RTE-Davutoğlu
Çatışması üzerine, Davutoğlu’nun karşı çıkışları-3
Şimdilik bu son analizde bazı noktalara
değineceğim.
İlki, RTE-Davutoğlu arasındaki çekişme-çatışma, aynı zamanda AKP’nin “özgürleşmesi” açısından da büyük önem
taşıyor. Tek Adam’ın yanlış çıkan, ülkeyi zor durumda bırakan politika ve
kararlarından özgürleşmiş bir parti, hem “AKP” için hem de “ülke” için önemli.
AKP, son 7-8 yıldır RTE ile özdeşleşmiş, “RTE partisi” olarak nitelik ve biçim
değiştirmiştir. Ülke dost-düşman olarak bölünmüştür ve RTE’den nefret eden bir ülke çoğunluğu oluşmuştur. Belki de hiç bir
lider bugüne kadar bunu başaramamıştı!
AKP, parti olarak varoluşunu kanıtlamak
zorunda.
Bu nedenle, parti ve hükümetle
yasal-hukuki-resmi bir bağının olmadığı ve son seçimde de önemli yenilgi aldığı
bu süreçte, RTE ile Parti tüzel kişiliğinin farklılaşması için ortam uygundur.
Ahmet Davutoğlu, Parti liderliğine ve
Hükümetin başına geldikten hemen sonra önemli çıkışlar yapmıştır. Bu makamlara
RTE’ce getirilmesine rağmen, bir “emanetçi” havasına girmedi. Önemli farklı
davranışlarını anımsayalım:
1) Yolsuzluk ve rüşvet suçlamasıyla karşı
karşıya kalan 4 eski bakanın Yüce Divan’da yargılanmasının yolunu açmak istedi;
RTE son anda engelledi, Meclis’te siyasi aklanmalarını sağladı. Davutoğlu,
rüşvet ve yolsuzluğa karşı çok konuştu, elleri keseriz bile dedi. RTE ise bu
konuda ağzını açmadı.
2) Kamuda Şeffaflık Paketi hazırdları, RTE
“2010’da
biz bunu yaptık, ne gerek var” diyerek Meclis’e getirilmesini önledi.
3) Parti il ilçe başkanlarının mal
durumlarının açıklamasını istedi. RTE ise “hayır gerekmiyor, ilçe yönetimlerine
getirecek adam bulamayız” diyerek engelledi. Aslında yağmanın da bir
itirafı ile karşı karşıya kalmıştık.
4) RTE’nin hükümete periyodik başkanlık
etmesi konusunda anlaşmazlık çıktı. Davutoğlu – Arınç RTE’nin özel siyasi
danışmanı Binali Yıldırım ile atıştı. Davutoğlu, Yıldırım’a: İcrai
yetki, anayasal, yasal, hiçbir tereddüt olmadan Bakanlar Kurulu’nda. Öyle gölge
bakanlar kuruluymuş gibi, gazeteye yansıtanlar bir başka oyunun içindeler…
Böyle bir toplantı olabilir ama istisnai mahiyette ve gerekli görüldüğü zaman.”
5) RTE şikayet etti
“Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık arasında, istişare ve danışma mekanizması
yeterince işletilemiyor…” Davutoğlu: “Cumhurbaşkanı’mız bizim 6 ay önceki
başbakanımız, bunu doğallık içinde değerlendirmek lazım.”
6) Tabi Hakan Fidan'ı hükümete almak istedi Davutoğlu, ama RTE şiddetle karşı çıkıp MİT'e geri gönderdi.. Bu da büyük çatışma konusu oldu..
Yeni
dönem başlatmak istedi, ama
Davutoğlu, RTE döneminin arşıalaya çıkmış
iddia, olgu, söylenti, ortaya serilen yolsuzluk-rüşvet olayları ve
mekanizmalarının, bilgi-belge, mahkeme vb.leri devamcısı, sürdürücüsü bir
dönemin lideri, hükümeti olmak istemediğini daha başından ortaya koydu.. Kendisiyle
başlayan yeni bir dönemin lideri olmak istedi..
Ama RTE, hayır, sen bizim devamızsın
dayatması içinde. (*)
***
Koalisyon görüşmelerinin başlaması için
de bir türlü görevlendirme yapmıyor Cumhurbaşkanı. Seçime gitme kararını ve
Meclis’te yeniden çoğunluğu sağlayacak bir ortamı nasıl yaratacağının hesabı
kitabı içinde. Bu kendisini yeniden anka-kuşu havasına sokabilir tabii.
Ama RTE bence imkansızı istiyor, arıyor,
deniyor.
Ama şimdilik her yol sanki çıkmaz
sokak...
--
(*) Eskiden RTE’nin çok yakınında bulunmuş
bazı gazeteci-yazarlar, RTE’nin çevresinin RTE’yi yanlış yere sürüklediklerini
belirtiyor (Akif Beki, mesela). RTE kendi kafasıyla uyum içinde olanları yanına
topladı ve onlarla beraber bu yolculuğu sürdürüyor. Zamanı gelince de, hepsini
silkeleyip atmakta tereddüt etmez..
NOT: Yunanistan’da
halk, evet’i de hayır’ı da çıkmazlar ve zorluklarla dolu bir süreçte, ‘hayır’
diyerek, kendi yolunu çizdi ve yazgısını nihayet ele aldı. Merkel’ler,
Yunanistan’ın bu duruşu, demokratik kararı karşısında uzlaşmacı tutum alır mı?
Yoksa “kendi çukurunuzu kazdınız, belanızı bulunuz” mu der..
Bakacağız.
--7 Temmuz 2015 Salı / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder