>İki seçenek kaldı: AKP-MHP ve
AKP-CHP.. Her ikisi de mümkün, ama en olası koalisyon hangisi? Veya yanıt, hiçbiri, Meclis’in feshi ve yeni seçim
mi? 45 gün var. Bu süre içinde bir hükümet kurabilirse, hangi koşullarda ve
hangi kriterlere göre ve kimlerle kurulacak? Bu soruya yanıt verebilirsek, daha
doğru bir kestirimde bulunabilir miyiz?
Olabilir, deneyelim.
Suriye
ve “Kürt koridoru”
Türkiye’nin içinde bulunduğu iki güncel
ve önemli sorun var. İlki, Suriye’nin
parçalanmasının hızlanması ve Suriye komşuluğunun yerini Suriye Kürdistanı komşuluğunun alması.
ABD IŞİD’i bombalıyor, PYD/ PKK silahlı güçleri ilerliyor. Çok sözü edilen bir
“Kürt koridoru” kısmen gerçekleşti.
Akdeniz’e açılan topraklarda yaşayan Arap
vb nüfusun şu veya bu şekilde Kürtlerin denetimine alınması/girmesi/verilmesi
durumunda, bu koridor denizle, Akdeniz’le buluşacak. Güneydoğu Anadolu ile
Suriye tarafının kucaklaşmasının önünde “bir fiziksel sınır” kalacak. Ruh,
inanç, kültür ve etnik birliğin karşısında bir telörgünün ne kadar dayanır?!
Ankara’nın eteği tutuşmuş durumda. O
Ankara ki, Suriye’de 3 yıldır iç savaşı körükleyerek güçsüz bir “merkezi
yönetim”in (Esad iktidarı) oluşması kafasızlığını gösterdi. Suriye’ye egemen
olabileceği ve “Kürt ilerleyişini engelleyebileceği” gibi bir hayalle, dünyanın
büyük nefretini kazanmış IŞİD desteklendi.
Oysa ABD ve Batı, IŞİD’i her durumda
kapana kıstırmaya kararlı. Kürtler bu konuda ön cephedeler, yolları açılıyor ve
ilerliyorlar. IŞİD “hapsedilince”, savaş meydanının galibi ve pay sahibi kim
olur?! Ankara bu duruma karşıysa, tek yapacağı, Esad yönetiminin ülkeye egemen
olmasına destek vermekti.
Irak ve Suriye (diğerleri sonra)
mezheplere ve etnisitelere dayalı devlet yapılarına dönüşecek yeni bir
haritanın ilk kurbanları durumunda. Türkiye’nin Güneydoğusu bu çerçevede,
Ankara için “öncelikli güvenlik sorunu”
olarak gözüküyor.
Çözüm
Süreci başlar mı başlamaz mı
RTE, denetlediği Kürt oylarının önemli
ölçüde HDP’ye kaçtığını gördüğü için seçim öncesi “masayı devirdi”. Yeniden
nasıl kurar, belli değil. Yazmıştım: “AKP, eh,
Kürt seçmenler de benden gittiğine göre, MHP ile koalisyonun bu açıdan bir
sakıncası kalmadı” diyebilir. Yukarıda betimlediğim Suriye’deki gelişmeler
Türkiye’nin önlem alması gereken bir numaralı sorunu olarak algılanıyorsa
RTE/AKP tarafından, MHP ile koalisyon kurar.
MHP, CHP’den kaçıyor, “başbakanlık
rüşveti”ni bile reddediyor, çünkü tek amacı var: Çözüm Sürecini koalisyonla
AKP’ye bitirtmek. Bahçeli, “Türkiye’nin başındaki büyük tehlike” gerekçesiyle,
öne sürdüğü bazı şart ve isteklerinden geri çekilerek, hükümet olmaya hazır. Bu,
“üniter birliği” korumayı en önemli sorun olarak gören Ordu’nun da görüşüdür.
Öncelikle bir güvenlik koalisyonu.
MHP yine de AKP’yi sıkıştıracaktır.
AKP’de çözüm sürecinin sürmesini isteyen önde gelen politikacılar var. Giden
Kürt oylarını geri alamazlar, ama desteğini hala aldıkları Kürt seçmenler artık AKP’de
kalıcıdır, derlerse, çözüm sürecini ölmeyecek şekilde ayakta
tutabilirler. Yok, çözüm süreci hala
temel politikadır görüşü AKP’ye egemen olursa, rota, CHP ile koalisyona
ve/veya seçimlerin yenilenmesine kırılır.
Öyle görülüyor ki, seçim başlıca etken
olacak Çözüm Süreci/ Kürt politikası: “Milliyetçi oylar” üzerinde kavga. Kürt meselesi sertleştikçe,
milliyetçilikler büyüyecek. CHP’nin bile buna kurban gitme olasılığı var.
İkinci
konu: Ekonomi ve CHP
İkinci önemli konu ise ekonomi. Eğer
koalisyon anlayışında ekonomi ön plana çıkarsa, kartlar yeniden karılabilir.
CHP ile koalisyon olanağının, ekonomiye rahat nefes aldıracak ve Kürt
meselesinin de yumuşak geçiştirilebileceği ana düşünce olarak egemen olursa,
AKP-CHP koalisyonu dayatılır.
Her durumda RTE’nin o buyrukçu dedim
dedik döneminin sonuna geldik. Hukuk ve daha pek çok şeyin rayına oturma
olasılığı yükselir. Yine de, siyasetin
sertleşeceği bir döneme giriyoruz.
BİR
KİTAP:
Kerem
Çalışkan’ın “Alman Cihadı ve Ermeni Sürgünü" kitabını öneririm.. Tartışmalarda
eksik halka. Kerem, 1915 olaylarının hep dile getirilen ve üzerinde fazla
durulmayan bir yönünü, Almanların tehcir politikalarını inceleyen ve gündeme
getiren kitabını unutmayalım. Bu tehcirde, o sırada Osmanlı üzerinde etki
sahibi olan ve Doğu’ya açılma, İngilizlerin Hindistan egemenliğine doğru
karadan yönelme politikası izleyen Almanların rolünü görüyoruz. Remzi Kitapevi.
189 sayfa.
-- 21 Haziran 2015 Pazar / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder