Siyasette
Çözüm Bekleyen Sert Problemler-2.. Bugün “AKP’nin Demokratikleşmesi Mümkün mü”
ve “Erken seçimde ne olur”u tartışıyorum.
Evet, mümkün. Hayır mümkün
değil. Nereden baktığınızla ilgili bir durum. Fakat AKP’nin demokratikleşmesi
şart, en azından ülke için. Ana mesele, AKP’de tüm sürecin (ülkedeki gibi) tek
adamın denetiminde olması. Tek adamın da demokratik olmaması. Ülkedeki parasal
her türlü önemli işlerde karar verici olması. Her şeye hükmedici karakteri.
İktidarı için her türlü aracı kullanması. Köktendincilikle sonsuz oyunu...
Yıkmayacağı bir engel olamayacağına sonsuz inancı. Kini. Herkesin ipini bir
şekilde çekme politikası. Ülkenin zararına yararına düşünmeden ideolojik
kararları. Siyasi müthiş aldatıcılığı.
Güç anlayışı: büyük, daha büyük, en büyük..
Kendisine en çok küfür eden üç kuruşluk siyasileri en büyük biadçısı yapma
yeteneğini de vurgulayalım. Şimdi sırada, erken seçim olursa Saadet Partisinden
devşireceği birilerini izleyin, vd.
AKP, tek adamı aşabilir ve partinin kurumsal kimliği ön plana geçebilir mi? Mümkün. Ama bunun
için gerekli cesur çıkışlar yapabilecek kimse yok. Evet, farklı görüşleri
savunan var. Ama çoğu, tek adamın AKP için demir disiplinli tutkal olduğunu
düşünüyorlar. Parti içinde mesela Gül’ü isteyen güçlü bir kanat var. Olmadı,
lider olarak Davutoğlu’nun arkasında duracak olanlar da. Ama kritik eşikten
içeri kimse adımını atamıyor. Onun gücü
benim gücüm hesabı var. RTE partinin tüm kilit noktalarını tutmuş mu?
İktidar bir yapıştırıcı madde.
Ama içten içe ısınan bir kazan. Ne onlu ne onsuz. Nimet Baş ne diyor? Biz “Ak
Partilileriz, onlar AKP’li” (RTE çevresindekiler).
Yüzde 41
Parçalanır mı?
Ama bu gücün sonuna geliniyor olabilir. 7 Aralık
ilk büyük darbe. Bunu biliyordu, bu nedenle seçim öncesi Kürtlerle kurduğu
masayı devirdi. 7 Aralık, AKP’den bir “Kürt seçmen kaçışı”dır. Üstüne de biraz
milliyetçi oy kaçışı.
Yüzde 41 parçalanır mı? Bu önemli.
Evet, koşulları kendileri olgunlaştırıyorlar. Bu
kaçınılmaz. Başka kaçışlar olacak. Ekonominin sihirini bozdular. Dillerdeki
kaçak sarayı itibar kaybettiriyor. Yolsuzluk algısı güçlenerek sürüyor.
Bombalama, seçim öncesi masayı devirme
politikasının üst derecede sürdürülmesi.
276’yı yeniden elde etmeleri için ne yapmaları
gerekir sorusuna verilecek ve yeniden sıçrama yaptıracak yanıtları kalmayınca,
tek güçlü araç olarak, HDP’yi kum torbası yaptılar. PKK’ya operasyon, HDP’yi küçültmenin ve Meclis dışına itmenin ana
aracı.
Tıpkı, 2011 seçimlerinde MHP’yi baraja takmak ve
Meclis’i tam ele geçirmek için, seks kasetleri operasyonları tezgahlamaları
gibi. İkisi de aynı nitelikte operasyon.
Partiyi kapatmazlar, erken seçim sürecinde
liderlerine karşı her türlü operasyonu yaparlar. 10 ay önce PKK kalkışması ve
Demirtaş kışkırtması, şimdi gündeme getirildi. Aralarına Kılıçdaroğlu’nu da
soktular. Soyguncuların dolandırıcıların fezlekeleri kaçırılırken, yaptıklarına
bak. Uygun.
CHP’lilerin
bu erken seçimde tek hedefleri olmalı, tek adam ve çevresine yönelmek. Saray, soygun,
rüşvet ve dolandırıcılık. Suriye, mülteciler, iç savaş kışkırtıcılığı vb. Tam
ve saf siyasetle vurmak.
Operasyon
puan getirir mi?
Umdukları bu. Ama tersi bir sonuç üretebilir.
Cenazeler neden puan getirsin sorusu var. MHP’den bir kısım oy verir mi?
Olabilir. Bahçeli bile verebilir,
esprisi yapalım! Saadet Partisi’nden
devşirme ve biraz oy beklentisi olabilir. Bekleyin. Büyük Birlik Partisi oylarından kayabilir.
Ama, alacaklarından daha büyük bir parça kopabilir
AKP’den.
Ama erken seçimde yüzde 40’ın altına düşmüş bir
AKP manzarası, yazının başındaki sorulara “evet
mümkün” yanıtının dinamikleri devreye girer.
Bu seçim RTE için ya herro ya merro seçimidir.
Türkiye seçmeni yeni bir sınav eşiğinde.
-- 3 Ağustos 2015 Pazartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder