Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

5 Şubat 2013 Salı

“Ortak Siyasi Suç”tan Kaçınma Süreci?!


Başbakan son bir hafta içinde üçüncü kez Silivri yargılamaları üzerine “ölçülü” tepkiler dile getiriyor. Özellikle emekli Gn. Krm. Bşk. İlker Başbuğ örneği üzerinde sık durarak, yargılamaların neden tutuksuz yapılmadığını sorguluyor. Askerlerin yanısıra, ilk kez, Altaylı’nın Teke Tek programında, içerideki milletvekillerinin de tutuksuz yargılanabileceğini söyledi!
Gel de inanma, demiyeceğim.. Başbakan, Silivri yargılamalarında rol alanların kendi huyundan-suyundan değil de cemaat meşrebinden olduklarını biliyor. En azından, MİT üzerinden kendisine yönelen yargısal adımda bunu kesin olarak öğrendi! Derhal yasal düzenleme yaptı!
Silivri yargılamalarında işlenen ve işlenmekte olan siyasi “ortak suç”tan şimdi “kaçma” ve sorumluluğu, tepe tepe kullandığı “ortağına” yükleme zamanı mı geldi? Ben cemaatçileri burada bir iki kez uyarmıştım, bu iş üzerinize kalacak, en iyisi hukuksuzluklarda yasaları çiğnemekte israr etmekten artık kaçının, diye.. Ama hiç tınmadılar! Bugün Silivri hukukunu ve tutsaklığını tek savunanlar olarak ortada kaldılar.
Çünkü Başbakan amacına ulaştı, herşeyi kontrolü altına aldı.. Şimdi artık yeni bir düzenleme ve sakinleştirici politika zamanı mı geldi.. “Öteki Ortak”ın ise böyle bir derdi hiç olmadı. Onlar devletin ve toplumun her kilit noktasında ve köşesinde yuvalanma ve yönetme erkini ele geçirmekle uğraşıyorlar.
Şimdi RTE’nin son girişimlerinin nedenlerini anlamaya çalışalım..
***
Başbakan bir “yeni zaman”a, yeni bir politik duruma giriyor.
a)            Balyoz ve Silivri davalarının ancak zorbalık hukukuna ait alabilecek kokusu bütün dünyayı sardı.. merkez medyada artık Silivri yargılamaları üzerine neredeyse hen gün “bomba haber” patlatılıyor. Olsun, ben sevindirici buluyorum.. Özellikle Balyoz kararından önce yazılması gereken herşeyi, içerideki mazlumların sesini, karardan sonra bu gazeteler manşetlerine taşır oldular (Hakikatleri savunan bir avuç insanın sırtındaki yükü de paylaşıyorlar!). Cemaat adamları telaşla veryansına başladı!.. Davaların toplumda inandırıcılığı giderek azalıyor.. Başbakan da şimdi “günah keçisi yaratma”nın gerekliliğine inanıyor olabilir.
b)             Uluslararası baskı söz konusu. Avukat Hüseyin Ersöz, Balyoz davası sanıklarının, Amerikalı avukatlar aracılığıyla, “keyfi tutuklulukların önlenmesi” için Birleşmiş Milletler’e başvurmasını çok önemli buluyor..
c)             Utku Çakırözer’in dünkü haberi dikkat çekici. Yargıtay’ın Balyoz davası için 10 savcıyı görevlendirecek olması, davanın hızla görülmesi ve 9.Daireye daha olgun bir “boz-onayla” kararının gitmesini sağlayabilir. Ersöz, büyük davalarda Yargıtay’ın böyle bir yola başvurmasını beklediklerini söylese de, dosyanın üzerine yatılmayacağı ve hızla karar verileceği umudu doğdu.
d)            Siyasi davalarda, siyasi karar verici ve davaların başından itibaren takipçisi olduğunu ilan eden RTE’nin hoşnutsuzluğunu dile getirmesi, şüphesiz ki dava sürecini etkileyici bir güçtür. Ersöz de bu kanıda. Çünkü burada “hukuk” söz konusu değil..
e)            RTE’nin elinde ordu mordu, moral falan mı kaldı?! Deniz Kuvvetleri’ndeki büyük düşüşler ve boşluklar, Hava Kuvvetleri’ndeki istifalar vb. her iktidar erkini derin derin düşündürür! Özellikle Suriye ve Orta Doğu’da “askeri” politikayı öne süren Başbakan söz konusu ise!
f)             RTE’nin Öcalan ile müzakeresini, Kürt Meselesinin çözümü için hazırlığını yaptığı “anayasal değişikliği”, Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasa taslağında “Türk” olan herşeyi atmak istediğini, bugüne kadar kendini “Türk” bilenleri “üst kimliksiz” bırakacak durumun yaratacağı “kimlik bunalımı”nın siyasi yankılamalarını düşünürseniz.. 
...Başbakan’ın acil bir dengeye ihtiyacı olduğunu görürsünüz.. Artık siyasi amaca ulaşmış Silivri yargılamalarının yarattığı büyük yükü sırtından atmakla, bu dengeyi sağlayacağını düşünmüş olabilir..
***
Tabii “yeni durum” saymakla bitmez. RTE anayasası, Meclis’te oylama, referandum süreci, yerel seçimler, Cumhurbaşkanlığı seçimleri... genel seçimler.. Bütün bunların da bugünü etkileme gücünü yabana atmayın...
Yazıyorum şuraya:
Başbakan siyasi hayatının en zor sürecine girdi. Sırtındaki yükleri hafifletmek istiyor!
---5 Şubat 2013 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder