Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

8 Aralık 2016 Perşembe

Gazeteciliği sanılanın aksine bitiremediler, şiddetleri bundan


146 gazeteci, köşe yazarı, çizer içeride. Bu konuda ayrıntılı olarak, kim gazetic kim değil üzerinde durmanın alemi yok. Operasyonel amaçlı medyaya gazetecilik demem zor. Bunu herkes biliyor zaten.  
Evet 146 yazar çizer içeride, ama gazeteciliği bitiremediler. Gülen Cemaatinin yargıyı, polisi, istihbaratı vb elinde tuttuğu en şiddetli zamanlarında da 100’ü aşkın gazeteci içerideydi ve kıyamet kopuyordu. Türkiye basın özgürlüğünde (ve demokrasi endekslerinde) tüm zamanların en kötü dibe vuruşlarındaydı.. FETÖ iktidarının arkasında-yanında o dönem AKP iktidarı duruyordu ve aynı rezil türküyü söylüyorlardı: Gazetecilikten içeride değiller!
İktidarı, ikiz kardeşinin bu operasyonlarının destekçisi ve hatta uygulayıcısıydı, çünkü AKP de asla özgür bir basın olsun istemiyordu. Bir medya olacaksa sadece iktidarın plan ve programlarının destekçisi olabilirdi.
Hakikati aramak, gerçekleri, olguları yazmak da ne demekti!

Cemaatin iki katı baskı

Bugün, AKP’nin medya üzerindeki baskısı, Cemaat iktidarı dönemini iki kat aştı. O dönemde de özgür medyayı yok etme projesinin aslında baş mimarı olduğunu kanıtladı.
Havuz medyası operasyonu doğrudan iktidarın projesidir. Cemaat o dönem ne kadar komplocu, kumpasçı şantajcı davrandıysa, iktidar da medyayı havuzlamak için bir kaç kat fazla çalıştı. Başarılı yol da aldılar. İhale verdikleri “iş adamları”na satın aldırarak tetikçilik yaptırıyorlar.
Televizyonlarının izlenirliklerini bilmiyorum, ama o ekranlara kimin hangi beyinle baktığı önemli. Halkın önemli bir kesimi düşünme - araştırma -gerçeği öğrenme konusunda tembel. Önlerine konan hazır yemeği kaşıklar
Ama havuzladıkları gazeteleri tutmadı, satmıyor. İlan edilen satış rakamlarının en iyimser yaklaşımla yedide-sekizde birini satıyor. 100 bin satış gösteriyorsa, 10-20 bin arası. Yandaş kurumların, belediyelerin toplu alımlarıyla, dağıtım şirketlerinin ilan ettikleri satış rakamlarına ulaşıyorlar.
Gazete sahibi, kendi gazetesini 10 binler- 100 binler mertebesinde ana dağıtım bayilerinden düzenli satın alıyor. Kaybı sadece dağıtım şirketinin ve bayinin payı oluyor. Sonra bunları mesela apartman sitelerinin asansör yanlarına koyuyorlar, yığın yığın.

Öfke ve şiddetleri sürüyor

Şimdi sıkı durun: Gazeteciliği her şeye rağmen öldüremediler. Baskıları bu nedenle! Gazeteleri isim isim hedef alan bir yazarları var. Geçen gün çıktığı televizyonda Doğan Medya ve yazarları hedefindeydi. O sırada Doğan Holding’in Ankara temsilcisi Barbaros Muratoğlu göz altına alınmıştı. Sallıyor, hepsi tutuklanacak, İsmail Saymaz da, Nedim Şener de, Ahmet Hakan da.. Çünkü FETÖ’cü bunlar!
Başka şeyler de diyor: Bak NTV’ye! Orada artık hiç bir sorun yok. NTV temiz diyor yani! Bir medya kuruluşu için utanç verici bir övgü!
Diyor ki: Arada durmak yok, ya devletten yana olacaksın ya da terörden- Fetö’den.. Devlet dediği iktidardan yana olmak.
Havuzladıkları medya satmıyor, ama esas dertleri havuz –iktidar– dışı medyanın çok satması ve esas medya okur ve izleyicisinin de orada olması. Sayayım, Hürriyet, Posta, Sözcü.. Cumhuriyet ve Birgün gazeteleri de var tabii ama kitesel satanlar önemli. Kaldı ki, Cumhuriyet’e bile dayanamadılar! Habertürk’ün de temizlenmesi gerektiğini düşünüyor.
Milletin bilgi edinme hakkını tamamen havuzlayamadıkları için endişeliler. Hala buralarda gerçekler, olgular kıyısından köşesinden dile getiriliyor. Özgür vicdan henüz tam esir alınamadı.

Ve şirket hisselerinde iniş-çıkış

O kadar dikkatli olmasına –aman küstürür müyüz, saldırırlar mı, şunları çağırmayalım, bu haberi az görelim– endişesiyle hareket etmesine rağmen, bu yetmiyor; Doğan Medya’nın tam yıkılması gerekiyor. Doğan Medya, darbe girişimine karşı durdu. İktidar saflarından kısa bravolar falan aldı. Dipteki şirketlerinin hisseleri hızla yükseldi.
Ama bu kesmedi tabii! Doğan Medya üzerinde çalışmalarına yeniden başladılar: Demokrasiden yana durman yeterli ve önemli değil, tamamen iktidardan yana duracaksın ve gazetecilik vicdanını ezip geçeceksin. Reis’in projesi, öfkesi, amacı uzun soluklu! Ve şirket fiyatları yeniden dip yaptı!
Objektif haber vermen de yetmez! Gerektiğinde haberi hiç vermeyeceksin, görmeyeceksin.. Ne o öyle, mesela 11 kız öğrencinin cayır cayır yandığı olay üzerine düzgün gazetecilik! Tek sütun ver geç kardeşim!
Ne o öyle, gerçek-ötesi dönem gereği yalanları kakalamak yerine, hala bazı yorumcuların ille de hakikati araması, yazması!

Medya sınavı, iktidarların niteliğini anlamak için bir turnusol kağıdıdır.
8 Aralık Perşembe / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder