Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

11 Mayıs 2013 Cumartesi

Teknoloji Üretmek mi Dediniz? Fikri Olan Öne Çıksın!


CBT Gündem Sayı 1364, 10 Mayıs 2013-05-07


Son yılların en önemli teknolojisi nedir? Bu soruya yanıt vermek zor olabilir, çeşitli kategorilerde farklı teknolojiler öne çıkabilir.. Ama hemen pek çok alanda ekonomik değer, yeni iş vb üretmek ve iş alanları açamak; çok yaygın kullanımı ve bu açıdan demokratik özelliği nedeniyle sanki 3 Boyutlu Yazıcılar diyeceğiz.. Gazetelerde 3 boyutu yazıcılarla neler yapılabileceğine ilişkin uçuk haberler bile yayınlandı.. Mesela 3D ile yemek basılacak, gibi! 
Dergimizde daha önce bahsetmiştik 3 D yazıcılardan.. Bugün üçüncü sayfamızda özellikle kullanım alanlarına ilişkin yeni bir yazıyı bilginize sunuyoruz.. Amacımız bu yazıyı bahane ederek, ülkemizde çok sık lafı edilen teknoloji üretmek konusunda bir kaç söz söyleme fırsatını da yakalamak..
Lafı döndürmeden soralım: Acaba ülkemizde 3D yazıcılar üzerinde çalışan, araştıran, kafa yoran herhangibir kimse, kurum vb var mı? Yok.. Ülkemizde yazıcı teknolojileriyle uğraşan da yok.. Hadi iki boyutlu yazıcılar harcıalem, bunu geliştiren devasa şirketler fiyatlarını dibe vurdurdular neredeyse.. 2D yazıcıları üretseniz bile anlamı yok. Ama 3D öyle mi?
3D yazıcılar öyle büyük sır da değil. Taa 1980’li yıllara gidiyor ilk fikri.. hemen her yıl bu yazıcılar konusunda dünyaya yansıyan bilgi bulabilirsiniz.. Bugün onlarca şirket, esası aynı ama yöntem farklılıklarıyla onlarca 3D yazıcısı üretti ve piyasaya sundu. Tabii bunların büyük çoğunluğu Amerikan şirketi (Hala teknoloji üretme konusunda güçleri yerinde). Dolayısıyla bütün dünya bu teknolojiyi satın alacak. Kişisel kullanıma ilişkin en ucuzu 1000 $. Verdiği hizmete ve sanayi tiplerine göre 5 bin doların üzerinde olanları da var.
Ülkemizde topyekün bir ulusal bilim ve teknoloji stratejisi olmadığı ve ülkenin yeteneklerine, birikimlerine, ihtiyaçlarına ve bilim güçlerine göre odaklanması gereken sektörler seçilip ilan edilmediği için (el yordamıyla yapılanlar var), devletten böyle bir teşvik beklemiyoruz. Ama özel sektör?
Şüphesiz kendi üretim-faaliyet alanlarına yönelik ciddi araştırmalar yapan şirketler var. Koç, Vestel vb.. Ama bu şirketlerin örneğin dünya ekonomisinin yakın zamanda geleceğini belirleyecek ve toplumsal ve iş hayatında büyük dönüşümlere imza atacak geleceğin teknolojilerini araştıran birimler yok. Bu geleceğin teknoloileri neler diye sormayın, geçen haftaki sayımızda Prof. Osman Çoşkunoğlu, en önemli teknoloji üniversitesi MIT’nin belirlediği alanları duyurmuştu.
Mesela Koç Holding’in Koç Vakfı var. Şirketleri bu vakfa faaliyetleri oranında pay aktarırlar her yıl. Neden bir de İleri Teknolojiler Araştırma Birimi’ne destek vermesin Vakıf? Oradan belki Koç’ta yeni iş-teknoloji alanları fikirleri gelişir. Belirli sınırlı alanlarda araştırmalara yoğunlaşırlar. Mesela yılda 5-10 milyonluk bir katkıyla, çok önemli bilim ve teknoloji insanlarımızın birikimleri büyür, ülkede gelecek için sıçrama alanları yaratırlar.. 
Biliyorum, düş gibi, iş adamı somut alan ve sonuç görmek ister.. Sabancı’nın Nano Teknoloji yatırımı nasıl gidiyor? Ülkemizde ileri teknoloji üzerinde çalışan üniversite birikimlerinde tıkanıklar varsa, nedeni nedir?
***
Ülkemizde devlet/millet bütçesinden araştırmaya, özellikle üniversitelere verilen bol kepçe paralar var. Hele üniversitelerin sayıları 180’e dayayınca, verilen “araştırma” paralarıyla elde edilen çıktıların değeri konusunda yoğun soru işaretleri var. Türkçe mesleki dergileri de yayın değerlendirme ve telif ödeme kapsamına girince, sadece yayın yapmış görünmek ve üstelik para kazanmak için onlarca on para etmez ticari “sektör” dergisi yayın hayatına sokuldu. 
Bunlardan bir kaçı uluslararası indekslerden atıldı, pek çoğu da atılacak. Çünkü kuruluş amaçları gerçekten ciddi bilimsel araştırma yayınlamak değil. TÜBİTAK “bilimsel yayın”lara ödenecek telif paralarını yeni bir kurala bağlamış. Uluslararası endekslerde yayınlanacak makalelere ödenecek telifleri, niteliklerine göre 5 bin TL’ye çıkarmış... Türkiye 10 yılda yayın bakımından 18.ciliğe gelmiş, ama nitelik bakımından nal topluyor.
Bırakın artık üçüncü sınıf uluslararası dergilerde (Türkçeler dahil) yayınlanan makalelelere telif ödemeyi.. Bu, 20 yıl öncesinin konusuydu! Amaca ulaştı! Sade suya tirit konulara para vermeyi kesin.. Paranız var, anlaşılıyor, o zaman bu gücü, önemli bilimsel araştırmalara, alanlara, nitelikle yayınlara ayırın.. 
Unutmayın 11 yıldır iktidarsınız, GSYİH’da ARGE payını 0,87’nin üzerine çıkartamadınız.. Soın hedefiniz yüzde 3!!! Düşünün, neden acaba? Sakın sıradan işlerle meşguliyet bunun nedeni olmasın? O halde, ciddi ve büyük araştırma alanları yaratmaya yönelmelisiniz. TÜBİTAK Başkanı Altunbaşak, yanlış mı yazıyoruz?!
Mesela bugünkü kapak konumuza bakın. Kentlerin soğutulması konusuna.. Geleceğimiz iklim bakımından karanlık. Hele İstanbul, kent içi inşaat politikası ve üçüncü köprünün mahvedeceği yeşil alanlar nedeniyle, giderek yükselen sıcaklıklar bu kenti daha da yaşanmaz hale getirecek.. Yapacağınız işler yok mu burada? Bilim kurumlarımız, bu çok sıcak güncel sorun konusunda ne düşünüyorlar? Var mı bir fikri olan.
Gelecek Cuma yeniden irlikte olmak dileğiyle..
***

1 yorum: