Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

18 Haziran 2013 Salı

Gül Sizce Nerede ve Bu Resimler Ne Anlatıyor?





Toplumsal şiddet dağlara tırmanırken, bazı insanlar durmadan Cumhurbaşkanı Gül’ün kapısını çalıp durdu: “Cumhurbaşkanım orada mısınız, şu duruma müdahale etsenize..” benzeri yakarışlara, Çankaya kapı duvardı. Devletin ülkenin başı iki kelime etmez mi!?
Bu sayfadaki fotoğraflar çok şey anlatıyor.. Neden Gül’ün iki kelime etmediğini de!..
Bir aydır bu fotoğrafları yazacağım ama fırsat olmadı.. Hey neredesin,  diye Gül’ün kapısı çalınınca, yazmanın tam zamanı geldi. Hemen söyleyeyim: Gül, RTE’nin kanatları altında, o nedenle göremiyorsunuz!..
Bu fotoğraflar, 3. Köprü’nün temel atma töreninde çekildi. Fotoğrafı görünce, tamam dedim, RTE olayı bitirmiş, aralarında büyük anlaşma sağlanmış... Bu mesajı veren, Hayrünnisa Gül hanımla Emine Erdoğan hanımın ele ele kol kola fotoğrafıdır! son yıllarda böylesine “samimi” bir fotoğraf ve birliktelikleri görülmedi. Bu fotoğrafları iki liderin kamuoyuna da bir duyuru niteliğini taşıyordu! Gül ile RTE bu pozu veremeyeceklerine göre.. Zaten yazının altına koyduğum büyük fotoğraf da dörtlü mutluluğun kanıtıdır!
***
AKP’nin iki lideri arasında büyük çekişme vardı. Gül’ün karşı çıkışlarına bu köşede çok yer verdim. RTE Başkanlık Sistemi düşüyle Gül’ü tamamen tasfiyeye yönelmişti, Başkan olursa atayacağı hükümette Gül’e yer yoktu. Oysa Gül doğal olarak Başbakanlığı istiyordu (veya Cumhurbaşkanlığında kalmayı). Çankaya’yı isteyen RTE’ye göre ise bu durum “iki başlılık” yaratacaktı.. Gül’e BM Genel sekreterliği bile önerildi! Öyle ya “dünya lideri” RTE bıraksalar Gül’ü oraya atayacaktı (Oysa orası ABD’nin makamıdır!)
Gül ile RTE arasında “büyük anlaşma” temel atmadan kısa bir süre önce gerçekleşmiş olmalı.. Çünkü Gül o zamandan bu yana Erdoğan’a dokunacak ciddi hiç bir “eylem”de bulunmadı! İçki yasasını onayladı. RTE’nin Gezi Parkı’na büyük saldırısından hemen önce de, protestoculardan parkı boşaltmalarını istedi.. Başka bir şey daha dedi: Türkiye’de basın özgürlüğü vardır, demokratik bir ülkedir.. Batı basınında çıkan eleştirilere karşı çıktı.. Bu konularda da RTE’nin tam yanında durdu..
Hem de, ülkede demokrasi ve özgürlük yoksunluğunun, medyada Tayyipleşmenin ayyuka çıktığı bir zamanda! Bir nokta daha: Kılıçdaroğlu’nun “liderler zirvesi” talebini de geri çevirdi.. Gerçekten de çok anlamsız bir girişimdi! Gül- RTE ittifakını okuyamamış bir girişim!


Peki ittifak neden oldu? Diyorum ki, girişim RTE’den geldi! Neden? Parti içinde büyük rahatsızlık vardı ve Gül’ün yeni parti kurma arayışı ayyuka çıkmıştı. İkincisi, ABD ve bazı AB ülkeleri (İngiltere örneğin, Hollanda vb), RTE yerine Gül’ün ülkede dümeni ele almasından yanaydılar. ABD’den Gül’e çok açık destek geldi (Akli adam vb), RTE’ye de çok eleştiri! Parti içinde oluşan bu kanat+ABD-AB desteğine RTE karşı durabilemezdi! Ne kadar “milli irade” diye söylenip dursa da! Valla, medyayı da yanına aldıklarında, RTE’yi yıkıp geçebilirlerdi.. Partinin diğer önde gelenleri (Arınç mesela), RTE’nin papağanları durumuna itilip duruyordu..
Ayrıca Cemaat’i unutmayalım, ki Gül’e, AKP içinde oluşacak bu yeni oluşuma kesin desteğe hazırdılar..
***
RTE ve adamları bunu okudu. Önümüzdeki süreçte patlayacak büyük fırtına karşısında yıkılıp gitmektense, ittifaklara yöneldi! Tabii en önemli ittifak Gül ile yapılacaktı. Böylece Parti içinde “muhalefeti” de denetim altına almış olacak ve bölünmeyi önleyecekti.. Parti içindeki diktasını da sürdürecekti böylece..
Ne karşılığı peki? 
Üç olasılık var: Ya, RTE “Başkan” seçilmesi durumunda hükümeti kurması için Gül’ü Başbakan atayacak.. Ya Gül partinin Cumhurbaşkanı adayı olacak ikinci kez, bu durumda tüzük değişecek ve RTE Başbakan adayı olarak seçimlere girecek.. Ya da, eğer Başkanlık anayasası rafa kalkarsa, Gül ile Erdoğan, yer değiştirecekler, Putin- Medvedey rollerini oynayacaklar..
RTE’nin bir diktatör rolünde ortalıkta esip gürlemesinin, ve partisinde kimsenin sesini çıkartmamasının ardında (E. Günay ve iki milletvekili dışında), cephe gerisini bu sağlama almak yatıyor.
Şüphesiz, bu ittifak şimdilik böyle, ama ortaya çıkacak yeni durumlar, halk, ABD-AB ve dünya demokratik güçlerinin baskı ve tepkileri, Suriye, İran, Kürt meselesi ile ekonomideki kötü gidiş, bütün bu ittifakları yerle bir edecek ve yeni oluşumları ortaya çıkartacak güçlü potansiyellerin hepsini barındırıyor.. Hem de şiddetle!
----18 Haziran 2013 Salı  / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

2 yorum:

  1. Durumu "şahane okumuşsunuz"...

    YanıtlaSil
  2. Tespitler çok doğru hocam. Ama hala konuşmadığımız ya da konuşmaktan erindiğimiz, çok tedirgin edici şey şu: Bu adamların karşısına ilk genel seçimde civciv mi yoksa şapkadan tavşan mı çıkaracağız? Ne CHP (sesi çok muhafakar çıkıyor artık), ne MHP (AKP istepnesi), ne de neidüğü belirsiz BDP ile AKP' yi kimse ekarte edemez. Ancak oyları bir miktar azalır kanaatindeyim (baraj kaldırılmaz ve elektronik-yüksek ihtimal manipüleli-seçim sistemi değişmezse bu da olmaz!)...

    Saygılarımla,
    Süha DEMİREL

    YanıtlaSil