Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

19 Ocak 2015 Pazartesi

Sayın Davutoğlu, Paris-Türkiye, Özgürlükler Bütündür; Charlie Hepdo’nun Kapak Meselesi


Cumhuriyet’e saldıran, İslamcı değilse, hangi dini temsil ediyor..

Bu soruyu sorma hakkımız doğdu. Ne zamandır? Anayasal olarak Başbakanlık koltuğunda oturan Davutoğlu’nun, Mizah dergisi Charlie Hebdo çalışanlarının katledilmesine karşı Paris’te dünya çapında yapılan liderler zirvesine ve 1,5 milyon insanın katıldığı ifade özgürlüğü yürüyüyüşüne, kol kola girerek katılmasından sonra..
Davutoğlu, insanlığın savunulduğu yerde tabii ki olacaklarını belirtti ve meydanı boş bırakmayacaklarını de ekledi.
Öyle mi?!
Hadi öyleyse, hodri meydan! Orası Paris ise, burası da Türkiye, İstanbul!
Bu ülkenin başbakanı olarak, en sorumlu mevkide olarak, öncelikle özgürlükleri savunabilecek yer kendi ülkendir. Burada özgürlükleri savunabildiğin ölçüde Paris’te Londra’da, Suriye’de ve dünyanın başka yerlerinde ifade özgürlüklerini, insan haklarını, demokrasiyi savunmuş olursun.
Ama Paris’de Charlie Hebdo’yu savunun, Türkiye’ye gelince örneğin Cumhuriyet’e karşı matbaada kamyonları durdurarak yapılan sarsürleme ve basın özgürlüğüne saldırı karşısında ses çıkarmayın! İslamcı faşistlerin ve köktendincilerin Cumhuriyet’e karşı sosyal medyada açtıkları linç ve cinayet kampanyası karşısında tek kelime etmeyin..
***
Sayın Davutoğlu, o koltukta tüm yasal ve anayasal haklarınızı ve icra yetkilerinizi savunan bir yazar olarak soruyorum, Paris ve Türkiye, biri Ay’da diğeri Mars’ta iki yer mi?
Orada yaşayanlarla burada yaşayanlara farklı özgürlük değerleri mi biçiyorsunuz?
Paris’e gitmenizin nedeni neydi?
Özgürlük standartlarınız arasında bu kadar fark olması, sizi vicdanen rahatsız etmiyor mu?
Cumhuriyet için bir söz söylemeniz için, bizlere karşı yapılacak ciddi bir saldırının olmasını mı bekliyorsunuz? O zaman mı “basın ve ifade özgürlüğü” aklınıza gelecek?
Merak etmeyin, Cumhuriyet’in özgürlüğünü savunmak, sizin özgürlüğünüzü sde avunmak anlamına gelir.
Yoksa, ülkemizde ortalığı saran, kendilerine İslamcı yaftası açmış katil kılıklıların ve belki de profesyonel katillerin hışmından sizde mi kendiniz, siyasetiniz ve geleceğiniz açısından endişe ediyorsunuz?
***
Cumhuriyet gazetesi ve çalışanlarına karşı katilliğe soyunan veya katilliğe çağıran, kendilerine İslamcı – Müslüman diyenler, kimi temsil ediyorlar?
Dünyada cinayetler işleyen teröristler için “Onlar İslamı temsil etmiyor, İslam dini böyle bir din değildir” diyen sizlersiniz..
O halde soralım: Cumhuriyet’e linç kampanyası açanlar, hangi İslamın temsilcileridir?
Hepsi sizin iktidarınızı savunduğu için de, özellikle soruyorum...
Sizin bunlar hakkında görüşleriniz var mı?
Bunların potansiyel katillikleri hakkında önleyici bir girişiminiz, kınamanız olur mu?
“Bunlar İslamı temsil etmiyor” sözleriniz, aynı zamanda, en hafifinden terör teşvikçisi bu sözde “islam savunucuları” için de geçerli mi?
Anayasa’ya karşı suç işlenmektedir. Yasalar hergün çiğnenmektedir.
Savcılar susmakta ve harekete geçmemekte, tam tersine özgürlüklerin baskılanması yolunda hareket etmektedir.
Anayasa, hukuk devleti diye bir şey var mı ülkemizde?
Yoksa bunların hepsi, vitrinde teşhir edilen ama dükkana girdiğinizde “ne yazık ki o malımız kalmadı, vitrinde gördüğünüz en küçük beden” diyen tezgahtarlık söylemi mi?
Sayın Başbakan, ya özgürlükleri ve anayasal hakları bütünüyle savunacağız, ya da iktidarınız ve siz dahil, hepimiz yıkıntının altında kalacağız..

Charlie Hepdo’nun Kapak Meselesi
Bir iki okur mesaj attı ve “Charlie Hebdo’nun kapak fotoğrafını yayınlamamanızı biri korku belirtisi olarak görüyorum” dedi.. Cumhuriyet’in geçmişi demokrasiyi, hukuku, insan hak ve özgürlüklerini, Anayasal hakları savunmakla geçti. Onurlu bir geçmişi var Cumhuriyet’in. Özgürlükleri savunmak yolunda şehitler verdi. Cumhuriyet’i değerlendirme kıstası, bir kapak fotoğrafını yayınlayıp yayınlamamak olamaz. Cumhuriyetin onurlu geçmişini bilmeyen yeniler bunu böyle sanabilir..
Görüşüme göre, Cumhuriyet’in yayın politikasını bizzat kendisi tayin etmelidir. Çıta, Charlie Hepdo’nın kapağı olabilir mi? Bir gazetenin yayın çizgisini öncelikle kendi politikası belirler..
Gazete, derginin önemli içeriklerini 4 sayfa yayınlayarak, evrensel dayanışmasının örneğini iyi bir şekilde vermiştir.. Özgürlükçü tutumunu belirlemiştir. Bunun yanında, kendi köşelerinde kapak resmini koyan arkadaşlarımızı tabii ki savunuruz.
Bir karikatürü, İslam Peygamber’inin resmi olarak algılama derekesine indiren, zaten çevresine saldırmak için vesile arayanlar, suç işlemeye hazır bindirilmiş kıtalar gibidir.
İkitidarın sesi Yeni Şafak gazetesi dün Cumhuriyeti hedef gösterirken, acaba kim adına hareket ediyordu?

--15 Ocak 2015 Perşembe / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder