Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

2 Eylül 2020 Çarşamba

Tüm cephelerde savaşarak ulusal yararı koruyamazsınız.. Doğu Akdeniz Yalnızlık girdabında bir iktidar politikası

 Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet, 1 Eylül Salı, 2020

 

AKP iktidarı, daha doğrusu Cumhurbaşkanı ve bakanları, bugüne kadar ki politikalarıyla ülkeyi yalnızlığın dibine sürüklemiş durumdalar. Dünyaya karşı çok cepheli, bir mücadele, adeta savaş içindeyiz. Ve yalnızız.

Bir yerde yani Suriye’de “işbirliği” yaptığımız Rusya ile Libya ve büyük olasılıkla da Doğu Akdeniz’de rakibiz, adeta düşmanız.

Suriye’de işbirliği yaptığımız mı dedim? Bu da yalan, Suriye’de Rusya’nın politikası ile çatışıyoruz. O Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğü hedefinde.. Ankara ise İdlib’te elimizde tuttuğumuz bölgeden nasıl çıkmayız, uzun süre orada kalırız, Şam’a düşman / muhalif terör örgütleri Suriye’yi parçalamaları için destek veririz arayışında.

 Suriye ve Rusya, bu terör gruplarına karşı savaşı tırmandırdığında zor durumda kalıyoruz ve soluğu Moskova’da Putin’in Sarayında alıyoruz. Gerileyerek, bir dahaki silahlı çatışmaya kadar zaman kazanıyor, iktidar.

Yani Suriye’de Şam’a karşı bir cephe savaşındayız.

Bu sorunu çözmeye yanaşmıyor iktidar.

 

Yeni büyük yalnızlıklar

 

Doğu Akdeniz, zengin doğal gaz vb yatakları iyice ortaya çıkınca 4-5 yıldır dünyanın birden en sıcak bölgesine dönüştü. Ve Ankara Türkiye’nin yararlarını korumakta zor durumda, büyük bir yalnızlık içinde.

Mısır’da İslamcı güçlerle (Müslüman kardeşler örgütü) ideolojik dayanışma içine girip Mısır’ın iç işlerine müdahil olunca, Arap dünyasının bu en önemli ülkesini karşısına aldı. Bu ideolojik tavrı, Mısır’ın Doğu Akdeniz’de Yunanistan ile anlaşmasına yol açtı.

İsrail zaten RTE’nin baş düşmanı.

Yunanistan Meis adasına da asker mi çıkardı?

Avrupa Birliği, üyesi Yunanistan ve Kıbrıs Rumlarıyla dayanışma içinde. Uluslararası hak, adalet ve hukuk yerine Birlik Ruhu’nu öne çıkartıyor ve 24 Eylül’de Türkiye’ye bazı ekonomik yaptırımları görüşme kararı alıyor.

Fransa, savaş uçaklarıyla Atina’nın arkasında. Atina savaş bütçesini katlayarak arttırıyor ve Fransa ile yeni savunma anlaşmasına hazırlanıyor. Macron mu yoksa Micron mu, Fransa’da sahip olduğu azınlık desteğini, emperyalist ve çatışmacı politikalarını öne çıkartarak arttırma peşinde. Fransa’nın ezeli savaş kışkırtıcılığı politikasını sürdürüyor.

Burada önemli olan Türkiye’yi hedef alması. AB içindeki gücünü de Türkiye düşmanlığı için kullanması.

 

Sarraj da “elden” kaçıyor mu?

 

Akdeniz’de tek müttefiki iktidarın, Trablus ve çevresinde sıkışıp kalmış Sarraj hükümeti ve iki ülkenin Akdeniz’de ekonomik haklarını gözeten anlaşması. Ülkeye Doğu Akdeniz’de tek hak gözeten bir karar.

Fakat ne oluyor orada?

“Büyük Dost” Sarraj’a  Batı, ABD, Yunanistan, Fransa kancayı takmış gibi. Yunanistan Sarraj’ın denetiminde olmayan Libya Parlamentosu ile Akdeniz’de deniz hukuku anlaşması yapacağı haberleri yayılıyor! Libya’da çatışan taraflar arasında bir barış zemini yaratılmış gibi! M. Ali Güller, Sarraj’ın Saray darbesi yaptığından söz ediyor.

Yoksa Libya ile yaptığımız anlaşma güme mi gidecek..

Cumhurbaşkanı adeta hepiniz gelin demeçleri veriyor. Ve ortağı 12 adanın ilhakından bahsederek, Türkiye’yi belaların daha derinine sürükleme çabası içinde.

Ülkeye savaş dışında umut veren bir ışık sıfır.

 

Kaç cephede savaşabilirsiniz?

 

Evet soru budur. ABD ile bunu yapacak güçte değil, ama biz, Suriye, Mısır, Libya, Yunanistan cephelerindeyiz, dahası ABD ile ve Rusya ile mücadele halindeyiz.

Buna da bir isim verdiler: İkinci Kurtuluş Savaşı!

Sorunları çözme niyeti ve yeteneğinden uzak bir iktidar.

Önce bir sorunu çözün. Mesela Suriye konusunu büyük ölçüde gündemden kaldırın.

Ama niyeti gözükmüyor. Mesela ABD Suriye’nin içinde bir devletçik kurma çabasında. Buna karşılık iktidarın sesi kısık ve cılız!

Ama Rusya bu güçlerin bir kısmını görüşmeye davet edince, Ankara’nın sesi açılıyor ve gür çıkıyor. Rusya ABD’nin kontrol ettiği güçleri kendi safına çekmeye çalışıyor, bu güçlerin Suriye ile anlaşmasını istiyor.

Ankara ise “ABD Suriye’yi parçalarsa bizim de işimize gelir” politikası güdüyor.

Tüm bu düğümde en önemli cephe Suriye’dir. Bu sorunu Türkiye isterse kısa sürece çözüme kavuşturur.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder