Siyasette
Çözüm Bekleyen Sert Problemler-3..
Bugün RTE’nin
ne için mücadelesini yoğunlaştırdığı üzerinde duracağım: Gücünün kırılmasını
önleme savaşında.
Ülkede istifa etmiş hükümet ve başında koalisyonu
kurmakla görevlendirilmiş Başbakan Davutoğlu var. RTE Anayasa’nın bir aracısı.
Anayasa diyor ki, git görevi
Davutoğlu’na ver. Anayasa kuralları düzeni belirleyen kurumsal yapı.
RTE’nin görevi orada bitiyor. Anayasa ona başka
maddelerinde diyor ki: Sen tarafsızsın, partin yok. Benim kulumsun,
ne emredersem onu yapmalısın, ne fazlası ne eksiği.
RTE Davutoğlu’na hükümeti kur diyor, ama fiilen
de: Koalisyon kurulmasın, hemen erken
seçime gidilsin” diye çalışıyor.
Cumhurbaşkanı, Anayasayı çiğneme şampiyonu. Vaazedilen: Cumhurbaşkanı icraatlerinden dolayı yargılanamaz, vatan hainliği
dışında. Anayasa’da böyle yazıyor...
Cumhurbaşkanı, her yurttaş gibi, Anayasa’ya uymak
zorunda. Her yurttaş gibi, hangi maddelerini çiğnerse oradan yargılanır. Yaptığı,
makamından kaynaklanan bir ‘icraat” değil, Anayasa’ya uymamaktır. Cumhurbaşkanı Anayasa’ya uymak zorunda
değildir, çiğneyebilir, diye bir koruyucu madde yok.. Devran döner,
hakkında dava açılır.
“Biz AK
partiliyiz..” diyenlere
RTE, güç kaybederse, kendisi için yeni bir dönem
başlayacaktır. Bu yeni dönem, ülkede her şeyi kontrol edemeyeceği dönem
demektir. Hukuk ve yargı dahil.. Koalisyon
kurulması, güç kaybının şimdi önümüzdeki en önemli güncel aracıdır. İlk
aşamasıdır. Sadece bu açıdan bile koalisyon kurulmalı, noktasındayım artık.
Güç kaybı, koalisyondan sonra sürer ve yeni
aşamalara sıra gelir.
Bu yeni aşamanın ilki, bir süre sonra, Parti üzerindeki mutlak etkisinin önemli
ölçüde kırılmasıdır. Çünkü Parti içinde yeni bir güç odağı büyür. Bu
Davutoğlu olur veya başkaları.
Böylece Partisi içinde “biz AK partiliyiz, onlar AKP’li” diyen anlayışın serpilmesi hız
kazanır, bu AKP içinde yenileşmenin süreci olabilir. Yenileşme, iktidarın
geçmişte içinde yüzdüğü tüm yolsuzluk, ihale belirleme, havuz medyacılığı vb
gibi konuları ciddi bir şekilde gündeme getirir. AKP içindeki “AK partililer”
müthiş rahatsızdır.
Medya tetikçileri, mesela hâlâ Aydın Doğan’a, Hürriyet’e saldırıyor.
Baktım, Hürriyet başmakale yayınlamış yine. Bu çizgi, ayakta kalan ortadaki
etkin medyayı da bitirme girişiminin bıkmadan usanmadan sürdüğünü gösteriyor.
Beştepe ve adamlarının istediği, tüm iletişim organlarını mutlak iktidarları
için manipüle etmek ve hepsini halkı aldatan organlara dönüştürmektir. Bunlar
medya falan değil.
Bunu anımsatmamın nedeni, çizginin asla değişmediği ve Türkiye’yi götürmek istedikleri tam
totaliter yönetimdir. Sözde demokrasicilik altında bir tiyatro oyunu. Gerçi
bu oyun epey süredir sahnede..
Erken seçim
mutlak mı?
Güç
kırılması bir kez başladı mı, kağıttan kuleler gibi bir yıkımın başlayacağını
biliyorlar. Mutlaklık için yapılan siyasetin doğasında bu var.
Bu nedenle koalisyona kesin karşı. Tek başına
iktidar istiyor.
Eğer erken seçimde 276’yı bulursa, parti üzerindeki egemenliğini sürdürür.
Bulamazsa, ikinci ağır yenilgisini alır. Yani RTE için de bir riskli süreç.
Erken seçim, AKP için de yeni bir dönem başlatır.
Peki erken seçim Kasım’da ya da ilkbaharda mutlaka
yapılacak mı?
Savaşın bilançosuna bakacaklar. Ne getiriyor ne
götürüyor. Umdukları sonuç ortaya çıkıyor mu. Ekonomi seçmen kaybettirecek
boyutlara ulaşıyor mu ve benzer gelişmelerin seçmen üzerindeki etkisine,
anketlere de bakıp erken seçime karar verirler.
Zamana ihtiyaçları var. Davutoğlu açmazda, boyun
eğmede. Bir süre daha eveleme geveleme, müstafi iktidarı sürdürmece, azınlık
hükümeti denemece, en geç ilkbaharda seçim oyunbazlığı... Ama dikkat: RTE ve
AKP orada, tepede, icraatte hep.. Milletin iradesinin gaspı.
Erken seçimde de tek başına bir iktidar
çıkartamazlarsa, düşünün, AKP iktidarını sürdürmecenin yeni alavere
dalavereleri..
Ne zamana kadar?
--- 4 Ağustos 2015 Salı / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder