Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

5 Haziran 2015 Cuma

“Beş Kez Müebbet İstiyorum”: RTE'ciler AKP'liler, Ebedi İktidarın Sonu

İki kez müebbet istiyor, Can Dündar’ın, Cumhuriyet’in haberciliği için... Yavuz hırsızlığın danıskası. Eden o, ama bulan Can, Cumhuriyet, bizler olacak! Var mı öyle yağma!
Eden, bulacak..
Dava açması iyi oldu, üstelik bizzat! Bence ağır hata yaptı. “Nasıl olsa benim mahkemem, benim yargıcım, benim savcım.” anlayışı ile açıldıysa, isterse “benim yargıtayım, benim anayasa mahkemem” eklensin üstüne, müthiş bir hukuk, yasa tartışması, anayasa tartışması, gazetecilik-basın özgürlüğü ve habercilik tartışması, ulusal ve uluslararası hukuk tartışması bekliyor olacak kendilerini.
Bu dava ile aynı zamanda MİT’i de, Müsteşar Hakan Fidan’ı da ateşe atıyor! O Fidan ki, tam kendini “Başkan’ın Cenderesi”nden kurtarmak için ciddi bir hamle yaptı ve milletvekilliğine soyundu; ama tuttu kollarından MİT koltuğuna yeniden oturttu! Herhalde, “öyle kaçmak yok, anca bir kanca bir”!
İşi zor, seçimlerin umduğu gibi sonuçlanmayacağı açık seçik. Muhsin Kızılkaya ne dedi: MHP barajı geçemeyecek! Kargalar gülmüş olabilir ama sakın demek istediği, HDP barajı aşamayacak olmasın.. İçeriden sanki “özel kesin bilgi” gibi?! (*)

İktidar bölünmesi: RTE’ciler, AKP’ciler
Başkan hesap kitap yapıyor. Günlerce önce yazdığım, 276’yı tutturamazsa tek seçenek görünen MHP ile koalisyon nasıl oluru düşünüyor şimdiden. Evet, tabanlarında geçişkenlik en fazla olan iki parti. Ama Bahçeli sert. AKP’den çekip alıyor 3-4 puanını. Hırsız dedi, yolsuz dedi.. demediğini bırakmadı. Tabii, koalisyonu RTE ile yapmayacak, AKP ile yapacak. Bu durumda, RTE “hükümet dışı kalır”. Hükümet edemeyecek bir durum ortaya çıkarsa, Muktedir bunu kabul eder mi, yoksa koalisyon yerine, bir azınlık hükümeti ile ülkeyi yeni seçimlere mi götürür..
İktidar bölündü. RTE’ciler ile AKP’ciler oluştu. RTE’ciler “silahşörler” ile “aşıklar”dan oluşuyor. Başkanlarının çevresinde çifte namlulu tabancalarıyla, topları tüfekleriyle bir savunma hattı oluşturdular. Başkan’ları herşey.. Şimdi AKP içinde diğerlerine ateş ediyorlar.
“AKP’ciler” ise “utangaç Bakan eleştiricileri”, deyim yerindeyse. Onlar, Başkan’ı onu koruyor görünüyor ve çevresindeki silahşörlere ateş ediyorlar. “Başkanı ilk terkedecekler, çevresindeki silahşör ekip” diyorlar. Tabii, RTE’nin yönetim biçiminden derin rahatsızlar.. Ama doğrudan eleştiremiyorlar, “kendisi iyi, yanındakiler kötü...” Bekliyorum, ilk cesur adımı kim atacak!
Davutoğlu okkanın altına kesin gidecek kişidir. Hem RTE’nin hem kendisinin gölgesi. RTE sarayına kapatılırsa, AKP’nin başına gelecek olan Gül’dür. “Şimdilik siyaset yapmayacağım” diyerek, curcunaya bulaşmıyor, ama kendi siyasi programını inşa ediyor. Parti içinde güçlü ilişkileri var.
Gül bence, 13 yıldır AKP iktidarı altında yaşananlardan deneyim süzüyor. Davutoğlu ve RTE’ye de kendini kullandırtmıyor, dikkatinizi çekerim.
Herkesin yol haritası seçim sonrasına ertelenmiş durumda. Her koşulda bir kaotik bir yapı ortaya çıkabilir demiştim, hala o noktadayım. Kaotik durumdan korkmasın kimse. Esas kaosu şimdi yaşıyoruz. Seçim sonrası kaos yeni bir yol haritası çıkartacaktır ülkenin önüne. Ama ülkenin ana dertlerini çözecek bir harita çıkar mı, temel sorunumuz bu.

“Ebedi iktidar saadeti”nin sonu
Ama şu gerçeğe doğru yol alıyoruz: “Ebedi iktidar saaadeti”nin sona yürüyüş çanları çalıyor. Bu saadet çöktüğünde, kimbilir neler yaşayacağız. Tabii, RTE’nin büyük hayallerinin gümdürdeme seslerinin başladığı bir döneme girdiğimizi görüyoruz.
Can’a iki kez müebbet istemiş. Halktan birileri hesap kitap mutlaka yapıyordur ve yaşadığımız ana-yasadışılıkları 5 yıllık müebbet isteğiyle fatura edecek bir iddianame hazırlıyorlardır. Silah TIR’larına dava, tam da 180 derece geri tepecek bir karaktere sahip.. Ama Muktedir’in bu kaçıncı yakalanışı?!  “Evi sıfırla”lar ve daha neler..
İktidar medyası ve bazı liderleri, Cumhuriyet’in gazeteciliğini vatan hainliği ile eşdeğer görmüş. Onların aylardır manşetlerine bakarsak, vatan hainliğinden geçilmiyor. İktidarlarına karşı olmak bile vatan hainliği için yetiyor.
Vatan Haini kimin olduğu konusunda Nazım Hikmet’in şiirini güncellemek vardı şimdi. Mesela: Sizin Suriye’de iç savaş kışkırtıcılığınızı, kardeş halkın öldürülmesine yardımlarınızı, işlediğiniz ulusal ve uluslararası suçları belgeleriyle ortaya çıkartmak vatan hainliği ise eğer...
(*) Kızılkaya, AKP’li oluşunu Habertürk’te Kürşad Oğuz’a anlatıyor: “İslami hareketlere, muhafazakârlara hoşgörüyle yaklaşıp onların memleketi dönüştürebileceğine… dair bir inanç gelişmişse bende, tek müsebbibi Birikim Dergisi; Laçiner, İnsel ve Belge’dir.”

 ---4 Haziran 2015 Perşembe / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder