Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

10 Kasım 2011 Perşembe

“Liberal Gerilimi” mi? AKP Yakasını Silkti!

Bugün Mustafa Kemal’i anıyoruz. O büyük insanı! Son 10 yılda, liberal siyasi yazarlar ile (aydın- entelektüel demeye dilim ve kalemim varmıyor) iktidar bütünleşerek, Gazi’yi her bakımdan yıkmaya çalıştı... Dinci-siyasi ideolojilerin Mustafa Kemal’i yıkmaya hiç bir zaman gücü yetmez. Fakat yedeklerine aldıkları ve bütün medyayı ayaklarının altına sererek para pul servet şan ünvan.. ile destekledikleri siyasi liberal ve bazısı eski solcu kesimin desteği yabana atılamaz.
Ama, Atatürk açısından 10 yıla dönüp baktığımızda söyleyebileceğimiz tek şey, Atatürk’ün toplumda daha derin kök saldığıdır! Aslında bazı tarihçi kılıklıların tahrifçi yaklaşımları olmasa, Atatürk ile toplum arasındaki ilişkiler, tarihin normal akışı içinde seyredecek.. Sevgili ve saygılı.. Derin minnet duygulu.. Atatürk üzerinden askeri ve siyasi rantçılık da gemi azıya almamış olacak.
Sevgiliye, acımasız ve alçakça saldırı, onmilyonların kalbinde köktenci bir Atatürk sevgisi yarattı. Her fırsatta Anıtkabirin dolup taşmasının nedeni de budur.
***
Atatürk’ü silip atmaya kalkışmanın temel nedeni, Türkiye Cumhuriyeti’nde yeni bir tarih yaratmaktır... “Eski Tarih”i 1938’a kadar her yaptığıyla silip atmadan, yeni bir tarihe başlangıç yapamazsınız.
Bu amaçla örneğin en düşük beyinliler, Kurtuluş Savaşı’nın bile aslında bir kurtuluş savaşı olmadığını millete anlatma görevini bile üstlendi! 
Atatürk’ün hiç bir zaman demokrasiye geçme niyeti olmadığını, onun aslında bir faşist olduğunu söyleyenler ortalığı sardı!
Türkiye’nin Atatürk döneminde ekonomik ve her bakımdan gerilediğini bile iddia edenler fırladı ortalığa!
Çanakkale Zaferi’de Atatürk’ün bir rolü olmadığını, savaşı Alman paşaların kazandığını, aslında cinlerin-perilerin yardımı olmasaydı zaferin kazanılamayacağını söyleyen bir sürü ile karşılaştık! Üzerinde gezdikleri toprakların altında yatan onbinlerce şehidimizin kemiklerini sızlatıp duruyorlar! Bunu bile düşünemeyecek yeni bir teba nitelikli türe sahibiz!
***
Cemaat-AKP gibi siyasi köktendinci ideoloji iktidarı, tarihi, a) kendi yeryüzü tanrıları referansıyla yeniden kurmak, b) din ekseninde politika ile koyu bir otoriter yönetimi ülkede sürekli kılmak istiyor. Bu dinsel ve siyasi motiflerinin hiç birinde, Atatürk, Kurtuluş Savaşı, büyük devrimlerin hiç biri yoktur. S. Nursi vardır, Menderes ve Özal vardır..
Bu motiflerle yarattıkları yeni nesiller, “Kurtuluş savaşı yerine İngiliz hegemonyası altında yaşamayı” tercih edecek tiynetteler!
Liberal siyasilerin ve eski solcuların bunlarla ittifakının temelinde, hem bir adımlarıyla da olsa iktidarda olmanın ve iktidarca desteklenmenin maddi ve manevi tadını yaşamak vardı.. Ama aynı zamanda Kürt ayrılıkçılığına da destek vermek.
Bu iki önemli motif, tarihin yeniden kurulması konusunda, cemaat-AKP ile ittifakı yarattı!
***
Şimdi bu ittifak çatırdıyor. AKP’nin her türlü hukuksuzluğuna göz yumdular ve destek verdiler.. Özel yetkili mahkemeleri sevip okşadılar..
Ergenekon- Balyoz- Odatv vb gibi, amacı büyük muhalefeti her türlü hukuksuzluk ve sahtekarlıkla yok etmek olan davaların tam arkasında durdular! Bunu da “Ordunun vesayetini yıkmak” adına yaptılar!
İktidarın en büyük ikinci projesi, iktidar yargısı yaratma girişimlerinin yol açıcıları oldular! Yetmez ama evet, sloganıyla, tarihin ve demokrasinin en karanlık kampanyasını sürdürdüler..
Iktidar koalisyonu ise bunları kullandı, kullandı, Türk filimlerinden bir benzetme yapmak ayıp olur; ve işleri bitince de kenara attı! Cemaat yazarları “yol ayrımı”nı ilan etti!. Sözde gerekçeleri, Kürt meselesinde yolların ayrılmasıydı!
Hayır! İktidarbaşı, taa bir yıl önce, bu liberal siyasal ekiple işlerinin bittiğini açıklamıştı!
***
Şimdi bunların bir kısmının, tam bir kimliksiz yanaşma olarak, iktidar medyasındaki yerlerinde tutunmak için canbazlık yaptığını görüyoruz! Kendilerine bile ihanet içindeler!
Onlara İran örneğini çoook anımsatan olmuştu!
Hayır, bu yazıda sadece derin üzüntü var.. Din kökenliden asla demokrasi çıkmayacağının anlatamamanın çaresizliği…
Demokrasi mücadelesi ne yazık ki, ağırlaştı!
--10 Kasım 2011  / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder