· Türkiye’de etnik temelli politika güç kazanacak.
AKP’nin Kürt seçmenlerini büyük ölçüde kaybetmesiyle, Türk-Kürt politik
ayrımının güçlendiği söylenebilir. HDP AKP’yi pek çok Güneydoğu-Doğu ilinde
silip süpürdü. Kürt etnik bölgesi daha
güçlü bir siyasal karakter kazandı.
· Şüphesiz AKP’den
Kürt oyu kaymasında, RTE’nin, Anayasa ve demokrasiyi askıya alan tek adam
yönetimi, ayrıca Kürt meselesine karşı seçim öncesi tavrı da etkili oldu.
Burada HDP’nin Kürt aşiret ve etkili kişi ve çevreleri ile seçmenleri üzerinde
yoğunlaşan politikasının başarısını da görmek gerek.
· AKP’nin bugüne
kadar Kürt bölgesindeki “ekonomik
yardım/ destek” politikalarıyla, iktidarda bulunma avantajıyla, Kürt
seçmeninin yarısını kendi safında tutabiliyordu. AKP içinde bölgeden güçlü bir
Kürt politikacı milletvekili grubunun varlığı da, seçmeni AKP’de tutan bir
etkendi. Bu seçimde ortaya çıktı ki, Kürt
kültürel ve ulusçu kimliği, ekonomik vaadleri aştı, eskitti.
“Türkiyeleşti” mi, daha çok Kürt partisi mi
· HDP’nin bu güçlü
sıçrayışında etkili olan, AKP’den kaçan Kürt oylarıdır. Türk seçmen oyları
marjinaldir. Bu durum HDP’yi aslında daha güçlü bir “Kürt Partisi” haline getirdi.
· Yüzde 13 oyla
barajı aşması ile HDP “Türkiyeleşti”
mi? Şüphesiz ki HDP bir Türkiye partisidir. MHP’nin HDP’yi yok sayması ile bu
yeni siyasi olgu ortadan kalkmış olmuyor. Bu olsa olsa bir devekuşu
politikasıdır.
· Türkiyeleşme ile kastedilen, HDP’nin
sepetinde ağırlıklı veya salt Kürt meselesinin olup olmamasıdır. Şimdiye kadar
HDP’lilerin dile getirdiği hala ana konudur Kürt kimliği, Kürt istekleri.
Türkiye’nin büyük sorunları vardır. Ekonomide, hak ve özgürlüklerde,
demokraside, yargıda. HDP “Kürt meselesi
çözülürse, bunlar da çözülür” gibi bir düşü satmaya çalışıyor. Bu onları
salt Kürt kimliğine odaklı Kürt partisi kılar, kendini kabul ettiremez.
HDP Sol’un yeni
muhalefet lideri mi?
· Özellikle HDP
destekçisi Türk medyatörleri, HDP’yi “Türkiye’de solun, muhalefetin yeni
lideri” olarak yükseltmeye çalışıyorlar. Şüphesiz HDP’nin sol söylemleri var.
Ama Kürt kimliğine odaklı bir parti kimliği, onu Kürt ulusçusu parti yapar. Sol
söylemine gelince, Demirtaş’ın seçim meydanlarında islami-dini söyemleri yabana
atılır değildi. Ne amaçla olursa olsun.
· Prof. Dr. Yılmaz Esmer’in şu bilimsel
saptamasını paylaşıyorum: “HDP yüzde 13 aldı ve
tüm analizler bunun yüzde 10 yada 11’inin Kürtlerden geldiğini gösteriyor.
Sağ-sol, dindar/laik ayırımının yanında Türk siyasi tablosuna yeni bir boyut
kazandırdı bu durum: Etnik kimlik.
Eğer dedikleri gibi bir Türkiye partisi olurlarsa o zaman ideolojisine bakmamız
gerekecek; laik mi değil mi; sosyal demokrat, ekonomik reformları destekliyor
mu. Ben şu anda siyasi yelpazede nereye
koyabileceğimizi bilmiyorum. Çok yeni bir boyut.” (Radikal, Barçın Yinanç’la söyleşi)
· HDP’ye akan AKP
oylarının geri dönüşü söz konusu değil. AKP’deki diğer Kürt oyları da HDP’ye
akar mı? Bu tartışmalıdır, bence çoğu akmaz.
· Bütün bu
süreçte, PKK’nin Türkiye siyaseti
üzerindeki “silahlı vesayet”
dayatmasının sona erip ermeyeceği, genel politikaları etkileyici olacaktır.
· Bu yeni siyasi
durum/yapı bir süre böyle konsolide olur. Daha ilerideki aşamalarda Kürt
meselesi şöyle yeni bir ayrımla karşılaşır, yeni saflar belirlenir: Türkiye ile
birlikte yaşamak isteyenler /yaşamak istemeyenler.. Demokrasi-insan hakları /
muhafazakar-islamcılık yanlıları..
***
MHP’nin Meclis
Başkanlığı’nı AKP’ye teslim etmesi, MHP’nin lafta muhalefetinin tipik
örneğidir. Pratik lafın, düşüncenin özüdür. AKP-MHP koaülisyonu ile hükümet
kuramadan erken seçime gitme olasılıkları çarpışıyor.
***
Kas Hastalıkları Derneği: İstanbul
Büyükşehir Belediyesi, bu derneği Bakırköy’deki yerinden sokağa atmak için
yeniden harekete geçti. Sayın Topbaş,
bu yakışık değil.. Lütfen engel olun..
---2 Temmuz 2015 Perşembe / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder