Ankara’ya ilişkin “yüksek siyaset”i bugün
değiştirelim. Önemli gördüğüm bir konu içine sokuyorum sizi: Almanya resmen,
İkinci Dünya Savaşı öncesi, 1904-1908 arası, bir “geç gelen” saldırgan sömürgeci
olarak işgal ettiği Afrika Namibya’da (o zamanki adı Alman-Güneybatı Afrikası) “halk katliamı -soykırım” yaptığını
resmen kabul etti. Bu konuda Namibya hükümeti ile ortak bir açıklama
yapacaklar.
O tarihte, Namibya’nın Herero ve Nama kabileleri, Alman işgaline isyan ederler. Vahşi sömürgeci
olarak Alman ordusu, başlarında general Lothan
von Trotha, en az 85 bin insanı öldürür ve çöle sürer. Çöl’de aç bırakarak
öldürmek de bir Alman yöntemi olur (*).
Almanlar kabilelere karşı yaptıkları
kırımı bir “ırk savaşı” olarak da nitelendirdi.
***
Kerem
Çalışkan
“Alman Cihadı ve Ermeni Sürgünü”
başlıklı kitabında (Remzi Kitabevi), Ermeni sürgününde Almanların çok önemli
rolünü incelerken, Almanların “yoketme” politikası çerçevesinde Afrika’daki
katliamlarına da kısaca yer verir. Alman General Trotha’nın “ırklar savaşırsa, birisi yokolur”
dediğini öğreniyoruz (s.104). Almanlar Doğu Afrika’da Göller Bölgesi’nde de,
ayaklanan Mau Mau yerlilerini öldürmüş ve sürmüştür (100 bin kadar).
Hitler’in ırkçı-soykırımcı görüşlerinin
kökenleri, Kayzer II.Wilhelm zamanında özellikle sömürgecilik dönemine gider.
“Üstün-Irk” Almanlar, Afrikalı geri ve “insansı” yaratıkları ortadan
kaldırmaktalar.
Kerem yazıyor: “1. Dünya Savaşı öncesi Alman askeri geleneği sömürgelerde tehcir
(deportation), isyan bastırma ve toplu imha konusunda geniş bir deneyim ve
sertlik kazanmıştır. Prusya askeri kültürü Çin ve Afrika’daki sömürge
savaşlarında kendisiyle eşit görmediği ve ırksal nefret duyduğu yerli halkları
acımasızca ve topluca yok etmekten çekinmemiştir.”
***
Almanlar serttir, Prusyalı lakabı bunu
anlatır. II. Wilhelm “kan akmalıdır, çok kan” diyen adamdır! Çin’de, Alman
elçinin de öldürüldüğü Boxer ayaklanmasını (1900) bastırmak için Batılıların
ortak askeri gücüne katılmış, II.Wilhelm, askerlerine “Bu bir intikam operasyonudur,
Pardon yok. Esir alma yok... Çinliler üzerinde öyle bir etki bırakın ki bir
daha hiç bir Çinli dönüp bir Alman’a yan bakmasın..” demişti. (s.103)
Boxer isyanı bu tarife uygun bastırılır!
Birinci Dünya Savaşında Almanya’ya
dayatılan koşullardan biri de sömürgelerini devretmek olmuştu.
Sürgün,
bir Alman yöntemi
İBirinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı
Ordusunu güden Almanların da Namibya’da pratiği yaptıkları Sürgün yöntemini dayattılar. Almanya, başlıca rakipleri
İngiltere’ye karşı ta Hindistan’a kadar planladıkları Bağdat demiryolu ile, ve
İslam Cihadı politikası ile emperyalist paylaşım savaşında yerlerini almıştı.
Ermeni isyanı ve Rusya’nın Anadolu’ya
inişleri, Kayzer Almanyası’nın planlarını bozuyordu. Ermeni tehciri meselesini
gündeme getirdiler. Ermenilere karşı “tedbir” alınmasını dayattılar. Onların
bölgeden uzaklaştırılması gerekiyordu aynı zamanda. Almanların bu taleplerini
Talat Paşa anlatır. “Alman imzalı tehcir emirleri de var” diyor Çalışkan.
Kerem Çalışkan’ın bu konuyu gündeme
getiren kitabı, bir başlangıç olarak önemlidir. Anadolu üzerindeki İngiliz
oyunlarının yanısıra, geç atağa kalkan sömürgeci Almanya’nın Anadolu üzerindeki
stratejilerinin ana hatlarını görüyoruz.
***
Hitler durup dururken doğmadı. Irk
düşmanlığı emperyalist saldırganlığın, emellerin bir parçası ve aracı olarak
geliştirildi ve kullanıldı. Almanyanın ilk büyük savaşta Müslümanların hamisiyiz
politikasıyla uygulamaya koyduğu İslami Cihad ile, bugünkü İslami Cihad’ın
anası veya babası ilişkisine de işaret ediyor Kereml kitabında. Tabii günümüz
İslami Cihadının İkiz Kulelere saldırı ile başladığını anımsatarak..
Şu Almanlar ilginç bir millet..
Yunanistan’a dayattıklarına da bakarak,
kızmayalım mı..
Namibya bağlamında, daha sonrası için
daha pek çok şeyi tartışmalıdır Almanlar.
-- 12 Temmuz 2015 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder