Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

30 Ekim 2013 Çarşamba

90 Yıl Önce Atatürk, Recep Beye İktidar Yolunu Açtı

Dün’e denk gelen, ama dünden 89 yıl 364 gün uzaklıkta, 28 Ekim 1923 tarihinde Atatürk, arkadaşları Kemalettin Sami Paşa, Kazım Özalp Paşa, Fethi Okyar Bey, Fuat Bulca ve Ruşen Eşref Bey’i köşkte akşam yemeğine davet edecek ve onlara “Beyler! Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz…” diyecekti..
Böylece Recep Tayip Erdoğan’a da başbakanlık yolu açılmış oldu! Sadece ona mı? Abdullah Gül’e, Ahmet Davutoğlu’na, AKP’nin kurucularına, özetle 11 yıldır bu ülkeyi yönetenlere.. Arada sırada bunu düşünseler iyi olur..
Özellikle de Başbakan ve Davutoğlu ikilisi..
Bugün Cumhuriyet tehlikede mi?
Başbakan geçen günkü konuşmasında 2007 seçimlerinden hemen önce gazetemizin kullandığı “Tehlikenin farkında mısınız?” sloganını anımsattı.. Ne unutulmaz ve ne yakın geleceği öngören bir sloganmış!
Cumhuriyet, büyük yara aldı Recep Tayyip Erdoğan döneminde.. Cumhuriyet bir Erdoğan Cumhuriyeti’ne dönüşmekte.. Erdoğan Padişahlığı yaşıyoruz. Her şeyin RTE’nin iki dudağının arasına girdiği bir Cumhuriyet. Taksim Parkı’nın bile geleceğini tek başına belirlemek isteyen bir insan.. ODTÜ ormanını vurup yıkma hakkını tek başında kendisinde gören, hukuksuzluklara direnenleri de eşkiya olarak nitelendirmeye kalkışan bir lider..
***
Cumhuriyet, tabii ki tehlikededir..
Cumhuriyet’in temsil ettiği ulusun birliği hiç bu kadar parçalanmamış ve millet hiç bu kadar birbirini yoketmeye hazır kuvvetler olarak siperlerinde mevzilenmemişti!
Kendisine oy vermeyenleri düşman olarak gören bir iktidar yarattılar..
Cumhuriyet ve yarım yamalak demokrasi için en büyük tehlike şudur: Seçim sandığından çıkanın, kendisini kral olarak görmesi ve artık ülkede herşeyi tek başına ve kendi çıkarına yapabileceğine ilişkin yeni bir hukuk anlayışını ülkeye yerleştirmesi..
Bana diktatör diyorlar, evet diktatörsem işte seçimler geliyor, sandıkta diktatörü yıkın diyen bir anlayışla karşı karşıya bulunuyoruz.
Unutuyor: sandıktan büyük yasalar var, bir hukuk düzeni var(dı)!
Evet bütün yasalar sandıktan büyük ve önemlidir.
Sandık, varolan hukuk düzeninin bir sonucudur, uzantısıdır, ürünüdür!
Sandık, hukuku yaratmamıştır, hukuk sandığı oluşturmuş ve halkın önüne koymuştur..
Eğer sandığın da dahil olduğu, Anayasanın emirlerini, basın özgürlüğünü, güçler ayrılığını, ülkenin milletin birliğini hiçe sayar ve kaldırıp çöpe atarsanız…
…Milletin iktidara anayasal itiraz hakkını çiğner yok sayarsanız..
…O zaman ortalıkta sandık da kalmamış olur..
Tepede gayri meşru bir iktidar oturuyor olur.
Erdoğan bunu bir düşünsün... Meşruluğun tek yolu ve seçeneği var, anayasallık..
***
Bu iktidar, Cumhuriyeti de, demokrasinin yarım tuğlalarını da havaya uçurmakla uğraşıyor.
Dış İşleri Bakanı diyor ki, biz yeni osmanlıları, ulusal devletçiliği unutmanın zamanı geldi..
Bu iktidar, Cumhuriyetin temel direklerinden olan medeni hukuk ve bilimsel-özgür eğitimi baltalıyor ve yerlerine din aklını ve hukukunu yürürlüğe sokacak bir dinci nesil yetiştirmeye yöneliyor… Kadını toplumdan dışlamayı ve öncelikle anne olarak evde yaşamasını vaazeden politikaları öneriyor.
Üyeleri arasında müthiş gelir uçurumları olan, beşte biri yoksulluk sınırında yaşayan, işi gücü aşı olmayan milyonların yaşadığı, fırsat eşitliğinin asla olmadığı bir ülke, Cumhuriyet olamaz..
Cumhuriyeti ve demokrasiyi yeniden inşa etmek gibi büyük bir görev var bu milletin önünde..
***
Atatürk, Cumhuriyet ilan ederek Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı ve bütün diğer bakanlıkların yolunu açtı AKP hükümetine, 90 yıl önce bugün..
Ama onlar en büyük saldırıyı, Atatürk’e ve kurduğu Cumhuriyeti karşı yapıyorlar..
Bunu da gerçekleştirebileceklerini sanıyorlar..
Yanılıyorlar…
Bugün tüm meydanlarda, iktidara karşı itirazlarımızı dile getirmenin zamanıdır.
Yaşasın Cumhuriyet!

---29 Ekim 2013, Salı / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder