Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

6 Şubat 2021 Cumartesi

2023’e giderken, hedef CHP’yi dağıtmak

 Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet, 25 Ocak Pazartesi, 2021   

 

CHP’nin iç işlerine müdahale edici yazılardan kaçınırım, bu partinin, kurultaylarının, yönetim kurullarının ve üyelerin meselesidir. Şüphesiz politika önerilerine gelince iş değişir, bunu pek çok kez dolaylı veya dolaysız yaptım. En nihayet en büyük iktidar seçeneği CHP’dir, programı itibariyle de Türkiye’yi demokratik bir yapıya çıkartabilecek özelliktedir.

Bu girişi yapmamın nedeni, bu yazının, CHP yönetimi ve iç sorunlarından bağımsız olarak algılanması ricasıdır. Kullandığım başlık farklı çağırımlar yapabilir. CHP’nin bir kendi iç meselesi var, ama bir de Saray’ın CHP meselesi var.


İnce’nin liderlik zamanı


CHP’den bir parti doğuyor. Bunu daha ilk zamanda, İnce’nin partileşme adımı olarak nitelendirmiştim. Gelişmeler o yönde hızlandı. Bir iki milletvekillerinin de partiye katılacağı giderek netlik kazanıyor. CHP içinde Kılıçdaroğlu yönetiminden memnun olmayan kesimler de var. Fakat onlar Kurultay’da liderlik hesabı yapıyorlar. Doğal ve normal.

Bütün bunlara bakarak, Kılıçdaroğlu “keşke” herkesi parti şemsiyesi altında tutabilse diyenler var. İyi niyeti paylaşmamak mümkün değil, ama artık “liderlik zamanı” gelmiş insanları, partiye lider olamadıklarında, orada tutmanın mümkün olmayacağı ve kendi partisini kurmaya yöneleceği de kesin bir siyasi olgudur.

Muharrem İnce uzun zamandır “liderliği” gelmiş bir politikacıdır mesela. Onu Başkan yapmazsanız, partide tutamazsınız, son 3-5 yıllık partideki siyasi kariyerini incelediğinizde bunu net görürsünüz. Kendi kendine veya kendini sevenlerce, “şimdi değilse ne zaman” sorusunun yanıtı “artık şimdi, bu an” olarak verilmiştir. Partiyi kurmamaları için çok olağandışı bir olay olmalı...


İktidar kaybedilir de kazanılır da


CHP yönetimini başarısız olarak görenler şüphesiz var. Ben de “keşke şöyle şöyle politikalar da izlense” derim. İşim, analizin bir adım ötesinde, Türkiye’nin genel politik iktidar mücadelesi için iktidarın ve muhalefetin izlediği politikaları üzerine de yorumlarda bulunmaktır.

Ama sürekli olarak Kılıçdaroğlu yönetimine muhalefet de vardır. Özellikle, 10 kezdir seçim kazanamamış lider tezini işleyen, yönetimi aşağılamaya yönelik Saray politikası, CHP saflarında da taraftar bulmuştur. Politikada esas geçerli olanın ise, muhalefetin kazanmasından çok iktidarın seçimi kaybetmesi söz konusu olabilir, biçimindeki İngiliz kavrayışına daha yakınım.

 

2023 kaybetmenin kesin tarihi

 

Nitekim bunun net doğrulamasını İstanbul yerel seçimlerinde gördük. İstanbul’u çok az farkla kaybettikten sonra, tekrar ettirilen seçimleri bu kez 1 milyon oyla kaybetmesi derslerle doludur. Saray başının ilk en büyük yenilgisidir. Aynı zamanda Cumhurbaşkanlığını da ancak destekle kazanmış olmasıdır.

2023 kesin her şeyi kaybetmenin tarihidir. Kılıçdaroğlu’nın bu seçimde hem geniş cephe politikası hem de İmamoğlu seçimi başarılı oldu ve İktidarın kaybetmesine yardımcı oldu. Şimdi benzer aynı sürecin içindeyiz ve bu politik çizginin daha bir üst düzeyde ve daha başarılı sürdürülebilmesi ve CHP’nin kendi güçlerini de seferber etmesi halinde, 2018 sürecine 2023’te nokta konacaktır.

Bu geçişlerden sonra, bu yazının odak konusu Saray’ın CHP politikasına dönebiliriz. Çünkü bu önümüzdeki dönem çok sık karşımıza gelecek ve analiz konusu olacak.

 

CHP’yi çökertme politikası

 

Saray CHP’yi çökertme politikası izliyor. Çünkü muhalefetin belkemiğini CHP oluşturuyor. Onu çökertmek ve dağıtmakla, millet ittifakının da yeniden oluşturulmasını önleyeceğini hesap ediyor.

Bu politikanın bir yargıyı kullanma ayağı var.

Bir de, Kılıçdaroğlu’nu çökertme ayağı.

Kılıçdaroğlu zayıflarsa CHP kendi derdine düşecek, uzun sürecek liderlikler yarışı ve çekişmesi ile siyasetten kopacak. Ayrıca CHP’den ne adam olur ne iktidar seçeneği görüşü seçmende daha yüksek bir karşılık bulacaktır.

Amiral Battı’nın iktidar yazarının elinin durmadan CHP içinde olması da bu iktidar politikasının gereğidir. Millet ittifakının yeniden gerçekleşmesini bile önleyecek doğumlara yol açabilir.

Saray, yargı ayağı ile de CHP’lilerin üzerine yürümektedir. Enis Berberoğlu için yasaların uygulanmaması, Kaftancıoğlu’nun durmadan yargılanmasının dayatılması, gezi davalarının yeniden açılması.. Bunların yanı sıra beklenmedik yargı silahları kapı arkasında tutulmaktadır.

Önümüzdeki iki yılın Saray çizgisinin ana hatları görülüyor. Tabii iç ve dış başka boyutları da var. Sırayla...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder