Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

27 Mart 2013 Çarşamba

Büyük Plan’a Bakış; Yeni Durumun Şifreleri-3



Dünkü yazımda “Öcalan, 21 Mart açıklamasında, Davutoğlu + Erdoğan’ın ‘Yeni Osmanlılık, Orta Doğu Bakiyemiz, ulus devlet ve ulusalcılıkta hesaplaşmalıyız, İslamı birleştirici unsurumuz’, tezleriyle birleşiyor ve bunları ortak politika yapıyor” demiştim. PKK liderinin İmralı’da hükümetle bu aylarca süren mesaisi sonucu bu görüşlere ikna olduğu anlaşılıyor.
Öcalan, mesajında diyor ki, “Bugün artık yeni bir Türkiye'ye, yeni bir Ortadoğu'ya ve yeni bir geleceğe uyanıyoruz. Çağrımı bağrına basan gençler, mesajımı yüreğine katan yüce kadınlar, söylemlerimi baş-göz üstüne diyerek kabul eden dostlar, sesime kulak kesilen insanlar; Bugün yeni bir dönem başlıyor. Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu mücadeleyi bırakma değil, daha farklı bir mücadeleyi başlatmadır.”
Öcalan’ın bütün metni, dünkü yazıda belirttiğim gibi, iktidarla varılan temel anlaşmanın kodlarını taşıyor. Eksen Türk-Kürt birlikteliği.. Hangi temelde? Yeni bir kuruluş, yeni bir meclis, yeni bir ülke.. Türkiye nasıl kurulduysa, şimdi Türk-Kürt uluslarının birliği temelinde, aynı heyecanla ama bu kez yeniden kurulacak.
Öcalan, bu “yeni ülke”nin sınırlarını da çiziyor ve 1912’de Osmanlı Meclisi Mebusanında kabul edilen Misaki Milli’yi kapsayacak, Kürt ve Türkmenlerin yaşadığı Kerkük Musul, hatta Suriye Kürtlerini içerecek şekilde genişletiyor.
Bir adı konmamış: Türk-Kürt Federasyonu..
Bu yeni devleti-ülkeyi gerçekleştirmek için Apo+RTE ve Davutoğlu’nun almaları gereken büyük yol var..
1- Bu federasyonu öncelikle Türkiye’ye kabul ettirmek, uygulamasını gerçekleştirmek gerek. Yani, Kürtlerin her bakımdan “eşit ulus” kabulu için anayasal-yasal düzenlemelerin yapılması.. Bu, anadilde eğitimi ve özerk bölgeyi de (adı öyle konmasa bile) şüphesiz ki içermek zorunda.
2- Sırada Irak Kürdistanı vardır. Esas “Federasyon” adının alınması, bu adımla birlikte gerçekleşebilir! Peki Barzani ve yönetimi ile bu konuda bir görüşme yapılmış olabilir mi, herhalde Irak Kürtleri bunu ilk kez duymuyorlardır.. RTE-Apo’nun, Barzani’yi ikna etseler bile, çok daha büyük bir engeli aşmaları gerek: Irak’ı parçalamak gibi! Davutoğlu-RTE ikilisi, bir yıla yakın zamandır, Irak merkezi hükümetini hedef alarak, Barzani yönetimiyle yakın ilişkiler kurarak, bu parçalama işine giriştiler zaten! Ah bir de Amerikalıları bu aşamada ikna etseler! Tabii, Kürt tarafında lider sorunu da çıkabilir, Apo mu Barzani mi..
3- Suriye Kürtleri de bu Misaki Milli içindedir. Bu toprakların katılımı, herhalde en kolay olabilir. Zaten sınırımızda Suriye Kürt yönetimi kurulmuştur. Suriye de parçalanacak bir ülkedir.. Bizim iktidar çoktan bu işe başlamıştır.
4- Dördüncü Kürt parçası İran’dadır. İran zaten özellikte İsrail’in hedefindedir. Ayrıca düşmandır (Şii). RTE- Kürtler, Ortadoğunun “iki büyük aktörü” olarak, Sünni aksını oluşturuyor. İsrail’in özür dileme eylemi sonucu RTE ile yeniden kucaklaşmasının burada büyük önemi ortaya çıkıyor. Türk-Kürt Federasyonunun en zor parçası olan İran’ın halledilmesi, şüphesiz ki İsrail’in (ve ABD’nin) aktif desteği olmadan başarılamaz..
***
Yukarıda çizdiğimiz yeni dönemin ve anlaşmanın “siyasi vizyon”u ortaya çıkınca, Öcalan’ın, yeni mücadele dönemini ilan etmesi çok doğaldır! Öcalan ve PKK hareketi, belki de Türkiye’de belirli sınırlara ulaşmış ve duvarın ötesine geçemeyeceklerini görmüş olabilir. Hükümetin bir kaç bin KCK’lıyı tutuklayarak, bir paralel veya iç içe “Kürt devlet yönetim” kurulmasına izin vermeyeceği ikazını yapmıştı. Öcalan’ın elinde, kendi ifadesiyle 50 bin kişiyi ayaklandırarak saldırıya geçilmesi tehdidi (büyük kıyım, büyük olay yaratmak ve uluslararası müdahaleye çağrı yapmak) ile kentlerde terör saldırılarını başlatmak kozları vardır. Burada başarı kazansalar ve bölünmeyi gerçekleştirseler, Anadolu’nun yeni bir mübadeleye sahne olması olasılığı da yüzde yüze vurur..
Ama hükümetle vardıkları anlaşma, kendileri için hepsinden daha caziptir.. Büyük Kürdistan perspektifi şüphesiz ki, PKK’nın elindeki savaşı sürdürme kozundan çok daha önemlidir.. Üstelik, Büyük Kürdistan, “Türk silahlı güçlerinin yardımı” ile çok daha kolay ve erken gerçekleşebilir.
Bu senaryoyu hayata geçirmeyi denerlerse, o zaman Türk Silahlı Kuvvetleri ile PKK- Peşmergelerin silah arkadaşlığı ve aynı cephelerde savaşma olasılığı doğacaktır!!! Yeni TSK’nın kurulmakta oluşu bu açıdan anlamlı ve zorunludur da!!!
***
Öcalan ve Kürtler için “Türk-Kürt” veya nüfusu göre Kürt-Türk Federasyonu kalıcı mı olur, yoksa bir ara aşama mı olur ve Kürtler “bütün yardımlarınıza çok teşekkür ederiz, bunu asla unutmayacağız ve ebedi kardeş kalacağız, hadi eyvallah” mi derler, bilemem..
Bir de, varılan bu büyük anlaşmanın gerçekleşme olasılığı var mıdır... bu federasyon Türkiye sınırları içinde mi kalır.. Bizim Kürtler, burada oluşumlarını tamamladıktan sonra, Irak Kürdistanı ile mi birleşir.. bilemem..
RTE’nin Başkanlık-Diktacı anayasasını, Apo desteğiyle millete kabul ettirme zorluğu da vardır.. Anayasa'yı referanduma götürmeden Meclis’te bu işi halletmek ve 367 oyu bulmak için, CHP- MHP’den gerekli adam satın almayı başarırlar mı.. CHP’den biri gitti.. Geride var mı, kaç kişi var.. bilemem..
Yorumları size bırakıyorum, çünkü bu yazıyı okuyor olduğunuzda ben ülkeden çoktan kaçmış durumdayım! İtalyanlarla federasyon görüşmeleri için zemin yoklayacağım!!.. dönersem, iyi haberlerle!!!
--26 Mart Salı 2013 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder