Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

20 Aralık 2010 Pazartesi

Kılıçdaroğlu ve Kadınlar



Kurultay üzerine bir kaç noktaya  daha değinelim: CHP seçimlerde kadınlara yöneliyor.
Birincisi, Parti Meclisi‘ne (PM) 21 kadın üye girdi, tarihsel bir rekor olabilir bu sayı. PM'nin yarısının kadın olmasını arzu ederdim! Büyük devrim olurdu.
Kılıçdaroğlu ve yakın çalışma arkadaşları erkek olunca, böyle bir devrimin gerçekleşmesi zor. Bu durum, biraz da, toplumsal /siyasal mücadelede daha çok erkeklerin savaşçı rolde olmasından kaynaklanıyor (biyolojik özellikler ve iş bölümünün doğurduğu durum). O zaman: Kadınlar arasında (uzman, saygın) siyaset savaşçıları daha çok öne çıkmalı!
***
İkincisi: Kılıçdaroğlu, konuşmasında kadınlara büyük bir bölüm ayırdı! AKP'nin yumuşak karnı, kadınlar ve yoksulluktur. Buraları döve döve RTE ringe serilebilir! Toplumda on yıllardır uzun zamandır süren sağ ideolojik düşünsel terör, en çok da kadınları etkisi altına almıştır.
Özellikle, toplumu geleneksel kötülerin cenderesi içinde tutmaya yönelik bu kafa yıkama faaliyeti, en çok yoksulları etkilemektedir. Yoksulluk, epey eğitim ve kültürel yoksunlukla ilişiklidir.
Kırılmaz görünen bir kötülükler sarmalı! RTE ve benzer politikacıların her zaman kulaç attıkları, beslendikleri bir “kirli havuz”!
Bu açmaz çindeki kadınların sayısı milyonlarca! Bu kadın kütlesi, erkek mi erkek, tutucu mu tutucu kocalarının güdümünde ve doğrultusunda oy kullanırlar!
Kılıçdaroğlu, yoksul kitlenin kadınlarına, asgari ücret maaşı ve aile sigortası sözü veriyor! Bu girişim, açmazdaki kadını hareketlendirmek ve dinci-geleneksel cenderenin dışına çekebilmek için çok önemli bir anahtar olabilir. Kılıçdaroğlu, yüzde 58'in bu büyük kütlesini hedef alıyor gibi! Bu kadınlar, bu güvencelerle, aile içinde ve çevresindeki kadınlar üzerinde de değiştirici bir etkene dönüştürülebilir!
Buna yönelik seçim stratejisi, büyük bir fotoğraf olarak görülmeli; büyüteç altına alınmalı konu; vakit geçirmeden inceye çeşitli payandalarla desteklenerek, başlı başına bir politik çalışma alanı yaratılmalı!
Sağ zincir, kadınlar üzerinden kırılabilir!
***
Sağcı politikacıların ebedi/ezeli ideolojik düşünsel prangalarını, “yüksek politika”larla kıramazsınız! Parti Meclisi'ndeki tek tek kişilerle uğraşarak, “bak şunu da aldı, oysa o neler demişti” kafasıyla hareket etmek, ormanı görmeyi engeller. Bütünü görmek ve AKP yönetimi altında ellerimizde eriyen Türkiye'yi düşünmek gerekir.
Bugüne kadar ki Baykal ve Sav'ın insan, parti ve ülke politikaları, sonuçta yüzde 21'lerde erimiştir! Yüzde 8,5'larla da “baraj altında” kaldığı zamanlar yaşanmıştır!
Ellerdeki “kemalist” ve “atatürkçü” pusulalarını kişiler üzerinde dolaştırarak, ortalıkta çığırtkanca dolaşmanın, yaşadığımız büyük Türkiye fotoğrafında hiç anlamı yoktur!
CHP'yi bir “24 ayar saf kadro” olarak, sürekli marjinal politikaların içinde tutmak, Türkiye'ye kazandırmıyor, kaybettiriyor!
Kitle partisi olarak CHP‘nin, şüphesiz ana politik damarına bağlı, ama toplumun değişen sorunları ve giderek fazlalaşan ve farklılaşan toplumsal tabakalarını saracak geniş bir yelpazede politikalara / poltikacılara gereksinimi vardır.
Enver Aysever'in de bu tabloda yeri vardır, Sezgin Tanrıkulu'nun ve diğerlerinin de... Hele hele, Binnaz Toprak'ın ve diğer kadınların da!
***
Bunu savunurken, partinin önemli bir damarını oluşturan ve “kemalist” olarak yaftalanan / kötülenmeye çalışılan insanların “temizlenmesi” gerektiğini vaazeden, parçalayıcı ve diğer uç noktadaki “arındırıcı” önerilere itibar etmek de hiç akılcı değildir! Parti geniş yelpaze bütünlüğünü korumalı ve hızla yürümelidir!
Hızla! Koşusunu arttırarak!
CHP'de görev Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarındadır!
--
Not: Şöyle bir dizi gazeteye göz gezdirdim, bazıları Kurultay'da “yeni bişiler” bulamamış! Kılıçdaroğlu'nun onlara durmadan “yumurtlaması” gereken “altın” yoktu Kurultayda! Abartılmış hayal kırıklıklarından popoları göğe değiyor.. Herkes alabilme kapasitesiyle sınırlıdır. Hele biri, politikadan anlamaz bi arkadaşına sormuş, meğer bu konuşmayı o iki dakikada yazarmış.. Birinci sayfası muhalif olmaktan boşaltılmış gazeteye, şüphesiz ki yakışıyor bu kimseler..
--

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder