yeni devletin, yeni yönetimin temsil yeridir.
Dünyanın hiç bir yerinde (istisnalar var mı bilmiyorum), cumhuriyet ve demokrasilerin “sarayı” yoktur. Varsa bile olmamalıdır.
İngiltere’de  Kraliyet Ailesinin sarayı vardır. Bir gelenek olarak bu temsil korunur. Ama Cumhuriyet ve demokrasi 10 Down Street’te temsil edilir.
Amerika’da “White House”dur Cumhuriyetin temsil yeri. “Beyaz Saray” saraycı beyinlerin yakıştırmasıdır.
Saraylar birer müzedir.
***
Ama bizim seçilmişler Sarayları çalışma ofislerine dönüştürür önce, tüm saraylar onlara aittir! Yazlığı, kışlığı, ofisi, ayaküstüsü, konutu vb..
Şimdi Cumhurbaşkanına İstanbul’daki saraylar yetmemiş, Ankara’da Beştepe’de dünşanın hiç bir cumhuriyet ve demokrasi hükümetinin asla aklından geçiremeyeceği (büyüklüğünü falan kastetmiyorum, kavram olarak diyorum) bir “saray” inşa edebilmektedir.
Kendisi padişahlık afişleriyle karşılanabilmekte, kutsal bir kimse muamele yapılmasına izin verebilmektedir.
Bir yazarı, “halifeliği üstlenecek” diye de yazabilmektedir.
Sadece şunu belirtirim. Saltanak da, saray da, halifelik de, devleti yönetenler arasında kutsallık da, hepsi Türkiye’nin kuruluşu ile birlikte kaldırılmıştır.
Hem de yasa ile..
Arkadaşlar bugün 1 Kasım, Genç Türkiye daha o zaman 1 Kasım’ı bayram ilan etmiştir, anımsatırım...
Nice bayramlara!
***
TAHA ÖZHAN: Geçen yazımda, AKP milletvekili ve düşünce kuruluşu SETA’nın eski Başkanı Taha Özhan’in doktorasını nereden aldığını, alıp almadığını sormuştum. Taha bey ilgi gösterdi ve yanıt verdi. Dkotorasını İngiltere’de Keele University’den aldığını belirtti. Gönderdiği bazı belgeler henüz elime ulaşmadığı için ayrıntısını sonra yazacağım.
1 Kasım 2015 Pazar / Bilim ve Siyaset  Cumhuriyet


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder