CBT
Gündem, Sayı 1480, 31 Temmuz 2015
Cemaat ile savaşının bir sonucu olarak Dershaneleri hükümet kapattı.
Doğru yanlış, bunu burada tartışmıyorum, ikili arasındaki bu derin konuyu merak
edenler “Çatışmanın Anatomisi”
kitabımdan okuyabilirler. Cemaat onbinlerce aileyi, yüzbinlerce öğrenciyi
dershanelere mecbur ve muhtaç eden eğitim sisteminden yararlandı, ve buraları
kendi örgütüne adam devşirme aracı olarak çok iyi kullandı. Pahalı eğitim
sistemini karşılayabilecek durumda olmayan yüzbinlerce aile, Cemaatin cazip
eğitim önerilerine kapıldı (burs, çocuğunu bize teslim et parasız eğitelim,
ışık evleri verelim, vb..). Dershaneler çoğunluk olarak Cemaatin eline geçti.
Bu örgütün, Milli Eğitim ve ÖSYM’deki örgütlenmesi ile dershaneler ve sınavlar
ele ele götürüldü.
Iktidar ortakları birbirine girince, AKP İktidarı/RTE de, dershaneleri yasayla
kapatarak, Cemaatin “suyunu kesmeye” yöneldi. Anayasa Mahkemesi de yasayı
bozdu.
Gerekçesine bakalım: "Dershaneler, okul
müfredatı konularına ilişkin bilgi edinmeye yönelik bir ihtiyacı
karşılamaktadır. Kişilerin bir üst okula veya yükseköğretime giriş sınavlarına
hazırlık amacıyla özel teşebbüsler tarafından kanuna uygun verilen eğitim
öğretim hizmetlerinden yararlanmaları ve bu suretle okul dışı eğitim almaları,
Anayasa'nın 42. maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkı kapsamındadır... devletin
de yasal statüye kavuşturduğu dershanelerin doğurduğu sakıncaları önleyici
tedbirler almak yerine, bu kurumları tamamen yasaklamak suretiyle dershanelerin
kapatılması yoluna gidilmesi, kişilerin sınavlara hazırlık kapsamında okul dışı
özel kurumlardan eğitim desteği alma imkanını ortadan kaldırmakta, bu nedenle
de eğitim ve öğrenim hakkını ihlal etmektedir.. Dershanelere ilişkin düzenleme
yapılırken, bireylerin tercihleri doğrultusunda okul dışı eğitim alma
ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik farklı çözüm yollarının öngörülmesi
gerekmektedir. Belirtilen nitelikte bir düzenleme getirilmeksizin… tamamen
yasaklayıcı bir yöntemle dershanelerin kapatılması, teşebbüs özgürlüğüne
demokratik toplum düzeninde gerekli olmayan ölçüsüz bir sınırlama
niteliğindedir."
Mahkeme, iptal gerekçesi olarak yasanın Anayasa'nın 13, 42. ve 48.
maddelerine aykırılığını gösterdi..
***
Dersahenelerin
“özel teşebbüs”e aykırılığı beni ilgilendirmiyor. Devletin en temel
hizmetlerinden biri olması gereken bir temel eğitim konusunu “serbest piyasa”
özgürlüğüne aykırılık açısından düşünmek, bana göre zırvalıktır. Ama
Mahkeme’nin “..bireylerin tercihleri doğrultusunda okul dışı eğitim alma ihtiyaçlarını
karşılamaya yönelik farklı çözüm
yollarının öngörülmesi gerekmektedir” saptaması
çok doğrudur.
AKP iktidarının, dershaneleri kapatırken yapması gereken, mesela
dershane öğretmenlerini milli eğitimin bünyesine katarak, tüm okulları, hafta
sonları ve günlük eğitim sonrası saatlerde, öğrencilere “dershane gibi dersler” verdirmenin yolunu açmaktı. Ücretsiz.
Okullardaki eğitim sistemi yetersiz.. O halde, devletin görevi dershane
sistemini okullara taşımak, eğitim sistemi içine uyarlamak olmalıydı. Amaç
öğrenci düzeyini yükseltmekse..
***
Müthiş
bir dengesiz eğitim var. Ülkenin doğusu-batısı, kuzeyi-güneyi ortası.. Devlet
okulları arasında nitel ve nicel farklılıklar müthiş. Devletin, siyasi erkin
belki de tek yapması gereken en önemli şey, fırsat eşitliğini sağlamak değil
mi? Ekonomik bakımdan yoksulluğun tepe yaptığı, eşitsizlik katsayısının OECD
ülkeleri arasında sonda, 33-34.sırada olan ülkemizde eğitim, ailelerin can sularını sıkıp aldığını gören yok mu..
Varlarını yoklarını çocuğunun iyi
eğitimi için harcamakta özveriden kaçınmayan aileleri acıyan yok mu?
Bunu ülkenin en önemli sorunu olarak görmeyen bir seçmen kitlesi, kamuoyu.. Ve
bu en önemli sorunu çözemeyenleri iktidar yapan bir seçmen kitlesi... Gerçek
olguların ve problemlerin yerini, sanal gerçeklerin aldığı bir ülke..
Aileler
çocuklarının eğitim aldıklarını sanıyor. Verilen
eğitimin uluslararası ölçeklerde değerinin çok düşük olduğunu, üstelik de
ailelerin cüzdanlarını boşalttığını bu halka gösterecek kimse yok mu? Bu
ülkenin sadece eğitim meselesinin içinde bulunduğu bu çıkmazın, aslında
iktidarları devirmesi, veya çözecekleri iktidar yapması gerekmiyor mu?
Çocukları
sınav manyağı yapan, üstelik de okullara sokamayan bir sistem. İktidar temel
problemin üstünü örtüyor, bedava kitap
vererek.. Aileler de buna kanıyor.. Bir rezillik ki sormayın gitsin, bini bir
para, veya biri bin para..
İktidar
Cemaat dershane ve okullarını kıskaca alırken, eğitimi İmam Hatipleştirerek,
ülkenin geleceğini oyuyor. “Ülke batsın, ama önemli olan “benim destekçilerim,
benim anlayışımda nesiller yetişmesi”.. Ama kalite hep düşüyor. Piramidin en
alt kesimini dolduran on milyonlarca seçmenin ve çocuklarının kaliteli bir
eğitime ihtiyacı yok; onların sandıkta padişahlara oy vermekle sınırlandırılmış
bir anlayışa sahip olmaları yeterli...
Sadece
eğitim için bu ülke büyük bir devrimi hakediyor bence..
***
Gelecek
Cuma yeniden birlikte olmak dileğiyle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder