AKP’nin içi
kaynıyor, daha doğrusu tepesi kaynıyor... Çok doğal bir durum... RTE, partinin
en güçlü kişisi, eğer seçimi kazanırsa partisinden ve başbakanlıktan hukuki olarak
resmen ayrılıyor. Başbakan da, partisinin önde gelenleri de çok iyi biliyor ki,
hukuki durum birinci derecede önemlidir
ve Çankaya’ya çıkarsa, hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Her ne kadar
RTE’nin içinde ve gönlünde, “oradan da
hem partiyi hem hükümeti yönetirim, başbakanı atarım, hatta bakanları bile...”
benzeri, fiili durum yaratma düşünceleri geçiyor olsa bile.. Hatta bunları sık
sık “icracı Cumhurbaşkan.. tabii ki ihaleleri, yolları arsaları
takip edeceğim..” gibi absürd laflar etse bile.. Bu laflar son
çırpınışları..
Bunları
yapamaz, yapamayacak, bunlar kendisine yaptırılmayacaktır.. Çünkü eşyanın
tabiatına aykırı bir durum olur..
Ne atanacak
başbakan ne bakanlar ne parti başkanı ve başkaları.. Hiç biri Erdoğan’ın
uzantısı, uygulayıcısı olamazlar.
Şüphesiz,
Erdoğan bir nolu figürdür, partide.. bu durumu şüphesiz etkisi azalarak sürer..
sözü, azalarak da olsa etkisini sürdürür.
Ama gerçek olan
şu ki, Çankaya’da, başbakanken sahip olduğu güce, yetkiye, sorumluluğa hiç bir
zaman sahip olamayacaktır.
RTE’nin
gönlünde yatan ile fiili hukuki durum arasındaki “büyük açık”, kapatılması
mümkün olmayan bir yasal durumdur. Ne gönlünde yatan “yeni Türkiye’nin yeni kurucu
lideri” olabilir ne başka benzeri başka bir şey..
Erdoğan’ı,
2007’den beri gönlünde yatan, mutlaka Çankaya’ya çıkma dayanılmaz arzusu
mahvetmektedir..
***
Partisi
kaynıyor dedim.. Geniş bir kadro yükselmek istiyor.. Lider değişirse, şüphesiz
kadro seçimleri, bakan seçimleri, hemen hepsi de epey değişir. Siyasi
insan yükselmek ister, hiç biri bulunduğu yeri kendine layık görmez,
daha yukarılarda daha başarılı işler- hizmetler yapma arzusu ile
yanar tutuşur..
Hükümet içinde
ve medyada artık hükümet / iktidar yanılısı sesler yok, Erdoğan yanlıları var.
Çünkü hükümet içinde Erdoğancılar ve Erdoğancı olmayan kanatlar oluşmuş
durumda..
Mesela Partinin
propaganda şefi Hüseyin Çelik.. 11
Temmuz tarihli gazetelerde Erdoğan için şöyle diyodu: “3 Şapkası olmayacak... Anayasa’nın 104. Maddesi ortada, orada olmayan
yetkiyi kullanmaz...”
Diyor ki aslında,
zaten istese de kullanamaz..
GÜL PARTİ
BAŞINA GEÇEBİLİR Mİ?
Erdoğan
Anayasa’da yazılı yetkilere göre çalışacağını, belki de ilk kez açıklıkla
söylüyor. Eski Cumhurbaşkanları yazılı yetkilerinin tümünü kullanmıyorlarmış, O
kullanacak, belirli aralıklarla Bakanlar Kurulu’na Başkanlık edebilirmiş...
Köşke çıkarsa öncelikle Çözüm Süreci’ni
ve Paralel Yapı ile müdeleyi
izleyecekmiş (Milliyet, 21
Temmuz).
Neyse,
sınırlarını zorlayarak, ama belirliyor. Çözüm süreci, RTE’nin elinde iyi bir
koz ve oy demek... Bunu kullanmayı sürdürecek. Çankaya’ya çıkarsa, Cemaatin
boşluktan yararlanmasına da imkan vermeyecek.
***
Peki Gül? Kimse RTE’nin bırakın bu konuyu seçimden sonra düşünürüz,
talimatını takmıyor. Gül’ü Partinin başına ve hükümete isteyenler çok.
Partiden, hükümetten, iş dünyasından.. Bir kulis bir kulis.. . “Bu şartlarda siyasi yapmayacağım”ın
üzerinden epey su aktı. Hizmet edeceğini açıkladı. Partimin dışına itildim şikayetini dillendiriyor. RTE borazanları
Gül aleyhine yazıyor. Hükümete yakın yazarlar “aralarında sorun çıkmaz,” gibi siyaset dışı “analizler” yapıyor, ama aslında kendi gönüllerinde yatanı, yani aman
dalaşmasınları dile getiriyor.
RTE ve Gül
arasında yer altında yer üstünde taktik savaşları sürüyor.
Gül parti kurar
mı, bu aşamada ve bu koşullarda kurmaz. Kendisini isteyen zaten bir parti var!
RTE örneğin
Gül’ü isteyen kurucu babaları (Arınçlar vb) üç dönem sonunda seçilmeme tüzük
yasası ile tasfiye etmek istiyor. Yazıp durduğumuz gibi, deneyimsiz gençleri
onların yerine geçirip, biad ettirecek ve yönetecek. En hoşlandığı iş bu..
kendisine aykırı düşünceler ileri sürenlere kapıyı göstermek istiyor.
AKP SEÇİM
SONRASI DOĞURGAN DURUYOR
Bunu ne kadar
başarır? Parti içinde esecek karşı
rüzgarların gücüne bağlı.
Köşke çıkarsa,
örneğin Gül’ü atayamaz, milletvekili değil.. Peki ataması için gerekli
koşulları yaratır mı? Yaratmaz. Gül en son seçenektir onun için. Parti’nin
kongresi olacak. Güçlü bir rüzgar estirebilirlerse babalar, Gül’ü parti
başına getirebilir. Getirebilirler mi? Sanki..
Burada yaratabilecekleri toplam
sinerjik güçlerine bakacağız, RTE’yi dengeleyebilecek bir karşı (siyasi) güç
yaratabilirler mi.. Hukuk, fiili olarak onlardan yana.. Seçimler var 2015
Haziranında... Güçlü bir gerekçeleri de: Seçmenin
güveni var Gül’e, meydanlarda partiyi ancak o ayakta tutabilir..
HabertürkTV’de
moderatör Ece Hanım’ın sorusuna, Gül’ü asla çağırmaz parti başına dedim.
Şimdi bunu şöyle düzelteyim: Parti içindeki güçlü rüzgar, RTE’yi buna mecbur
bırakabilir. İstemeye istemeye.. Eh, kendi anayasal sınırlarını da çizmeye
başladığına göre...
RTE, parti
içinde gücünü şüphesiz meydanlarda attığı nutuklarla topladığı oylardan alıyor.
Seçmenin oylarını ise Parti içinde diğerlerine
karşı da aslında bir sopa gibi/olarak kullanıyor.
Ama Metin Feyzioğlu’nun tanımını bir kez
daha yazayım: Parti Erdoğan’ı tekmeleyerek yukarıya yükseltiyor.. Ama
Erdoğan’ın da isteği doğrultusunda..
Köşke çıkarsa,
yazıyorum, eski gücünü yitirmesi mukadder.. Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak..
Kaydı AKP’den silinecek!
Bunu yaratacak
olan, hem Çankaya’nın o büyülü cazibesine kapılma, hem de sanırım biraz
dinlenme ihtiyacı, ve Anayasal hukuki durumdur..
Tabii, 2023'e doğru planlarını unutmayalım..
2019 ya yeniden Köşk adaylığı 2024'e kadar.. O zamana kadar anayasayı değiştiririm düşüncesi.. Ya da başbakanlık yeniden.. Hırsın son yok..
AKP seçim
sonrası büyük olaylara gebe.. Doğurgan duruyor.
--- 22 Temmuz 2014, Salı / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder