RTE’nin İsrail ve Filistin politikası, sürekli
olarak Türkiye’nin kaybettiği ancak RTE’nin kazandığı bir tiyatro oyunu.. RTE
iktidarı İsrail’in OECD örgütü üyeliğine 2010 yılında onay verdi..
Başbakan ve
adamları yine kükrüyor ama boşuna.. RTE başından itibaren İsrail’e karşı
izlediği güya Filisbtinlileri tutan politikası hem bir fiyasko hem de içi boş
bir çuval..
Hepsi a)
ülkemiz kamuoyunun ezilen Filistinlilere olan içten duyarlığı ve üzüntüsü
üzerinden siyasal prim yapmak... b) Arap- müslüman kamuoyu üzerinde lider oyunu
oynamak ve bunu da Türkiye’de yine siyasal yarara dönüştürmek.
Neden böyle
diyorum, RTE’nin hiç samimi yanı olamaz mı İsrail-Filistin trajedisinde?
Şüphesiz,
sıradan bir insan olsa düşünmeden var derim.. Ama ülkenin başında 12 yıldır
oturan ve herşeyi propağanda ve yarar açısından mutlak liderliği için
değerlendiren bir politikacı için evet diyeyem.
Şimdi soralım:
RTE Davos’ta Şimon Peres’e 5 yıl
önce, Ocak 2009’da One Minute diye
bağırdı, hakaret etti ve açık oturumu terketti... Ortalık yıkıldı!
Eeee.. sonuç ne;
RTE bağırıp terketmekle Türkiye ne kazandı, İsrail ne kaybetti ve Filistinliler
ne kazandı?
Gelin bir bilanço çıkartalım:
Filistinlilerin kazancı sıfır
oldu, İsrail’in saldırılarını durduracak bir etkisi olmadı.. Sadece helal olsun dediler, yani RTE aferin
aldı İslam dünyasından.. (bir şeye
göre, Filistinliler cephede İsrail askerlerini “RTE geliyor!” diye bağırıp korkutuyorlarmış!).. Filistinlilerin
somut bir kazancı olmadı. Bu işten kazançlı çıkan sadece RTE oldu! Hem orada
hem burada bedava ve ucuz itibar kazandı!
İsrail’in sıfır kaybı
oldu, politikalarını değiştirmedi, üstelik Türkiye’yi pataklayıp durdu..
Türkiye ise tam kaybetti..
RTE itibar kazanırken, Türkiye aşağılanıp durdu..
1. İntikam: Mesela One Minute’ten tam bir yıl
sonra, 2010 Ocağında, İsrail intikamı planlaması yaptı. İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon,
kendisine nezaket ziyaretinde bulunmaya giden Tel Aviv Büyükelçimiz Oğuz
Çelikkol'un elini sıkmadı, onu kendisinden alçak bir koltuğa oturttu, yani
diplomatik olarak aşağıladı!
İkinci intikam: RTE’nin ikinci karşı hamlesi ve israli’in karşı
saldırısı: RTE, üç ay sonra bir zkarşı hamlede buluundu.. Hükümet güdümündeki
yardım örgütü, büyük tantanayla İsrail ablukası altındaki Gazze’ye yardım
amaçlı olduğunu açıkladığı Mavi Marmara gemisini savaş alanına gönderdi. İsrail
31 Mayıs 2010’da gemiye korsanca baskın yaptı ve 9 Türkiye cumhuriyeti
yurttaşını öldürdü.
RTE’nin One Minute politikasıyla
başlayan süreç, Türkiye’ye itibar ve insan kaybettirdi.
Ama bakıyoruz,
bu politikaların baş rol oyuncusunun
kaybettiği bir şey yok! Ancak aklı ile düşünmeyen kalabalıkların ülkesi
olan Türkiye’de böyle bir durum ortaya çıkabilir!
RTE şimdi
Cumhurbaşkanlığı için çıktığı meydanlarda İsrail’e yine veryansın ediyor..
Tamam da, kardeşim bu şiddetinin Filistinlilere bir yararı mı, İsrail ordusunu
ve bombalarını mı durduruyor, Filistinlilyerin ölmesini mi engelliyor..
RTE’nin İsrail
nutuklarının sadece Cumhurbaşkanlığı
için kendisine oy devşirme yararı var.
***
Bu ülkenin
kadim Türk İslam sağcısı Prof. Dr. Nevzat
Yalçıntaş, Zaman gazetesine demeç vermiş; diyor ki:
Erdoğan’ın One
Minute çıkışması, danışmanlarının tasarladığı bir kurgu idi, bu gibi şeyler
film sahnelerinde olur,
muhatabın cevabı beklenir. Sonra
karşılığını verirsiniz, toplantı devam eder. Ama dramatik hale getirme, film
setlerinde olur. ..
Yani, RTE’ye
itibar ve puan kazandırmak için bilinçli olarak düzenlenmiş tek yanlı bir
tiyatro oyunu.. Kim bedelini ödedi: Türkiye...
***
Örneğin RTE,
İsraille diplomatik ilişkileri kesmiyor.. 12 yılda ticaret yüzde 350 artarak
devam ediyor. Enerji Bakanı biz devlet
olarak satmadık diyor, ama Türkiye’den İsrail jetlerine yakıt satılıyor.
Örneğin bunu denetlemek veya yasaklamak iktidarın aklına gelmiyor.. Para olunca
mesele, RTE’nin boynu kıldan ince..
İsrail, 7 Eylül
2010 tarihinde, Ekonomik vİşbirilği ve Kalkınma Örgütü’ne –OECD- üye oldu. RTE
hükümeti, bu üyeliğe onay verdi. (www.oecd.org/about/membersandpartners/list-oecd-member-countries.htm).
Türkiye, 1960 sonunda kurulan OECD’ye bir yıl sonra üye olmuştu!
Dün Enerji
Bakanı ayrıca “Atom komisyonuna üyeliğine izin vermedik” diyor.. Ama İsrail’in
kendi dönemlerinde OECD’ye üyeliğini saklıyor!
Malatya’da
kurulan NATO kalkanı, İsrail’i de koruyor, bilgiler İsrail’e akıyor..
Daha bir sürü
numara..
Sonra
meydanlarda nutuk at, soykırımda Hitler’i bile geçti diye tarihsel yalanları
savur..
RTE ve
iktidarının İsrail’e bağırıp çağırması boştur, zerre kadar inandırıcılığı
yoktur..
***
Filistin’e
yardımcı olmak, İsrail üzerinde etkin olmasıyla mümkün. Bu etkini sadece iyi niyetle
kullanabilirsin.. Sessiz sakin diplomatik derin politikalarınla..
Yoksa İsrail’i
tam düşman olarak karşısına alan, üstelik bunun temeli yalan ve iç politika
numaralarıyla dolu olunca, zerre kadar barışa, Filistinlerin ezilmesine
yardımın ve hizmetin olmaz..
Bağırıp
çağırınca, insan sanıyor ki, şimdi kalkıp oraya savaşa da gidecek..
RTE’nin bu
propagandasının tek bir gerçek yanı var: Müslüman Kardeşlerin Filistin kolu
olan Hamas’ın ezilmesi karşısında politik duygusu..
Çünkü kendisini
İhvan’ın (Mısır’da Mursicilik gibi), yani Müslüman kardeşlerin uzantısı ve
parçası olarak duyumsuyor..
-- 21 Temmuz 2014, Pazartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder