Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

9 Mart 2019 Cumartesi

Bir üniversiteden görüntüler.. 8 Mart.. “Kürt Kapanı”


7 Mart  2019 Perşembe  / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

Toplumun cemaatleşmesi, nasıl ve neden” üzerine yazılarıma okur katkıları da geliyor.. İnönü Üniversitesi’nden bir okur diyor ki:
“Öğrencileri kapma operasyonları birçok tarikatlar eli ile, üstelik üniversiteler yönetimleri eli ile ve artarak sürdüğü gözlemimi aktarmak isterim. Başta Diyanet Vakfı olmak üzere birçok tarikat resmen kampüs içinde kayıtlar ve okul açılma döneminde günlerce stant açarak devam ediyor. Hem de üniversitenin resmi öğrenci kulübü imiş gibi yılın her günü faaller. Örnekler;
- Akleden Gençlik Topluluğu
Birlik Genç Akademi Hanımlar Topluluğu
- Bilinçli Gençlik Topluluğu
- Fıkıh Topluluğu
- Genç Birlik Akademik Topluluğu
- İnsani Değerler Topluluğu
- Kelam Topluluğu
- Kurtuba Topluluğu
- Milli Gençlik Topluluğu
- Üniversiteli Akil Gençlik Topluluğu
Ne yazık ki bunlar bir zamanların bilim, sanat, kültür merkezi yolunda ilerleyen İnönü Üniversitesi'nde devlet eliyle kuruldu.
Mesela bir haber: Genç Diyanet tarafından belirli aralıklarla düzenlenen "Söz Ehlinde" programlarının bu haftaki konusu “Güncel Hadis Tartışmaları” oldu. İnönü Üniversitesi Mediko Sosyal Tesisleri’ndeki Diyanet Gençlik Çalışmaları Merkezi’nde düzenlenen programa  konuşmacı Dr. Öğr. Üyesi Serkan Demir hadisle ilgili İslam âleminde bir farklılaşma, tartışma ve parçalanma olduğunu vurguladı.... Bu örnekler artık İnönü Üniversitesinde olağan. 

Kampüsü inleten vaazlar
“Akademisyenin tarikata kapılanması konusuna gelince.. Her hafta Cumaları üniversite kampüsleri adeta birer tarikat merkezine dönüşmekte, hoparlörlerden avaz avaz yayınlanan ve nerede ise 1,5 saat süren vaazlarla kampüs inletilmektedir. Bir camii yetmedi, 5000 kişilik ikincisinin inşaatı tarikatlar desteğinde sürüyor. Bu esnada adı profesör olan şahsiyetler belki de bir imam hatip lisesi mezunu birini ağzı açık dinlemekte.”
 Tabii okurun naklettikleri üzerine merak ettiğim: Acaba öğrencilerin yüzde kaçını saflarına çekebiliyorlar, hala azınlık olduğunu düşünüyorum. Aynı soru “akademik topluluk” için de geçerli. Bu tür faaliyetler bu iktidar döneminde öne çıkıyor, peki etkisi? Ve nedeni? Bunu sonra yazacağım.


KADINLAR GÖĞÜN YARISI
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlarım. Hemen her alanda erkek egemenliğinin zincirleri kırıldıkça ve toplumda kadın görünürlüğü eşitlik, liyakat, ücret, özgürlük, yöneticilik.. temelinde arttıkça, şüphesiz daha dengeli bir toplum olacağız.
Öncelikle kadınlara eğitim koşullarında ayrıcalık, teşvik... Kadın cinayetlerini, kadınların evlilik süreçlerinde uğradıkları erkek şiddetini nasıl azaltacağız? Tabandaki en önemli sorun, bu bir erkek sorunu şüphesiz!
Acaba evlilikten önce eş olacaklara tarafsız kurumlarca ciddi bir eğitim sertifikası programı kurulabilir mi? Evet bu öneriyi naif ve komik bulabilirsiniz. Ama unutmayın ki evlilikte devlet bazı koşulları dayatıyor, mesela akciğer röntgeni, kan sayımı, bazı hastalık araştırmaları...
Ama mesela İş hayatına gidişte savcılıktan sabıka belgesi isteniyor, ama evlilik gibi çok önemli bir sözleşmede istenmiyor. Erkeğin geçmişi nelerle dolu?

“KÜRT KAPANI”
Murat Yetkin, “Kürt Kapanı, Şamdan İmralı’ya Öcalan” kitabını, “Yakalanışının 20. Yılında” yenileyerek, genişleterek okura sundu.
Murat Yetkin, bir Kürt Sorunu veya bir PKK kitabı yazmadı, geniş sunuş yazısında diyor ki, Abdullah Öcalan’ın yakalanışıyla sonuçlanan siyasi sürecin röntgenini çekiyor. Bu yönüyle Ankara merkezli bir uluslararası siyaset araştırması. Perde gerisinde kalmış olayları ön plana çekiyor.
Kitap çok yakın bir tarihi, bugüne uzanan siyasetin göbeğinden anlatıyor. Öcalan niye teslim edildi? Hemen sonra neler oldu, Amerikalıların amacı neydi, mesela Irak’ta Barzani – Talabani özerkliğine ve bağımsızlığına gidecek bir Kürt devleti ve yapılanmasına Ankara’yı ikna etmek mi?
Batı Avrupa’nın PKK ile dansından tutun, Süleyman Demirel, Ecevit ve o dönemdeki etkili askerlerin açık sözlülükleriyle örülmüş bir kitap. Olayların siyasi geri planını da yeniden keşfetmek için...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder