Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

3 Ekim 2011 Pazartesi

Çak! Yoldaş! (Şu Doktorlar Konusu!)


Yahu dedim bu kişi komünist veya sosyalist olmuş..
Televizyonda kırk yılın sağcısı, sağcısından öte, sağcı otoriter her türlü rejim yanlısı ve destekçisi N.Ilıcak, Sağlık Bakanlığının tıp akademisyenlerini, hocaları ve doktorları kul ve köle yapma politikalarına destek veriyor. Diyor ki TV’de, yaklaşık olarak: Aslında sağcı birisi olarak bu tür sosyalizasyonlara benim karşı çıkmam gerekir, sizlerin ise desteklemesi gerekir; oysa ben destekliyorum siz karşı çıkıyorsunuz.. Fena mı bütün halkı yararlandırmak istemesi..
Ilıcak, ideolojisi gereği, CHP böyle bir şey yapsaydı, kıyameti koparırdı! Ne içi geçmiş ve çökmüş sosyalist politikaların uygulayıcılığı kalırdı, ne insan hak ve özgürlüklerini çiğnemesi ve girişim özgürlüğünü yoketmesi..
Ama iktidarı destekleyecek ya, sözde, “sosyal politika” destekçisi giysisi giymiş!
Yok yok, sankisosyalist” ya da” komünist” olmuş, onun için demedim, (rüyasında görse, kırk gün arınma tapınmaları yapar), Sağlık Bakanı için söyledim..
Bakana içimden kocca bir “Çak Yoldaş..” diyesim geldi!
***
Antalya’da kitap fuarında doktorlarla sohbet ediyoruz. Sadece muayenehanede hizmet veriyorlar hastalara..
-Kapatacağım, dedi. Bakanlık muayenehaneleri kapatmamız için elinden geleni yapıyor.
Biliyorsunuz, merdiven basamak yüksekliğinden tutun, kapılarda milimetrik ölçülere kadar getirdikleri bir dizi makul olmayan kurallar, muayenehaneleri kapatma dayatmasıdır! İktidarın, “özel girişimciliği” yokedecek hali yok, ama öyle kurallar koyarsınız ki ortalıkta muayenehane bırakmazsınız!
Bakan acaba gizli komünist mi, dersiniz?
Yoo, o da değil! Doktorları ve meslekleri “devletleştirme” gibi bir düşüncesi yok. Tam tersine, muayenehane kurallarıyla doktorlara diyor ki, git özel hastahanelerde çalış!
Bu kadarcık mı?
Hayır tabii ki, özel hastahanelere de diyor ki, bak doktorlara, benim hastahanelerimde veremediğim parayı veremezsin, en çok şu kadar para verebilirsin!
Yazıyorum: Özel hastahaneler üzerinde de büyük baskı var!
Bakanlık, elemanları aracılığıyla, özel hastahanelere hangi bölüme kaç tane doktor alabileceklerini dikta ediyor! İstediği doktorları almalarına izin vermiyor! Bir yere girmek isteyen doktora “orada yer yok, sen şuraya git” (iktidar ortaklığı söylentileri çıkmış özel hastahaneler), diyor.
Özel hastahaneler suspus, bir şey söyleyemiyorlar, terörün esirleri!
Devlet, özel hastahaneleri de yönetmeye kalkışıyor! Tıpkı, YÖK aracılığıyla özel üniversiteleri yönettiği gibi! (Vakıf üniversiteleri üzerinde biad- köle yapma baskısı başka bir yazıya..)
Böylece, heryerde sözde ucuz hizmet verdirecek, seçimlerde de parsayı toplamak amacıyla..
***
Şüphesiz, üniversitelerde öğretim üyelerine bazı çalışma kuralları konabilirdi. Hem akademik tıbbın büyük çoğunluğunu memnun edecek, hem araştırmayı teşvik edecek hem eğitimin niteliğini arttıracak ve sonuçta tıp fakültelerinde tedavi, hizmet, araştırma ve eğitimi dünya düzeyine çıkartacak önlemler... Öyle ki yetişkin akademisyenlerin gözü dışarıda kalmayacak.. kardeşim ne yapalım giden de gidecek..
Hayır, demir yumruk iniyor ve herşey paramparça!
Amaç, tıp fakültelerini de doğrudan bakanlığa bağlamak! Paralarını tamamen denetleyerek ve mali özgürlüklerini yokederek, onlara diyor ki: Gel bana-al para!
Zaten 25’e yakını aldılar. Şimdi oralarda kadife eldivenli yönetim var. Diğerlerini de devralınca, kadifenin içindeki demir yumruğu göreceğiz!
***
Üniversiteden bir tıp profesörü dostum diyor ki: Şu sırada muayenehanelerimizde bakanlığın, il sağlık müdürlüğünün müfettişleri, elemanları denetleme yapıyorlar, “acaba üniversitedeki görevinden kaçtı, muayenehanesine mi gitti..” diye! Uzun süredir abluka var!
Diyor ki, “aslında telefonlarımızı takibe alsalar nerede olduğumuzu daha iyi izlerler..”
Yok yok, üçkağıt yaparsınız, telefonlarınızı üniversite ve çevresinde dolaştırırsınız ve aldatırsınız..
Bu tıpçılardan her şey beklenir! En iyisi, hepsine uzaydan GPS ile izleyebileceğimiz birer çip takmak!
Artık nerelerine bilmem. Filmlerden esinlenirsek, görünmez yerlerine, mesela kafa derilerinin altı olabilir!
Teknolojinin son yöntemlerinden yararlanalım! Başka türlüsünü yaparsak, ayıp olur, damgalı eşek gibi dolaşıp dururlar, dünyaya rezil oluruz, malum insan hak ve özgürlükleri var!
***
10-12 yıl tıp eğitimi almış insanları, ucuzundan ya devlet ya da özel hastahanelere peşkeş çekme politikasına ben:
Çak yoldaş” demem!
Heil Hitler” diye selam çakarım!
Çak!!!
--3 Ekim 2011 Pazartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder