Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

28 Aralık 2012 Cuma

“Sizin Gibi Düşünmeyeceğiz”


Abdullah Öcalan, PKK ve destekçilerine “bölücü” derler ya! Şimdi soracağım: Bölücülüğün tek çeşidi mi var? Kimisi sorabilir bile, hangi bölücülük en tehlikelisi diye ve tartışılabilir bulurum!.. Milleti bölmek, üniversiteleri bölmek, öğrencileri bölmek.. halkı bölerek Alevileri dışlamak, laiklerin canına okumak, Atatürkçüleri içeri tıkmak.. Bu ülkenin tarihini silip-kesip atmak!..
Bunun da çok ötesinde bir durum var: Bölücülüğün en dik âlâsı nedir biliyor musunuz: Benim gibi düşünecek, benim gibi davranacak, benim dediğimi yapacaksınız.. Yoksa hepinizi silerim..
İşe bakın: üniversiteler birbirine düştü. Rektörler birbirine düştü, rektörler ile öğretim üyeleri birbirine düştü.. Öğrenciler ile rektörler birbirine düştü.. Erdoğancılar da, saldırmak için ellerine yeni bir taş aldılar..
***
Bir ülke liderinin ODTÜ’ye ve akademisyenlere bindirmeyi sürdürmesi, yeni bir şey mi? Ne üniversite üzerine kopartılan gürültü bir ilk, ne ülke ile kurumlarını germe ve çatışma yaratma bir ilk, öyle görülüyor ki ne de sonuncu olacak. Saptama yapalım: Lider, düşünce ve siyasi rant konusunda, bu çatışmacı ve gerilimci kültürden besleniyor... Milleti ayırdıkça ve çatıştırdıkça, oyları mı artıyor?
Ama şunu söyleyebilirim: Ülke içinde ve üzerinde yüksek bir gerilim birikiyor yıllardır. Gerilim ise enerji demektir: Yüksek enerji ülke üzerine karabulutları, gök gürültülerini, şimşekleri, yıldırımları çağırır.. Bu millet birbirini keser bile kardeşim! Zaten kesip durmalar büyük boyutlara ulaşmadı değil, bu “erkeksi siyasi enerji” özellikle kadınlar üzerinde patlıyor! Toplu kesimlere mi gideceğiz!
***
Dedik ki en kötü bölücülük, “benim gibi düşüneceksin” dayatmasıdır!
Hayır, bin kez hayır ki sizin gibi düşünmeyeceğim, milyonlarca insan hep farklı düşünecek, düşünmeyi sürdürecek.. Bu düşünce farklılığı, giderek hemen her konuyu kapsamaya başladı artık! İnsanlar diyor ki, sen oraya ben buraya! Ne yapacaksınız?
Sizden farklı düşünenlere bu ülkede, özellikle devlet ve birimlerinde bütün kapıları kapatıyorsunz! Bu bölücülüğün babasıdır. Ekmeğiyle oynuyorsunuz bu milletin! TÜBİTAK’ın yeni yönetimi, 500 kişiyi kapının önüne koyuyor! Göktürk-2’yi gerçekleştirenlerin çoğu ortak orada değil!
Ama millet yine de farklı düşünecek.. ODTÜ ve öğrenciler konusunda asla sizler gibi düşünmeyeceğiz..
Bir üniversiteye gideceksiniz diye, 3 bin polisinin bütün üniversiteyi işgal etmesi nerede görülmüştür? Önce bunu açıklamalılar!
Yanıtım şu: ODTÜ düşman bir yer, beni sevmezler. Zaten rektörü de benim adamım değil. Öğrencisi de cevval.. Şu binlerce polisimi göndereyim de, devletin ve iktidarımın gücünü görsünler, sözle uslanmayanın hakkı kötek!
Oraya Göktürk-2’nin fırlatılış törenine mi gidiyorsunuz, yoksa üniversiteyi polis gücüyle dize getirmeye mi?! Böyle bir silahlı ordu ile üniversiteye girmeyi, hangi siyasi ve düşünce etiği ilkesi ile açıklıyorsunuz!? Bütün yerleşkeyi, çocuk yuvası dahil, biber gazına boğan bir polis gücü ve başkomutanı adeta..
İkinci nokta: Gençleri kışkırtıp duruyor iktidar. Pankart mı açtı, parasız eğitim mi istedi, doğru içeriye! Vur copu, sık biber ve kimyasal gazı... Sanıyorlar ki, bu yöntemle ortalığı sütliman ederiz.. Gerici ve şiddet yanlısı iktidarların hepsi böyle davranmıştır ve hiç biri de geçmişten ders alamamıştır. İktidar gençlere hoşgörülü davransaydı bugüne kadar, ODTÜ olayları gerçekleşir miydi.. (*)
ODTÜ’yü işgal, böyle bir çatışmaya adeta çağrıydı! Planlı programlı sanki!
Bu çatışmacı ortamın yaratılmasıyla, YÖK’ün üniversiteleri içine sokmaya çalıştığı, anayasaya bile aykırı yasa taslağı bozuntusu arasında, gel de bire bir eşleşme yapma! “Yök’taşı” ODTÜ’ye düştü!
İktidarbaşı, parmağıyla ODTÜ’yü gösteriyor! Sorayım: ODTÜ’yü özel yasayla kendine bağlamaya kalkışır mı?! Acaba ODTÜ ihaleye çıkartılsa, kaç para eder?!?
***
Başbakan gibi düşünmek zorunda hiç kimse değil. Laik ve özgür ülkenin yetişkin çocukları, biad kültürüne yabancıdır. Üniversitelerin tepelerine atadığınız rektörler de, üniversitelerinde biad kültürü yaratamaz. Üniversite kavramı buna yabancıdır. Üniversiteler geleceğin kurucularıdır ve onlar üniversitelerin asli unsurlarıdır, yani akademisyenler ve öğrenciler! Rektörlerin ise burada esamesi okunmaz.. Hele hele iktidarın uzantılarıysalar.. Haydi onlara koca bir güle güle!
ODTÜ’ye bindirenler daha bugünden tarihin sillesini yemiş durumdalar..
---
 (*) Gençler polis- ajan provokasyonlarına dikkat etmeli. MİT- Polis KCK tepelerine bile adamlarını soktu; Kadıköy Bahariye’de Noel gündüzü bir gurup hristiyan Türk yürüyüş için toplanmıştı. Aralarında eşofmanlı bir genç kadın/kız, telefonu ile konuşurken “ben izlemek zorundayım, polisim” diyordu! MİT-Polisin, hemen her hareketin içine girdiklerini peşinen kabul etmeli.. 
--27 Aralık 2012/ Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder