Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

11 Ağustos 2021 Çarşamba

İstifa eden Ziya Selçuk, şimdi büyük hizmet edebilir!, millete borcunu ödemeli

 obursali@cumhuriyet.com.tr


09 Ağustos 2021 Pazartesi


Epeydir istifası konuşulan Ziya Selçuk, Cumhurbaşkanı’nın sonunda kabul etmesiyle görevinden ayrıldı. Yerine kimin atandığı önemli değil, kim atanırsa atansın, kurulu sistem çerçevesinde çalışacaktır. Niteliklerine hiç bakmıyorum. 

Soru şu: Atanan bakanın Milli Eğitim Bakanlığı için, eğitim politikaları için bir programı, fikri, sorunu var mıdır? Niçin bakanlık, önerisini kabul etmiştir? Milli Eğitim’de neyi eksik, neyi gereksiz, neyi yanlış görmektedir ve bu doğrultuda yapmak isteyebileceklerini gerçekleştirme umudu var mıdır? 

Cumhurbaşkanı’nın atama kararını hemen kabul etmeden önce bir görüşme, programını anlatma ve çalışma özgürlüğü talebinde bulunmayı gerekli gördüğünü hiç sanmıyorum.

Genellikle, bakanlığa atanmayı en yüksek onur kabul edip o koltuğa oturulur. Ve görev adamı olduğunu bilir!

“Milli Eğitim’in önünde mutlaka gerçekleştirilmesi gereken politikalar” üzerine bir çalışması var mıdır? Yeni atanan Prof. Mahmut Özer, Ziya Bey’in yardımcısıydı. Ziya Bey’in neden istifa ettiğini bence en iyi bileceklerden biridir. Ama bu umurunda değildir.

ZİYA SELÇUK NEYİ BAŞARDI?

Ziya Bey, bakanlığa atanmadan önce eğitim çevrelerinde tanınan ve önem verilen akademik bir uzmandı.

Bir iki konferansını dinlemiştim ve bolca alkışlar almıştı. Eğitim politikaları konusunda iyi fikirleri vardı. Keşke savunduğu görüşler çağdaş bir milli eğitimde uygulansa ne iyi olur diye düşünülürdü.

Atandığında bu çevreler nezdinde umut oldu.

Ama Cumhurbaşkanlığı’nın ve çevresinin eğitime bakışını ve düşüncelerini bilenler, Ziya Selçuk’un Saray için iyi bir vitrin olacağını düşünüyorlardı.

Bakan, Milli Eğitim’in en üst yetkilisi olarak bilinir değil mi, genel kanı olarak. Hayır, Saray’ın politikaları belirlenmiştir ve bakan koltuğuna oturanlardan beklenen, bu politikaları en iyi şekilde hayata geçirmektir.

SARAY’A BAĞLI KURUL NE YAPAR?

Cumhurbaşkanı’na bağlı bir de Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu var. Eğer bir kısmı değişmediyse aralarında tanıdığım saygın bilim insanları da bulunuyor: Prof. Dr. Abdullah Atalar, Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, Ahmet Gündoğdu, Kemal Şamlıoğlu, Prof. Dr. Öktem Vardar, Selçuk Pehlivanoğlu, Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu, Prof. Dr. Umran İnan, Prof. Dr. Yavuz Atar. Çoğu da AKP politikaları doğrultusunda kişilerdir.

Bu yılın başında Cumhurbaşkanı’na “Öğrencilerimize 21. yüzyıl yetkinliklerinin kazandırılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Politika Belgesi Taslağı’nı Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettik” açıklaması yapmışlar. Fakat içeriğini bilmiyoruz. 

Bu kurul da bir vitrin kuruluşu mu? Kurulun çoğunluk kararları, Saray’ın istekleri doğrultusunda çıkıyor demek yanlış olmaz. Saray, bu kurulun bileşimini öyle kurar ki, onayladığı kararlar çıkar. Bu kurul ile bakanlık arasındaki ilişki trafiği nedir? Bu kurul bakanlığın üstü müdür, yerine getirilecek kararlar bakanlığa mı iletilmektedir?

Acaba bu taslağın içeriği Ziya Selçuk Bey ile paylaşıldı mı? Saray, bu taslağı ne yaptı, dosyalara mı koydu, uygulanması için bakanlığa mı sevk etti? 

ESAS BEYİN, TALİM TERBİYE

Saray’ın ve bakanlığın esas eğitim kadrosu Talim Terbiye Kurulu’dur ve Saray tarafından oluşturulmuştur. 

Bakan Bey’in bu kurulu değiştirme veya içine kendi seçtiği kişileri atama yetkisi olduğunu düşünüyor muyuz?

Bu kurul, her şeyi belirler.. Eğitimin içeriğinden tutun yapılacak anlaşmalara kadar... Mesela TÜRGEV’le mi, Ensar’la mı çalışılacak... İktidarın hangi dinsel söylemleriyle uyumlu politikalar izlenecek, anlaşmalar yapılacak vb. bu konularda bakanın olur vermekten başka bir etkisi olabilir mi? Önüne konulacak belge “Cumhurbaşkanı isteği ve buyruğu” şeklinde olacaktır.

ZİYA SELÇUK BORCUNU ÖDEMELİ 

Gelelim ana konuya: Ziya Bey erken istifa ettiğine göre bunalmış varsayabiliriz. İplerin asla kendi ellerinde olmadığını görmüştür. Kulislere göre “Hiçbir dediğimi yaptıramıyorum” demiş.

Ne yapmak istedi de yapamadı? 

Ziya Bey, eğer Milli Eğitim’e, bu millete bir hizmette bulunmak istiyorsa, Milli Eğitim çarkının dönmesindeki yanlışları tartışmaya açmalıdır.

Nelere karşı çıktı, neler buna rağmen Milli Eğitim’de uygulandı, çark nasıl işliyor, nelerin nasıl değiştirilmesi gerekir?

Ziya Bey bu konuları açar mı bilmiyoruz...

Ama bu millete, kendisine umut bağlayanlara ve destekleyenlere borcu var.

Bunu ödemesi gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder