RTE’nin seçimden sonra
kilitlendiği tek konudur bu: İktidarı hiç bıakmamak.. Haziran sonu yazdığım
yazılar buna odaklıydı (*). Seçimden bu yana attığı tüm adımların yaptığı tüm
konuşmaların hedefinde bu vardı. Şeklen, anayasa gereği koalisyonu başlattı.
Ama erken seçim için olağanüstü koşulların ortaya çıkması gerekiyordu,
yazdığımız gibi, ancak olağanüstü koşullar seçmenin oyunda bir değişime yol
açabilir ve erken seçimden yeni bir umut çıkarma denemesi yapılabilirdi.
Şimdi bu olağanüstü
koşul gerçekleşiyor.
Dün belirttiğim gibi,
büyük manevranın odağında, ABD ile aylardır süren üsler görüşmelerinde aniden
anlaşma sağlamak vardı.
İlginç bir şekilde,
olaylar bu kadar “mükemmel” üstü üste ve zincirleme gerçekleşemezdi: Üstelik
“koalisyon görüşmeleri”nde umut vaadeden ilerlemeler olurken. Yani Davutoğlu
ciddi adımlar atarken…PKK’nin silahlı mücadele kararı, infazlara girişmesi,
IŞİD’in Suruç katliamı…
Sanki tek elden tek darbe
ile erken seçime gidiliyor.
Komplo teorilerine
inanacak olsam, PKK’yı eylemlere sürükleyen, IŞİD’e Suruç katliamını yaptırtan
“tek merkez” diyeceğim.
Ama PKK’nın çeşitli
liderlerinin savaş açıklamaları çok net.
Suruç’ta o robota
katliamı yaptırtan “devlet kontrolü” mü? Öyle olsa IŞİD’den merkezi bir
açıklama gelirdi.
***
ABD ile
yapılan büyük anlaşma ile PKK da yanızlaştırıldı ve arkasındaki destek
zayıflatıldı. ABD için, Türkiye’nin IŞİD’e karşı cepheye kazandırılmasından
daha önemli bir şey yok şu aşamada. PKK’nin savaş kararları, ABD’ye bile bahane
üretti. İşte Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü A. Baskey: "PKK'nın
terör saldırılarına karşı NATO müttefikimiz Türkiye'nin kendini savunma hakkına
tamamen saygı duyuyoruz..”
Büyük anlaşmalar her
zaman küçük zımni anlaşmaları, birliktelikleri geçersiz kılar, ezer geçer.
Ankara için en önemli konu, “Kürt
Koridoru”nun Akdeniz’e uzanması, Güneydoğu sınırının tamamen PKK/PYD’nin
eline geçmesi ve burada bir Kürt Devleti’nin kurulmasıdır. Bu durumda Ankara
Güneydoğu bölgesini “kayıp” olarak görmektedir. IŞİD’e destekleme
gerekçelerinden biri de budur. IŞİD’i “Akdeniz Koridoru”nun gerçekleşmesine
karşı bur kalkan görmesi.. (ideolojik, sünni yakınlaşma vb. bir yana).
Fakat sanmayın ki bu
salt RTE’nin politikasıdır. TSK da bu düşüncededir.
CHP de iktidarda
olsaydı, bu gerçekten kaçınması mümkün değildi. Nitekim CHP, savaş kararı alan
PKK’nın kamplarının vurulmasına karşı söz söylemedi. Seçmen kamuoyunda hızla
dışlanması ve iktidarın CHP’ye karşı büyük siyasi saldırıları gündeme gelirdi..
Üstelik erken seçime doğru hızla yol alınırken (CHP seçime hazırlığı 1.derecede
alarm düzeyine çıkardı mı?!)
PKK’ye verilen destekler yanlıştır
“Kürt Meselesi”nde makul
bir çözüm - anlaşma, ancak üniter birlikteliği koruyan bir düşünce içinde
gerçekleşebilir. Ama PKK “azami programı”nı, her zaman dile getirdiğim ve
ortaya attığım gibi, siyaset üzerinde
silahlı vesayeti dayatarak
gerçekleştirmek istiyor.
Bu mümkün değil.
Türkiye’nin çökmesi koşullarını gerektirir.
PKK
için “siyasi mücadele, HDP’nin Meclis’e girmesi”, ikincil derecede ve “silahlı
mücadeleye hizmet ettiği sürece” sürece önemli. HDP’nin Meclis’te bir Kürt Partisi olarak varolmasını
önemsemediler. Demirtaş’ın “silahları bırakma” çağrısına, yanıt veriyor:
“HDP’den bazı kişilerin AKP’nin bu oyununa
gelerek silah bıraktırma adresi olarak Önder Apo’yu göstermeleri büyük bir
yanlıştır. Bu, AKP’ye, ‘Önder Apo’ya baskı uygula” demekle eşdeğer bir
yaklaşımdır. Bu yaklaşım ne niyetle yapılırsa yapılsın son derece apolitik, yanlış
bir yaklaşımdır ve asla kabul edilemez.”
PKK,
meydanların işgal edilmesinden tutun, bir dizi kitlesel ve “gerilla eylemi”ni
şart gördüğünü açıklıyor. Ama bunlar, “Kandil politikasına adapte olmuş” medya
silahşörlerinin yorumlarında sıfır etken olarak görülüyor.
Demirtaş’ın
siyasi yükselmesini, ayrıca PKK tehlikeli buldu gibi. Kürt Hareketi’nin, en
azından kamusal imaj bakımından Demirtaş’ın denetimine girmesini ve PKK’nın
dışlanıp zayıflamasını kabul edilmez görüyor gibi.
Açmazlar
çok.
Yazıyı bağlarsak:
RTE çizdiği erken seçim ve 276 milletvekilini bulma rotasında ilerliyor,
şimdilik…
(*) "RTE: Öncelikli amaçları iktidarı hiç
bırakmamak".. evet bu gerçekleşiyor 30 Haziran http://orhanbursali.blogspot.com.tr/2015/07/koalisyon-rte-oncelikli-amaclar-iktidar.html
---27 Temmuz 2015 Pazartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder