Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

7 Nisan 2013 Pazar

İsrail ile Barış ve Gül'e Çalım / Genel Af ve Referandum


Başkan’ın Adamları’nın meydana salınmasının ardındaki esas niyetin Başkanlık Anayasası olduğunu yazıp çizdik ya, bu yeni yetmez ama evetçi ekibin okşana sevile ilanını, AKP’nin Başkanlık Anayasası’nı açıklaması izledi.. Burada benim için yeni bir şey yok, şüphesiz bu anayasa konusuna yeniden gireceğiz, ama gözden kaçan çok daha önemli bir siyasi gelişmeye dikkat çekeceğim: RTE’nin Gül’e çalımı... Uzun süre önce gündeme taşıdığım Gül-RTE analizine bu yeni bir gelişmeyi eklemeliyim..
***
Bir süredir Recep Tayyip ve Ahmet Beylerle ABD’nin egemenleri arasında özellikle İsrail ve Ortadoğu politikasında kriz hüküm sürüyordu. Bizim ikilinin Irak’ı parçalama ve ABD’yi Suriye’yi savaşa sürme veya TSK’ni Suriye’ye sokarak “işi bitirme” politika ve niyetleri, Vaşington’da ciddi sorunlara yol açmıştı.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Mart başında Ankara’ya yaptığı ziyarette bilindiği gibi Siyonizm-İsrail sorunu yaşanmış, Başbakanın siyonizm bir insanlık suçudur açıklaması, gerilime yol açmıştı.
Kerry, Çankaya’ya yaptığı ziyarette ise Gül’e alışılmışın dışında övgülerde bulunmuştu. Anımsayalım: “Bölgede herkesi iyi tanıyorsunuz. Hem siz hem de Başkan Barack Obama’ya büyük güven var. Ortadoğu’da barış arayışlarında bu güveni çok iyi değerlendirmek lazım. Akil adamsınız. Tecrübeli bir devlet adamından bu meseleleri dinlemekten büyük memnuniyet duyuyorum,” demişti.
Kerry’nin gezisinde Erdoğan’ın yanıp tutuştuğu Obama ile görüşme randevusu ise gerçekleşmemişti.
Gül ile Erdoğan arasındaki siyasi çekişmede, ABD ve AB bir süredir Gül’ü destekleme eğilimi içindeydi. Gül’ün daha mutedil ve uzlaşmacı niteliği, Erdoğan ile Gül arasındaki çekiymede, ‘”Batı desteği’ açısından, Gül’e avantaj sağlıyordu.
***
RTE, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidilirken, hele hele başkanlık sistemli Anayasa, Apo ile ittifak gibi zorlu konularla boğuşurken, Gül’ün bu avantajını elimine etmek için önemli bir atak gerçekleştirdi: İsrail ile anlaşma!
Obama’ın on gün kadar önce gerçekleştiridği İsrail gezisinin önemli hedeflerinden biri, RTE ile İsrail’i barıştırmak ve Ortadoğu’da bu Amerikan ititfak ekseninin yeniden kurulmasını sağlamaktı. Obama, ziyaretten önce bu barışın altyapısını karşılıklı görüşmelerle hazırladı. Netanyahu’nun yanında Erdoğan’ı aradı ve özür dileme-affetme/barışma görüşmesi gerçekleşti.
Böylece, RTE ile Obama arasındaki en önemli anlaşmazlıklardan biri çözüldü. Bu barışmadan sonradır ki Erdoğan’ın Obama’yı ziyareti kesinleşti!
ABD ve Batı, henüz halk nezdinde oy ve desteğe sahip bir lideri, öyle kolay kolay gözden çıkarmazlar. Beklerler, bu desteğin inmeye başladığı koşullarda harekete geçer ve yeni müttefiklerini ararlar.
Cemaat, şüphesiz ABD açısından iyi bir güvenilir güçtür. Ancak cemaatten şimdilik daha çok operasyonel güç olarak söz etmek doğru olur. Çünkü Cemaat devlet ve toplumda iktidar alanlarını tepeden geçirme politikası izliyor ve seçim alanlarında boy göstermiyor. Politikası, iktidara gelebilecek partilere destek vererek, devlet ve toplumda güç birikimini sürdürme odaklıdır. Ta ki, herşeyi tepeden devralıncaya kadar! Cemaatin şimdi özellikle Ordu üzerinde çalıştığı söylenebilir.
***
RTE’nin yeniden İsrail ile sarmaş-dolaş olması, RTE/Davutoğlu-Vaşington geriliminin tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmez. Örneğin Vaşington, Ankara’nın Irak’ı parçalama, Suriye’ye girme politikalarıyla henüz fikirbirliği içinde değildir. Kerry ve Büyükelçi Ricciardone, RTE/Davutoğlu’na “Irakın sadece Kürt tarafındaki petrollerle değil, Irak’ın bütünündeki petrollerle” ilgilenmesini tavsiye ederek, Ankara’nın Irak merkezi hükümetini tanımama ve Kürt’lerle ittifak politikasını eleştirmişti.. Bu eleştiri hala geçerlidir.
ABD ve Batı, ilk siyasi düşüşünde/inişinde RTE’den kurtulmayı tercih edeceklerdir.
RTE’nin Apo ile Başkanlık sistemli anayasayı Türkiye’ye giydirme ittifakı, sonbaharda muhtemel bir Anayasa referandumunu gündeme getirecektir.
Bu referendum, RTE için ya devam ya tamam ayrımıdır. Eğer anayasa referandumuna giderse, buradan galip çıkması zor gözüküyor. Bu mümkün bile olmayabilir..
İşte bu koşullarda Gül seçeneği AKP ve ABD açısından çok güçlü bir seçenek olarak gündeme düşecektir.
***
Dün Caddebostan Kültür Merkezi’nde Vardişya Biz de’nin çok şenlikli paneli gerçekleşti.. Silivri esirlerinin aileleri af gündeme gelir mi diye sordular.
Evet gelir. Erdoğan’ın Referandum’a giderken, en büyük kozlarından biri af olacak. Silivri rezaletini temizlemenin de başka seçeneği yoktur.
RTE sorumlu olduğu bu büyük haksızlık, adaletsizlik ve yasasızlıktan, siyasi bir rant elde etmeyi planlıyor..
Af kaldıracı RTE’ye referandumu kazandırır mı? Hiç sanmıyorum!
Peki yeni seçilen ve sahaya sürülen Başkan’ın Adamları bu “Kirli Barış” sürecini (Çağlar’a selamlar) referandumu bu millete kabul ettirmede katkısı olabilir mi?
Söyleyeyim: Sıfır..
---7 Nisan 2013 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder