CHP’nin AKP ile
koalisyon yapması için güçlü bir talep yok değil. Burada her zaman, halkın
sandıkta dile getirdiği. AKP dışında iktidar seçeneğine öncelik verdim. Sonuna
kadar da bu koalisyonun, normalleşme adına en önemli seçenek olduğunu
vurguluyorum. Fakat AKP- CHP koalisyonu üzerinde yoğun çalışma var. Bu olabilir
mi? Şüphesiz ki olabilir.
Bunun üç olasılığı var:
1) CHP, ufak tefek
tavizler alır ve büyük ölçüde teslim olur, artık iktidar olalım yahu bir kez
de, diyen görüş ağırlık kazanır. RTE ve AKP’nin bugünkü yapısını esasta kabul
eder.
2) AKP içinde ciddi bir
liderlik değişimi olur. AKP’de RTE’ye paralel ve eşdeğerde yeni bir liderlik
iradesi ortaya çıkar.. AKP ile koalisyon görüşmeleri resmi ve anayasal bir
temel kazanır.
3) CHP koşullarını öne
sürer. Böylece koalisyonu ilkesel olarak baştan reddetmemiş ve aleyhindeki
yayınları önlemiş olur.
CHP ile AKP arasında koalisyon görüşmeleri
yapılacaktır şüphesiz.. Ama ana eğilimin esas olarak CHP-MHP-HDP (veya CHP-MHP)
seçeneğini denemek ve tüketmek olacaktır. MHP burada ana sorundur. Hep kritik
zamanlarda yaptığı gibi, AKP’ye koltuk çıkma olasılığı ve HDP’ye karşı bir
koalisyonu yapılandırması yüksektir.
Bu seçeneği tüketince,
CHP AKP ile koalisyonu ele alacaktır. Yukarıda ilk seçenek, CHP’yi bitirir.
Burada tekel soru şudur: CHP neden AKP ile iktidar olmak istiyor? Amacı ne? İktidar olalım da, iktidar olanaklarından
yararlanalım da... bakışının, seçmeninin talepleriyle ve seçim programıyla bir
ilgisi var mı? AKP “tamam gelin 2 maaş
ikramiyeye evet, asgari ücreti de arttırırız, böylece seçmene vaadinizi yerine
getirmiş olursunuz..” der. Buna benzer kabullerin CHP içinde bakanlık
talebi olanlara yetebilir. Ama CHP de biter.
CHP bunları gerçekleştirebilirse
Soralım:
*RTE’nin hükümet
üzerindeki girişimleri sona erdirilecek ve RTE kendi işine döndürülebilecek,
başkanlık etme rüyaları dengelenebilecek mi?
*Yolsuzluklar
soruşturulabilecek mi? (AKP, 4 eski bakanının yeniden yargılanmasını kabul
edebilir, yargı da elinde, böylece “temize çıkma” denemesi yapabilir; 4 bakanı
zaten siyaset dışına itti..)
*Eğitim ne olacak?
Okulları ve eğitimi imam hatipleştirme sürecini tersine çevirebilecek mi?
*Üniversitelerde dinci
yapılanmayı durdurabilecek, üniversitelerin özer yapılanmasına olanak
sağlayabilecek mi?
*Şüphesiz ki adalet
mekanizması birinci derecede önemli, RTE’nin sulh mahkemelerini
değiştirebilecek ki, HSYK’nın hükümetten bağımsızlığını sağlayabilecek mi?
*Suriye politikasını değiştirebilecek mi?
*Tabii, gösteri ve medya
özgürlüğü tartışmasız bunlara eklenmeli..
Bunlar gerçekleşecekse,
Büyük Koalisyon olabilir. Bu zaten Türkiye’nin restorasyonu anlamına gelir.
***
AKP bunları kabul
edebilir mi? AKP’nin üzerindeki RTE vesayeti kalkarsa, CHP halka vaad ettiği
programını gerçekleştirme olanağının asgarisine kavuşabilir. Şu mazeret değil
ve olamaz: “Evet seçmenimize söz verdik,
ama ne yazık ki tek başına iktidar olamadık, olsaydık eğer...” Yanıt hazır: O zaman da iktidara ortak olman
seçmenini ilgilendirmez. Bir siyasi parti onu vareden programını
gerçekleştirmek için iktidara talip olur. Kırmızı plakalı arabalar parti
kodamanlarının altına çekilsin diye değil...
4.5
G Teknolojisi ve Huawei
17 ve 18 Mayısta iki yazımda bu konuyu
yazmış, RTE’nin 5G’ye geçelim açıklamasının anlamını sorgulamış ve “bu adrese teslim bir durumdur, 4.5G
teknolojisine tek adresi Huawei şirketidir” demiştim. Huawei yetkilileri
aradılar ve görüştük.
Kendilerinin dışında 4.5G teknolojisine
katkıda bulunan Ericsson, Alcatel gibi şirketlerin de olduğunu, bir ihale
onların da teklif vereceğini, kısmi tedarik veya tamamının onlardan da gelebilecğini
belirttiler. Doğrudur. Huawei’nin 4,5G teknolojisine en çok katkıda buunan
şirket olduğu ise bir gerçek, dolayısıyla bu konumları kendilerine ihale
konusunda önemli bir fiyat avantajı sağlıyor. Ama bu durum şirketin ileri
aşamada olmasından kaynaklanıyor.
Burada temel sorun, 4.5G ihalesinin,
Avrupa ve Dünya düzeyindeki yetkili kurumlar kullanılacak standartları
resmileştirmeden önce yapılma durumudur. (interim). Huawei ise, bu uluslararası
standartlar resmileşmeden, ürün vermeyeceği görüşünde. Devlet de, resmi
standartlar açıklanmadan önce, bir belirsizlik içinde ihaleye çıkmamalı. Huawei
yetkililerinden aldığımız izlenim de, şirketin bu durum çerçevesinde
davranacağıdır. Böylece Huawei’ye, “kendilerine yapılacak iyiliği unutmayacağı”
bir ortamın da doğmayacağı görülüyor. Huawei yetkilileri, Türkiye dahil hiç bir
ülkede, önceden anlaşmalı böyle bir ihale çabası içine girmenin kurallarına
aykırı olduğunu belirtti.
--15 Haziran 2015 Pazartesi / Bilim ve Siyaset
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder