Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

28 Temmuz 2015 Salı

RTE'nin Temel Güdüsü: İktidarını Hiç Bırakmamak


RTE’nin seçimden sonra kilitlendiği tek konudur bu: İktidarı hiç bıakmamak.. Haziran sonu yazdığım yazılar buna odaklıydı (*). Seçimden bu yana attığı tüm adımların yaptığı tüm konuşmaların hedefinde bu vardı. Şeklen, anayasa gereği koalisyonu başlattı. Ama erken seçim için olağanüstü koşulların ortaya çıkması gerekiyordu, yazdığımız gibi, ancak olağanüstü koşullar seçmenin oyunda bir değişime yol açabilir ve erken seçimden yeni bir umut çıkarma denemesi yapılabilirdi.
Şimdi bu olağanüstü koşul gerçekleşiyor.
Dün belirttiğim gibi, büyük manevranın odağında, ABD ile aylardır süren üsler görüşmelerinde aniden anlaşma sağlamak vardı.
İlginç bir şekilde, olaylar bu kadar “mükemmel” üstü üste ve zincirleme gerçekleşemezdi: Üstelik “koalisyon görüşmeleri”nde umut vaadeden ilerlemeler olurken. Yani Davutoğlu ciddi adımlar atarken…PKK’nin silahlı mücadele kararı, infazlara girişmesi, IŞİD’in Suruç katliamı…
Sanki tek elden tek darbe ile erken seçime gidiliyor.
Komplo teorilerine inanacak olsam, PKK’yı eylemlere sürükleyen, IŞİD’e Suruç katliamını yaptırtan “tek merkez” diyeceğim.
Ama PKK’nın çeşitli liderlerinin savaş açıklamaları çok net.
Suruç’ta o robota katliamı yaptırtan “devlet kontrolü” mü? Öyle olsa IŞİD’den merkezi bir açıklama gelirdi.
***
ABD ile yapılan büyük anlaşma ile PKK da yanızlaştırıldı ve arkasındaki destek zayıflatıldı. ABD için, Türkiye’nin IŞİD’e karşı cepheye kazandırılmasından daha önemli bir şey yok şu aşamada. PKK’nin savaş kararları, ABD’ye bile bahane üretti. İşte Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü A. Baskey: "PKK'nın terör saldırılarına karşı NATO müttefikimiz Türkiye'nin kendini savunma hakkına tamamen saygı duyuyoruz..”
Büyük anlaşmalar her zaman küçük zımni anlaşmaları, birliktelikleri geçersiz kılar, ezer geçer. Ankara için en önemli konu, “Kürt Koridoru”nun Akdeniz’e uzanması, Güneydoğu sınırının tamamen PKK/PYD’nin eline geçmesi ve burada bir Kürt Devleti’nin kurulmasıdır. Bu durumda Ankara Güneydoğu bölgesini “kayıp” olarak görmektedir. IŞİD’e destekleme gerekçelerinden biri de budur. IŞİD’i “Akdeniz Koridoru”nun gerçekleşmesine karşı bur kalkan görmesi.. (ideolojik, sünni yakınlaşma vb. bir yana).
Fakat sanmayın ki bu salt RTE’nin politikasıdır. TSK da bu düşüncededir.
CHP de iktidarda olsaydı, bu gerçekten kaçınması mümkün değildi. Nitekim CHP, savaş kararı alan PKK’nın kamplarının vurulmasına karşı söz söylemedi. Seçmen kamuoyunda hızla dışlanması ve iktidarın CHP’ye karşı büyük siyasi saldırıları gündeme gelirdi.. Üstelik erken seçime doğru hızla yol alınırken (CHP seçime hazırlığı 1.derecede alarm düzeyine çıkardı mı?!)

PKK’ye verilen destekler yanlıştır
“Kürt Meselesi”nde makul bir çözüm - anlaşma, ancak üniter birlikteliği koruyan bir düşünce içinde gerçekleşebilir. Ama PKK “azami programı”nı, her zaman dile getirdiğim ve ortaya attığım gibi, siyaset üzerinde silahlı vesayeti dayatarak gerçekleştirmek istiyor.
Bu mümkün değil. Türkiye’nin çökmesi koşullarını gerektirir.
PKK için “siyasi mücadele, HDP’nin Meclis’e girmesi”, ikincil derecede ve “silahlı mücadeleye hizmet ettiği sürece” sürece önemli. HDP’nin Meclis’te bir Kürt Partisi olarak varolmasını önemsemediler. Demirtaş’ın “silahları bırakma” çağrısına, yanıt veriyor:
HDP’den bazı kişilerin AKP’nin bu oyununa gelerek silah bıraktırma adresi olarak Önder Apo’yu göstermeleri büyük bir yanlıştır. Bu, AKP’ye, ‘Önder Apo’ya baskı uygula” demekle eşdeğer bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım ne niyetle yapılırsa yapılsın son derece apolitik, yanlış bir yaklaşımdır ve asla kabul edilemez.
PKK, meydanların işgal edilmesinden tutun, bir dizi kitlesel ve “gerilla eylemi”ni şart gördüğünü açıklıyor. Ama bunlar, “Kandil politikasına adapte olmuş” medya silahşörlerinin yorumlarında sıfır etken olarak görülüyor.
Demirtaş’ın siyasi yükselmesini, ayrıca PKK tehlikeli buldu gibi. Kürt Hareketi’nin, en azından kamusal imaj bakımından Demirtaş’ın denetimine girmesini ve PKK’nın dışlanıp zayıflamasını kabul edilmez görüyor gibi.
Açmazlar çok.
Yazıyı bağlarsak: RTE çizdiği erken seçim ve 276 milletvekilini bulma rotasında ilerliyor, şimdilik…

(*) "RTE: Öncelikli amaçları iktidarı hiç bırakmamak".. evet bu gerçekleşiyor 30 Haziran http://orhanbursali.blogspot.com.tr/2015/07/koalisyon-rte-oncelikli-amaclar-iktidar.html
---27 Temmuz 2015 Pazartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder