Amerikan hükümet yetkilileri yemin billah… Biz bu
olayın içinde yokuz, diyerek. Kanıt
da kanıt diye tutturuyorlar. Hükümet olarak yokturlar da, ABD’de tek
“hükümet” yok ki.. Çok kollu bir yönetim, hükümet içinde “alt hükümetler”den
geçilmez… CİA’sı var, daha çok Dışişleri Bakanlığıyla eşgüdüm içinde çalışan..
FBI’yı var, İç Güvenlik Bakanlığı’nın en önemli kolu... Ordu istihbarat, bilmem
ne istihbarat… Var oğlu var.
Barış Pehlivan- Barış Terkoğlu’nun Wikileaks belgelerinden tarayıp derledikleri
kitapları (Sızıntı, Mahrem) karıştırırsanız, F.G. ve adamlarını nasıl gözetim
altında tuttuklarını ve onlarla ilgili ana gelişmeleri sürekli rapor
ettiklerini görürsünüz.
Barış Pehlivan, baktım Amerikalılara yardımcı olmuş. Kitapta F.G ile
ilgili gizli yazışmaları derleyip toplamış ve Odatv’de haber yapmış. Benzer bir
çabayı da Hürriyet’in Pazar ekinde gördüm.
Yeşil kart, CIA ve FBI
Ayrıca pek çok kitapta ve yazıda, F. Gülen’in ABD’den nasıl olup ta
oturma-çalışma izni aldığının serüveni heyecanla anlatıldı. Çatışmanın
Anatomisi’nde bir bölüm ayrılmış konuya, siyasi analiziyle birlikte.
CİA’nın dört koldan F. Gülen ve adamlarını sardığı net. Karşımızda
ABD’nin “Büyük Otorite’sini kabul etmiş”,
artık Terörbaşı düzeyine yükselmiş bir Amerikancı lider var.
Bütün yazışmaların finalinde, artık rapor verme aşamasına gelindiğinde
dikkati çeken bir nokta var:
FBI ve Göçmen Dairesi /Savcılık Gülen’i tehlikeli buluyor ve yeşilkart
verilmesinin reddini istiyor.
CİA ve Dışişleri Bakanlığı ise, Yeşilkartın verilmesini, Gülen’in
önemine dikkat çekiyor bunun Amerikan çıkarlarına uygun olduğunu belirtiyor.
İki ayrı gücün savaşı
İki ayrı güç adeta birbiriyle savaşıyor ABD’de! Sanki iyi polis kötü
polis.. Ama değil tabii ki. Her iki güç de kendi “çıkarları/görevleri” için
birbiriyle mücadele halinde.
FBI’cılar iç güvenliğe önem veriyor.
CİA’cılar da, Gülen ve örgütünü hem dünyadaki yayılışını kendi amaçları
için kullanmaya, hem de Türkiye’de ulaştığı güç bakımından iyi bir araç olarak
gerektiğinde kullanmaya önem veriyor.
CİA ve Dışişleri, operasyonları için neden ellerinden kaçırsınlar bu
örgütü!
Tüm Türkiye CIA’cıları, Gülenci!
Kimlerin CİA ile birlikte hareket ettiğine bakarsanız, zaten olayı net
görürsünüz: Türkiye üzerinde çalışan ne kadar CİA’cı ve danışmanlık eden bilim adamı kılıklı tanınmış kişi varsa,
Grahan Fuller’lerden tutun geniş bir yelpazeye kadar, hepsi, referans mektuplarıyla,
Gülen’in ABD’de kalmasını sağlama peşinde.. Öyle ki, FBI, Gülen’in uluslararası
faaliyetlerini “CİA’nın finanste ettiğini” bile söylüyor mahkemede!
Mahkeme sonunda, CİA/Dışişleri Bakanlığının çıkarları yönünde karar
veriyor ve F.G. ABD’de kalıcı oluyor.
Bu bile başlı başına heyecanlı bir öykü! 15 Temmuz darbe girişimine
kadar uzanan!
Yaratılan tablo
Amerikalı ve Avrupalı ana akım gazeteleri derin hayal kırıklığı yaşıyor.
Erdoğan’ın yarattığı ülke içi otoriter, demokratik hak ve özgürlükleri
hiçe sayan eylemleri, tüm kuvvetleri elinde toplama politikası, Türkiye’nin
zaten kısıtlı demokrasisini hepten rafa kaldırma aşamasına getirmiş..
Tabii dış politikada yanlışlıkların tecrit ettiği bir Türkiye..
Ve tüm bunlardan sorumlu bir Cumhurbaşkanı.
İktidarın çökmesini istedikleri açık seçik.
Bu darbe girişimi bir araçtı, onların RTE rejimi ile birlikte aslında
Türkiye’nin de çökeceği umurlarında değildi. Hatta belki de daha iyi olacak,
diye de düşündüler.
Dani Rodrik bile isyanda, Amerikan medyasının Gülen yanlısı tutumundan.. Beni bile
neredeyse RTE’ci yapacaklar, diye isyan ediyor.
NOT:
Kılıçdaroğlu mitingte konuştu iyi oldu. Kaybettiği bir şey yok, bu miting zaten yapılacaktı,
ama kazandığı çok şey var.. konuşması dört dörtlüktü. Cesur bir karardı.
9 Ağustos 2016 Salı / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder