Bugün
acaba seçim yapılır mı, üç ay içinde tek
başına iktidar için neler tezgahlanabilir gibi epey spekülatif şeyler
yazacağına, sizlerle bir okurumun, sanırım müstear adla gönderdiği,
siyaseti ve aklı, İslamla da harmanlayan mektubunu paylaşıyorum. Özlemişim bu
tür tepkileri..
***
“Muhterem
Orhan Bey,
Lütfen hiç kimse ümitsizliğe
kapılmasın! Hayat herkese eşit mesafededir. Ben önceleri hep AKP oy verdim.
AKP'den ısrarla beklediğimiz; şiddeti red, iknayı yol olarak kullanamadılar.
Kısaca; DEMOKRASİYİ...
Son yüzyılın kaçırılmayacak
fırsatlarını bir bir heba ettiler. Bu süreçte ise en vahimi hayatlarına giren
tiksindirici çok yönlü vahşi kapitalizme
teslim oldular. İslam'ı da buna alet ettiler. Pragmatizmin varabileceği bu
demdeki en son yolda; (aslı zatında çok zorlandığı için kurgusal çok sorunlu
olan) Siyasi İslam en büyük yarayı aldı. Fiili
dua olarak veya ilahi taktir olarak; iyi de oldu. İslam ise dipdiri tahrif
olmamış asıl kaynaklarıyla alemlere Hidayet kaynağı olarak asıl sahiplerini
bekliyor. Yaşam, tercih ve kurgudur.
Müslüman da hayatını İslam'dan ve bilimden esinlenerek kurgulamak zorundadır.
Ama İslam insani ve kurgusal bir üretim değildir.
Bilim
insanlığın ortak aklı
Sorunları
çözmede bilimsellik,
insani kanaat ve kurgu olarak, doğruya yakın duran her şeyi kapsar. Başka yol
yok. Bilim insanidir. Öyleyse dini
yorumlar da bilimin dışında bir şey değildir. Çünkü yorumlayan insandır.
Bilimi üreten insandır. Bilim
insanlığın ortak aklıdır. Bazı hallerde zararına da olsa müslümanın rey'i bu
noktada olmak zorundadır. Bilim ölçü olarak asla mutlak değildir. Mutlak
olmaması, reddini gerektirmez. Bilim zamana göre devingen ve değişkendir.
Mutlak Allah'dır. O'nun ulûhiyetine ortak yoktur. Onun için bilim kayıp
servetimizken, bu günkü işlevselliği olan bize lazım olan doğrular Batılı normlar olduğu için düşmanlaştırarak/şeytanlaştırarak
yersiz Batı düşmanlığı yapan taklitçi
mütedeyin pragmatistçilerden de bu kadarı beklenebilirdi.
Ben Kürt değilim, HDP’e oy verdim.
Doğru yaptım. Basitce; müslüman adaleti gözetip, o an zararına da olsa, doğru
yerde durmalı. İlke temeli
yaşamayanları, modern kapitalizm, şu an bizi yediği gibi yer. Sonra da
kendi suçunu (kendi eliyle yele çöp olduğu için) suç keçisi olarak suçu akıldan
yoksunca batının boynuna astırtır.
İlke ve zihniyetler kalıcı, oysa
strateji ve oylar (tercihler) geçicidir.
Sizi önemsiyor ve takip
ediyorum.
Ne acı ki; İslam dini adaleti ve bilimi teşvik ederken, müslümanlar ise taraflılığı ve taklitçiliği benimsiyorlar. Bu
tabloyu değiştirmeden, sorunlar (çözümler: bir zat toplumun tercihi olarak
kitle ve kütle hareketi biçiminde) deneme ve yanılma usulüyle halledilmeye
devam edilecektir. Ülkemize basılan gazete ve kitap sayısı delilim. Ben 35
yıllık tecrübemde çok yönden Avrupayı da bilirim.
Ama psikolojik ve sosyolojik
perdeden irdelersek; son seçimde de olduğu gibi küçük bir azınlık öncü güç
olarak yoluna devam ettiği sürece, (sonra inanan için her şeyin sahibine teslim
olmak şartıyla) ümitsizliğe gerek kalmamaktadır.
Ortak
akıl, çoğulcudur
Bu çoğulcuğu son seçimle AKP'den
alarak şu ana kadar HDP kullandı ve beklemediğini başardı. Devam ettirebilirler
mi, öngöremiyorum.
Oysa öngörü bilgi, güç ve planları devre dışı bırakan en önemli yorum,
yöntem ve yönetim sorunudur.
Umarım HDP kendi mağdurlarını
üretmez.
Selamlar ile
Adam
Ademi,
adamademi@gmail.com
--23 Ağustos 2015 Pazar / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder