Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

28 Aralık 2016 Çarşamba

Çin ve ABD.. 3. Savaş mı?? Üçüncü Dünya Savaşı konusu (3)

Dünyada hiç bir imparatorluk, kendiliğinden bu gücünden vazgeçmemiştir. Bir şekilde kaçınılmaz olarak başkaları tarafından geçilmiş, kendi içinde erimiş, parçalanmış, kabuğuna çekilmiştir. Bütün büyük güçlerin sonu bu: Çöküş.
Güç, varlığını ekonomiden, zenginliğinden, askeri gücünden, kültüründen ve yayılmasından alır. Ekonomik büyük gücü, zenginliği, yoksa, askeri gücü ayakta tutamaz. Askeri gücünü de mutlaka bir şekilde kullanır. Henüz tersi görülmedi!
300 yıllık sanayi toplumu müktesebatı tarafından yönetildiği için dünya, içinde yaşadığımız koşullarda da bu müktesebat geçerlidir. Bakın, Bush gelmiş, Obama gitmiş, Trump gelmiş.. bu müktesebat içinde yer alır hepsi ve ona uygun davranır. Diğer ülkeler de!
Amerikalılar (Neocon), Bush ile birlikte 21.Yüzyılın Amerikan Yüzyılı olacağı üzerine neler döktürdüler. Daha başında, önce Irak savaşı (20023) ardından da kapitalizmin ulaştığı küresel ahlaksızlık boyutu (2008) ABD’yi çökertti. Çabuk yaşlandı. Roma, Osmanlı, Asyadakiler, 17-18.yüzyılların büyük imparatorlukları, İngiliz vb daha uzun yaşadılar, çünkü zamanı yaşamanın hız faktörleri değişti.

1935’e kadar
Yeni yüzyıla Çin’in damga vuracağını ilk yazıp çizenler Amerikalı siyasi-ekonomik analistler oldu sanırım. Dahası tarih bile verdiler. Bu ekonomik gelişme ve ABD ve Batı’nın bu ekonomik durgunluğu ve krizi ile, Çin 2035’e kadar dünyanın 1 nolu ekonomik gücü olacak, derdi. Bence bu hesaplamada hız faktörünü yine de düşük tuttular!
ABD yeni stratejik planını, siyasi ve askeri olarak 2010-11’de resmileştirdi. Plan Amerikan ulusal çıkarlarını savunmanın yeni ana hatlarını belirtiyordu.
Size şunu belirteyim: Bu belgelerin hepsi ABD’yi en büyük süper güç ve “savaş halinde bir ülke” olarak görür. Ve ayrıca tek başına, herhangi bir uluslararası kurumun kararı olmadan, askeri gücünü kullanma hakkını da saklı tutar.
ABD’nin stratejisi şüphesiz ki Çin’i ve Hindistan’ı ve Rusya’ya anar. Çin’in büyüyen askeri ve ekonomik gücü nedeniyle Pasifikteki ABD ittifaklarını, Güney Kore, Japonya’yı tehlikeye soktuğunu söyler ve Çin’e karşı askeri stratejisini yeniden çizer. Ayrıntılara bakarsınız.

ABD Çin’i nasıl engelleyebilir?
Mesela ekonomik güç olarak? Ekonominin küresel dinamiklerini nasıl geriye çevirir? Çin’in ekonomik yayılmasının önüne nasıl geçecekler? Ama küreselliği belirli alanlarda “geri çevirme” olasılıklarının Trump ve Amerikalılar tarafından tartışıldığını belirtelim. Trump öncelikle bir ekonomik savaşa hazırlanıyor. Beyaz Saray’a sertlikten yana ekonomist Peter Navarro'yu oturtuyor.
Çin, “Trump ekibinin Çin'e karşı sert bir tutum takındığı gerçeğiyle yüzleşilmeli, her tür saldırıya karşı tam hazırlıklı olunmalıdır.” (www.tercumeodasi.org/2016/12/cin-ile-abd-arasnda-guc-gosterisine.html)
Peki savaş? Çin büyük savaş için bir bahane yaratmaz. Bunu, parçası olarak gördüğü Tayvan için bile yapmadı! Tayvan’ın anavatan kucağına düşmesi beklentisi içinde. Ama Çin bir askeri süper güçtür. Uzay gücüdür. Ekonomik güçtür..
Çin aynı zamanda Şanghay İşbirliği Örgütü’nün üyesidir. ABD’ye karşı Çin, Rusya (ve Hindistan) tarafından oluşturulmuş büyük bir “Rus-Çin Seddi” vardır.

İki olasılık var:
Ya ABD barışçı bir evrim-süreci içinde doğal geri çekilmeyi kabul edecektir... Bu zorunlu bir askeri küçülmeyi de beraberinde getirecektir daha uzun zamanda.
Ya da, Amerika’da etkin savaş-yönetim alışılmış müktesebatı, direnecektir. Bir dünya savaşı çıkarmak için bahane çıkartmaya kalkışır mı? Yoksa aralarında geçici paylaşımlar- uzlaşmalarla mı süreç sert-yumuşak ilerler?!
Batı toplumlarının savaştan yana tavır alacaklarını düşünmeyin, şu mülteciler geliyor refah düzeyimiz düşüyor, kuşkusu ile ayağa kalkan Batı toplumları mı dünya savaşı isteyecek...
Tabii temel soru: 300 yıllık kötü müktesebatı-siyaset/ savaş/ kültürünü nasıl aşacak dünya?!

KİTAPLAR
Alametler Saati:
Jamal Mahjoub, Sudanlı İngiliz yazarın, Sudan’da 1880’lerde ortaya çıkan bir “Mehdi”nin halkı İngiliz ve Osmanlılara karşı örgütlemesinin vahşi bir öyküsü. Tam, açlıktan ve yoksulluktan kıvranan Sudanlıları “kurtaracak” bir Mehdi’nin ortaya çıkacağı, çıkması gereken koşullarda geçen bir yaşam. İlknur Özdemir’in mükemmel Türkçesi. Ortadoğu ve İslam dünyasını da anlamanın bir anahtarı.. Raşid’in Dürbünü mükemmel kitabının yazarı. KırmızıKedi.

Gri Kitap- Yolculuk
18 aralk 2002 ve Necip Hablemitoğlu evinin önünde vurularak öldürüldü. AKP’nin yeni kurulan iktidarı ve tabii ki katilleri hemen bulacağız demeçleri.  Ama bu kitap bu cinayeti değil, geride bıraktığı eşi Şengül Hablemitoğlu’nun, bir kadının, adeta bir yas hikayesi. Yaşamın ölümle hesaplaşması. Şengül hanımı bu yasında yalnız bırakmayalım. KırmızıKedi.

Kahramanlar Öykülerle Yaşar

Balyoz- Ergenekon davalarının  “Adalet Şehidi”, unutulmaz Ali Tatar adına düzenlenen  Edebiyat Ödülü’ne katılan öykülerden bir seçki. Ali Tatar unutulmaz. Geride bıraktığı insanlık izi de asla silinmez. Bu davaların adalet zinciri,tabii ki davayı açan ve yargılayanların bedenlerine dolaştı. Ama henüz adaletin tam hesabı görülmedi. KırmızıKedi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder