Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

22 Kasım 2012 Perşembe

İsrail’in Büyük Özgürlüğü ve Kaynakları Üzerine


Erdoğan uzun bir aradan sonra, Gazze’ye saldırısı üzerine İsrail’i yeniden topa tuttu. Hem de öyle böyle değil! İsrail’den girdi Obama ve Birleşmiş Milletler’den çıktı! RTE’ye baktım, benim de tenime dokunan şeyler söylüyor! Ama bir haklı bin haksız bir durumla karşı karşıya!
Ülkene, İsrail’i İran füzelerinden korumayı da amaçlayan radar sistemini yerleştir.. 2004 Ocağında ABD ziyareti sırasında Küresel Yahudi Yandaşlığı örgütünden (Amerikan Yahudi Komitesi) Cesaret Madalyası’nı hâlâ taşı!.. Filistin’in durmadan kuyusunu kazan ve ABD (dolayısıyla İsrail) ile işbirliği yapan Suudi Arabistan gibi ülkelerle yakın müttefik ol! Filistin davasının savunucusu Kaddafi’nin mezarını kaz, Libya’yı parçalayarak Batı’ya peşkeş çek! Yine Filistin davasının savunucusu ve toprakları İsrail’in işgali altındaki Suriye’yi, tıpkı Kaddafi ve Libya gibi, parçalayarak yoketmeye kalkış..
Sonra Filistin için gözyaşı dök! Tek kelime ile yaaaa...huuu diyebiliriz.
Tutarsızlık dizboyu.. Davutoğlu’nun akıttığı gözyaşına inanıyorum, ama bunlar yukarıdaki tabloda nereye ve neden akıyor diye sorma hakkım var..
Neyse, amacım RTE’nin açmazlar dünyasına dalıp orada boğulmak değil... Daha çok, amansız İsrail saldırganlığının nedenini anlamak..
***
İsrail nasıl bu kadar acımasız ve saldırgan olabiliyor? Tek nedeni var: Filistin-İsrail meselesinde veya anlaşmazlığında bir küresel denge yok!
Dünyanın hiç bir bölgesinde böyle tek yanlı, dengesiz ve alabildiğine bir saldırganlık bulunmuyor. İsrail yönetimine egemen ruh ve düşünceyi anlayabilmek için, kasaplarından Ariel Şaron’un oğlu Gilad Şaron’a kulak verin:
Filistin'le savaşta orta yol yok., Gazze’de taş üstünde taş bırakmamalıyız. Bütün Gazze’yi dümdüz etmeliyiz. Japonlar yeterince çabuk teslim olmadıkları için Amerikalılar Hiroşima ile durmadı, Nagazaki’yi de vurdu.” (Jerusalem Post, Kesin Sonuç Gerekli, başlıklı makalesi)
Böylesine bir soykırım düşüncesi ve eyleme çağrı! Ama bu dizginsiz eylemin nedeni, dediğimiz gibi, Filistin meselesinde neredeyse sıfır küresel dengenin bulunmasıdır. Sadece atom bombası sahipliği değil.
***
İsrail’i dengeleyecek ve barışa zorlayacak en önemli güç, şüphesiz ki İslam Dünyası’dır. İslam Dünyası zavallıdır, bağımlıdır, parçalanmıştır, satın ve esir alınmıştır! İsrail’in karşısında savaşı önleyecek ve barışı dayatacak bir İslam dünyası yoktur.. Suudi Arabistan, Kuveyt ve emirlikler ABD ile ittifak halinde. Mısır ABD’ye bağımlı. Tunus, Cezayir zavallı durumda. Kaddafi ve Libya, öldürülerek ve parçalanarak yokedildi.
Say babam say..
Son olarak, sıra Suriye’ye ve İran’a geldi! Bu iki ülke de İsrail’e karşı olmaktan hızla çıkartılmak isteniyor.
Hadi soralım, İslam Dünyasının bu parçalanmışlığında RTE hükümetinin payına yüzde kaç düşer!
Gözyaşından, esip gürlemeden önce, RTE ve adamlarının bu soruya yanıt vermeleri gerekir.. Irak, Libya, Suriye.. Sırada İran..
Burada İsrail’e karşı bir İslami savaş cephesinden bahsetmiyorum!
İsrail’i barışa zorlayacak bir İslam ülkeleri cephesinin yokluğundan söz ediyorum! Bu iktidarın neresini, bu açıdan tutabiliriz de elimizde kalmaz!
***
Filistin meselesinde denge kurulmasını sağlayabilecek ikinci güç, Filistin’in arkasında duracak örneğin Rusya ve Çin gibi büyük oyunculardır, ama bu oyuncular burada yoklar. Bir Batı-Doğu dengesi, bir “dehşet dengesi”, “küresel denge” yoktur.. Oysa burada üçüncü dünya savaşını fitilleyecek bir ortam var!
İslam dünyasında tek at koşturan Batı dünyasıdır, ABD’dir ilk başta, İngiltere ve Fransa’dır. Filistin meselesinde de bu güçler tamamen İsrail’in arkasındadır.
Dolayısıyla İsrail Filistinlilere her türlü zalimliği yapmakta kendini özgür görüyor..
Öyle bir özgürlük ki, Gazze’yi tamamen yoketmeyi planlayan bir soykırım özgürlüğü..
Diyeceğim ki, RTE ve Davutoğlu’nun çağırmalarını ve gözyaşlarını ben, kendilerinin içinde bulundukları duruma ve açmaza dökülmüş olarak görüyorum!
---22 Kasım 2012 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder