Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

2 Nisan 2014 Çarşamba

Yeniden Bir Keşif, Suyu Arayan Adam

Yasak gelmiş herşeye haa.. Kılıçdaroğlu’nun ifadesini alacaklarmış.. Hiç bir şey yazmasak bile tanık olduğumuz büyük çöküşü kendi halinde bırakacağım.. Ortaya çıkan sefil komplo ve sahibi iktidar çevresinde bütünleşecekmişiz.. Bırakalım bunu, size bir kitap anlatayım..
***
Taaa 1970’li yıllarda okumuştum, dün kapağını kapattığımda yepyeni bir kitap vardı karşımda, içimdeki duygu, neden bunu çok daha önce okumadım, oldu. Suyu Arayan Adam, Şevket Süreyya Aydemir’in, inanılmaz kişisel öyküsü. Gözlemler, olaylar ve yorumlar.. Büyük macera romanları veya filmleri solda sıfır kalır. Osmanlı İmparatorluğunun batmakta olduğu yıllar, Edirne’de başlayan bir, Balkanların derinliklerinden Türkiye’ye sefalet bir göçe şahit olan bir çocukluk.
Büyük bir tarihsel dönüşümün öyküsü aslında: İmparatorluğun çöküşü, Rus işgaline karşı Erzurum cephelerinde genç zabit olarak savaş; 1917 devrimiyle birlikte, cephedeki Rus askerlerinin silahları atıp ellerinde ekmek ve tuz Türk cephesine koşuşlar.. tek fabrika bacasının bile tütmediği, çıplak, zavallı, yoksul, 500 yıl öncesi gibi kalmış-bırakılmış, sadece savaşlarda insan ve vergi kaynağı olarak kullanılmış bir Anadolu ve insanları... İmparatorluğun, lanetin ve vatansızlığın izdüşümü olarak yansıdığı Anadolu..
Yoo bu kadar olsa.. Yurtsuzluğun yarattığı Turan hayalinin peşinde Azerbaycan’a muallim olarak giden bir öğretmen... Orada Turan arayışları ve gerçeklerle yüzleşme.. Enver Paşa ile karşılaşma.. Bir bilgisiz maceracının büyük sonu.. Bütün kavimlerin kesiştiği bölgeler.. Kaf(kas) dağının ötesi ve berisi.. Yecüc mecücler.. Büyük tarihle birlikte olmak için Moskova’ya seyahat, Nazım Hikmet ve Va-Nu.. dünyayı sarsan Rus devrimini adım adım yaşayan insanın mükemmel gözlemleri ve değerlendirmeleri..
Hayır, bu kadar hiç değil..
1923’te Genç Türkiye’ye dönüş, sosyalistlerle birlikte hapis.. Erken salıverilme, beş parasız Ankara’ya yolculuk ve Maarif Vekaleti’nde başlayan yeni bir hayat.
Bir düşünce, bir teori ve pratik adamı.. Kadro harekatı.. Türkiye için geliştirilen siyasal ve ekonomik sistem.. İkinci Dünya Savaşı içinde Türkiye ve Sanayi Bakanlığı..
Öyle bir dünya ve Türkiye ekseninde süren yaşam ki dolu dolu yaşanmış, ve hepsi de şiirsel bir dille etkileyici anlatılmış..
Şüphesiz döneme ilişkin çok şey okuduk, ama Suyu Arayan Adam’ı yeniden okumadan, bugün ülke ve insanını anlamanın zorluğunu hissediyorsunuz..
***
Rusya’yı, Rus ruhunu, insanını, aydınını anlattığı bölümler, müthiş etkileyici. Hakiki Rusya’nın yaşandığı geniş, uçsuz bucaksız Rus ovaları ve binlerce tarikat.. Ya tam teslim olmuş ya tam isyankar bir ruh. “Ya ölesiye bir mümin ya imansız..” Aşk da öyle, ölesiye.. İçki de.. Yılbaşlarının güzel geçtiğinin işareti olarak, sokaklarda ne kadar insan öldüğünü sayan bir toplum. İki kutup arasında bir yaşam.. Rus Nihilizminin kaynakları..
“Hayata gelişi kaderin en bedbaht tecellisi ve dolayısıyla en büyük günah sayarak, bu lekeyi temizlemek için, bütün aile ile birlikte “Kendini Yakmak Dini” ve üyeleri.. En küçük düşünce ayrılığında günlerce süren tartışmaları, Çar’ın sürdüğü Sibirya’da devam eden Rus entelektüeli.
***
Ama şu bir gerçek ki, artık kuruyacak olan ulu meyve ağaçlarının, son nefesinden önce, bütün çiçeklerinin açılışı ve son meyvelerini verişi gibi, Osmanlı Devleti de son nefesini yaşarken, tarih sahnesine, çeşitli yetersizliklerine rağmen, ideal ve ihtirasları sınırsız bir altın nesil verebildi. Hatta biz, bu son topraklar üzerinde son devletimizi bile, bu son neslin yenilgi kabul etmeyen hayat hamlesine borçluyuz...”
Şevket Süreyya, “önümüzdeki yüzyıl bir Çin Asrı olabilir” diyen bir de öngörü sahibi..
Bu kitabı herkes okusun..
-- 30 Mart 2014 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder