Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

2 Mayıs 2015 Cumartesi

RTE Milliyetçi Politikalara mı Yöneliyor?


RTE, Kürtlerden uzaklaşıyor, Ordu ile bütünleşiyor, PKK’nin muhtemel tehditlerini mi göze alıyor? Seçim sonrası “savaş” olasılığı?

Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan ve Parti’si üzerinde de kesin vesayeti açık saçık olan RTE, bizzat kendisinin kurduğu çözüm süreci masasını tekmelemeyi sürdürüyor. İki hafta önce “Kürt Meselesi yoktur” dedi, Başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan ile HDP’li temsilcilerin Dolmabahçe’de ortaklaşa açıkladıkları 10 maddelik deklarasyona karşı çıktı, neredeyse tanmadığını söyledi..
Önceki gün de şöyle dedi: “ülkemizde artık bir Kürt sorunu yoktur. Kürt sorunu vardır demek artık ayrımcılıktır. Kürt sorunu bizzat Kürt sorunu vrdır diyenlerden kaynaklanıyor.. Zaman zaman “taraflar” diyorlar, sen kim oluyorsun da taraf diyorsun. Devlet bir “taraf”la masaya oturmaz.. Devlet silah bırakmaz, terörist silah taşırsa, devlet de gereğini yapar..”
***
Daha önceki yazılarımda, RTE partisinden özellikle MHP’ye oy kaydığını görünce çözüm sürecini askıya alma yoluna mı gidiyor, bu da bir seçim öncesi bir politika mı diye sormuştuk. Çünkü RTE bunu 2011 seçimleri öncesinde de yapmıştı ve ben olsam APO’yu asardım demişti. Sonrasını biliyoruz, “sayın Öcalan”a varmıştı.
Peki şimdi? Gerçekten RTE “çözüm süreci” politikasını kökten değiştiriyor mu? Bu son söylediklerini, seçim öncesi oy avcılığı değil de, kalıcı yeni bir politika olarak değerlendirmeli miyiz?
Bu olasılık oldukça ağır basıyor olabilir.

RTE Ordu ile bağlarını güçlendiriyor
Bunun en önemli işaretlerinden biri, RTE’nin TSK ile giderek artan “ittifakı” denebilir. Şüphesiz, TSK bir “devlet kurumu” olarak siyasetin emrindedir. Ama RTE “devlet benim” yolunda ilerledikçe, TSK ile de eskiye kıyasla daha başka bir ilişki kuruyor. 
RTE’nin otoriter yönetim anlayışına toplumda tepkiler giderek yaygınlaştıkça, o “ekonomik mucizelerin” cilası döküldükçe, seçmen tabakalarında desteği de kaçınılmaz olarak azalacak. PKK’ya “özerklik” vb gibi ayrımcı sayılabilecek politik “haklar”a varacak kararlar, muhafazakar ve milliyetçi tabanda büyük seçmen kaymalarına neden olacağı ve bu sürecin belki de MHP’yi iyice büyütecek etkiler yaratacağı düşünülmeli.
Bu seçimlerin bir başka özelliği de şu olacak: MHP’nin, vitrinine koyduğu adaylarıyla, “milliyet-türkçü” parti kimliğinden giderek “kitle partisine” evrilme olasılığı artıyor. Eğer oylarını 17-18 ve üstüne tırmandırırsa.. Bu, AKP’yi çok zora sokacak bir gelişme.
AKP, HDP’nin Meclis’e girmesini engellemeye çalışıyor. Anlaşılır nedeni, tek başına iktidar olasılığını kesin garantilemek. Tabii muhtemel anayasa referandumu çoğunluğuna da ulaşmak.
Buna karşılık, seçim sonrası AKP’nin verilecek bir şey kalmadı politikası devreye girerse, PKK tehditlerini uygulamaya koyar mı?

Silahlı çatışma, RTE’nin Muktedirliğini güçlendirir
Yeni iç güvenlik yasası, 250 TOMA, askerin yeniden mevzilenmeye şimdiden başlaması, bu tehdite karşı RTE’nin yanıtı hazırlığı. Yani RTE olası bir çatışmalı durumu göze alıyor gibi. Tabii bu durumda da TSK ile bütünleşecek. TSK “ülkenin üniter birliği” konusunda düşünce olarak da herkesle ittifak yapar.
Bu durum, RTE’nin, yasal olsun olmasın fiili başkanlığını istediği şekilde kullanmasını kolaylaştırır. Ordu ile sorunsuzsuzluk, RTE’ye güç verir. Politikalar “milliyetçilik” tabanında yeniden biçimlenir. M. Belge vb gibi bazı liberal kişilerin ileri sürdükleri “darbe tehlikesi vardır” gibi düşüncelerin de zemini kesin ortadan kalkar. RTE’nin Kıbrıs konusundaki çıkışına dikkat. TSK da başka türlü düşünmüyor.
Peki PKK’nın, yeni dönemde, Türkiye dışından aldığı destek sürer mi? Ankara’nın IŞİD konusunda daha çok devreye girmesi ile, Batılı egemenler, Barzani ile yetinebilirler. Barzani-PKK anlaşmazlığı biliniyor. Ankara’nın Barzani’yi desteklediği de.
Bu gelişmeler PKK’nın silahlarla oyun alanını zorlaştıracak gibi. Seçim sonrası silahsız bir Kürt Politikası’nın zemininin yaratılması, RTE’nin muktedirliğine karşı en iyi mücadele koşullarını yaratır.

Silahlı çatışma dönemine geri dönüş, sadece RTE’yi güçlendirir.
---30 Nisan 2015 Perşembe / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder