CBT
Gündem Sayı 1472, 5 Haziran 2015
Pazar günü seçim var, umarım, seçimler
Türkiye için bir çıkış yolu, rahat nefes alma olanağı ve üniversitelere de
özgürlük yolu sunar. Ama konumuz bu değil. Siyaset bilimi Cumhuriyet’teki
köşemde daha çok. Seçimlerden sonra da yazacak çok şey olacak. Bugünkü konuyu,
dershanelere bırakalım.
1 Eylül’de tüm üniversiteye hazırlık
dershaneleri kapatılacak! Gülen Cemaati ile derin kapışmasından sonra, “cemaatin
suyunu kesme”nin en iyi yollarından biri olarak dershaneleri hedefe oturtmuştu
iktidarbaşı. Dershaneler 17-25 Aralık yolsuzluk patlamasından çok daha önce,
iktidarın iki kanadı arasında derin bir çatışma konusuna dönmüştü. “Çatışmanın Anatomisi” kitabımda
(KırmızıKedi) dershaneler üzrinden çatışmanın öyküsünü çeşitli boyutlarıyla
yazmıştım.
RTE, Cemaatin iyi yetişmiş üyelerinin
devletin her tarafında olduğunu görünce, Cemaat’i geriletmeye yönelmiş ve kendi
Erdoğancı imam hatip gençliğini parlatmaya girişmişti. Tabii devletin tüm
olanaklarını kullanarak ve normal liseleri imam hatip liselerine de
dönüştürerek.. Şüphesiz ki bu olağanüstü durum, RTE iktidarının çökmesiyle
normale dönecektir..
Dershanelere gelince.. Üniversiteden Profesör
Murat Özmen’den ciddi bir not gelince,
konu gündeme taşındı. Diyor ki:
“...şimdi dershaneler bu ara, "temel
lise" adı altında, var oldukları derme çatma binalarda yapılanıyorlar.
Benim bildiğim yasanın iptali için aslında Dershaneler Birliği konuyu Anayasa Mahkemesi’ne
de götürdü, ancak oradan hiç bir ses gelmedi. Yani ya mecburen lise olacaklar, ya
da yok olacaklar. İngilizce, bilgisayar vs. gibi eğitim merkezleri dışındaki
dershane olayı kapanıyor. Aslında normal bir ülkede normal olan da budur, ancak
okullarda (hatta fen liselerinde) verilen eğitim kalitesi, öğretmen niteliği
gibi durumlar, mevcut test sistemine dayalı sınavlar hala dershaneleri gerekli
kılıyor…”
“Bu seçimde tüm muhalif partiler sadece ekonomiye yoğunlaşmış durumda ve
kimse eğitimin girdiği kaostan hiç söz
etmiyor maalesef. Dershane meselesi bu yıl özellikle de lise eğitimini tam bir
kaosa doğru sürüklüyor. Önümüzdeki dönemde belki büyük şehirlerdeki birkaç çok
iyi lise dışında tüm anadolu liseleri boşalacak. Zengin, çocuğunu çok para
ödeyerek dershane okullara gönderecek. Olan
yine fakire olacak. Geçen yıl çocuklar 2-3 bin TL karşılığında dershane
bulup, iyi kötü eksiklerini tamamlıyordu. Bu yıl dershanelerin sözde okullara
dönüşmesi sonucu en ucuzu 7-8 bin TL
olan derme çatma okullar haline geliyorlar. Ayrıca öğretmenlerin de
rotasyona tabi tutulacak olması konusu var!”
***
Ben dershanelerin kapatılmasını ve
onların yerine okullarda öğrencilere iktidarın-devletin desteğiyle, en iyi
dershanelerde verilen nitelikte ek eğitimin verilmesini önermiştim. Dahası, dershane öğretmenlerinin iyi bir
ücretle devlet okullarında “dershane öğretmeni” gibi istihdam edilmesini de.
Çünkü sınav sistemi üzerine uzmanlaşmış iyi ve büyük bir öğretmen kitlesi var.
Böylece onların bu yüksek becerilerinden de öğrenciler faydalanmayı
sürdürürlerdi..
Dershaneler resmi olarak kapatılacak ama
evlerde özel ders alımları sürecek. Bu özel dersler zaten yüksek ücrete tabi
idi, şimdi ise “yasadışı dershane” muamelesi görmek korkusuyla fiyatları daha
da artacak.. Olan yine ailelere olacak. Tamam, dershaneleri kapattın, peki
yerine ne getirdin?
***
Eğitimde büyük olan fırsat eşitsizliği,
şimdi daha da büyüyecek. Açılan “derme çatma “okulların fiyatları bir kaç kat
artacağı gibi, kalite de düşecek.
Bakan Avcı’nın açıklaması:
* 2240 dershane dönüşüm için başvuru
yaptı.
* 2195’i dönüşüm programına kabul edildi.
* 276’sı dönüşüm programını tamamladı.
* 249’u temel liseye dönüştü.
* 25’si özel liseye dönüştü.
* 401 dershane kendi isteğiyle kapandı.
Evet, temel sorumuz baki: Devlet okullarında
okuyup da dershanelerde giderek açık kapayan ve üniversite sınavlarında başarı
kovalayan büyük kitle ne olacak?
***
Yine hayırlı seçim sonuçları dilerek,
gelecek Cuma birlikte olalım..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder