Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

16 Mart 2012 Cuma

Ne Ülke Be... Finlandiya Başarısının Sırrı

Bu kadar heyecan verici olayı, durmadan, süreklilik içinde yaşıyor olmamız, herhalde bize Allahın lütfudur! Sivas’ta zaman aşımı! Odatv’de 4 tahliye! Gülen (Cemaati)- Erdoğan (iktidarı) çatışması! Erdoğan’a Hükümet Darbesi Girişimi! Ve Türkiye’de bütün nesilleri etkileyecek olan eğitimde yeni yasa!
Bunlar arasında bizi ilgilendiren şüphesiz ki Eğitim Yasa Tasarısı.. Bu konuda Salı ve Perşembe günleri iki yazı gazetedeki köşemde yayımlandı. Bloğumda bu yazıları izleyebilirsiniz!
İki yazı, geçen sayılarda bu köşede yayımlandı.. İç sayfalarımızda tartışmalarda yer verdik.. Bugün de bunu sürdürüyoruz!
***
Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu’nun açıklamasında dikkat çekici bir nokta vardı:
“4 + 4 + 4 =? Ne yapılıyor, neden yapılıyor?” başlıklı duyuruda soruyor:
“İlköğretimin ikinci 4 yıllık kısmı olan ortaokullar ‘farklı program seçenekleri’ görüntüsü altında fiilen meslek okullarına dönüştürülmektedir.
* ‘Farklı program seçeneklerinin çocukları hazırladığı meslekler hangileridir?
* ‘Farklı program seçeneklerinin tamamı her okulda aynı anda sunulacak mı, yoksa ortaokullar program seçeneklerine göre mi sınıflandırılacak?
* Çocuklarımızın daha 10 yaşındayken meslek seçmeye zorlanması mutsuz ve başarısız nesiller yetişmesine yol açmayacak mı?
* Dört yıllık ilkokullarla, fiilen mesleki eğitim veren ortaokulların aynı binalarda hizmet vermesi, 6-10 yaş çocuklarının birlikte okudukları ve fiilen mesleki eğitim gören ortaokul öğrencilerini rol model olarak görmelerine neden olacaktır. Bu durumda ilkokullar da fiilen meslek okullarına dönüşmeyecek midir?
* İşletmelerde çalıştırılabilecek çırak oranındaki sınırlamanın kaldırılması, çocukların asıl işgücüne dönüşmesine yol açacaktır (Mesleki Eğitim Kanunu’nun 18. maddesinde yapılmak istenen değişiklik):
* Çocukların işe değil okula gitmesi için çağdaş devletler bütün güçlerini seferber etmişken, çocukların gelişmesini engelleyecek ve sömürülmesine yol açacak bu değişikliğin ülkemize ne faydası olacak?
* Bütün bunları ve dikkate alınması gereken başka onlarca, yüzlerce konuyu kimler, hangi bilimsel veriler ışığında “düşünmekte”dir?”
***
Evet can alıcı sorular bunlar, çünkü milleti ve geleceğimizi ilgilendiriyor..
Feyzioğlu ile görüşmemizde bir endişemizi daha paylaştık: Resmen açılacağı da duyurulan imam hatip ortaokullarının, normal ilkokulların yanında açılmasına ne engel var? Dahası, bir binanın bir kısmı da imam hatip ortaokuluna dönüştürülür! Böylece, ilkokul öğrencilerine rol modeli olarak, dini eğitim alan namaz kılan ortaokul öğrencileri sunulur.. Böylece, çocuklar ana babalarının isteğinden ve yönlendirmesinden tamamen çıkartılır, imam hatipli büyükler bu görevi üstlenlenmiş olur!
Bakanlığın bu tür açıklanmamış planları var mı?

FİNLANDİYA’NIN YÜKSEK BAŞARISININ SIRRI
İç sayfalarımızda yine eğitimle ilgili yazılarımızdan biri de, Prof. Bahattin Baysal’a ait. Yazıya dikkatinizi çekeriz! Hükümetin hiç gündemine almadığı eğitimde kaliteye bakmalıyız!
Baysal’ın yazısında Science’da yayımlanan Finlandiya Deneyimi söz konusu ediliyor. Yazının orijinaline baktık, Baysal’ın çok özet geçtiği başka noktaları da önemli gördük ve aşağıya özetliyoruz:
* ABD’li çocukların uluslararası ölçümlerde bilim ve matematikde kötü performansı aileleri ve Obama’yı kaygılandırıyor. OECD’nin öğrenci kalitesini ve sorunlarını araştırdığı PISA sonuçları ilk defa 2000’de yayımlandı. ABD bu araştırmadan hiç yararlanmadı.. Çünkü ABD’liler çok basit bir çözümle mucizevi bir şekilde eğitimi düze çıkartmak istiyor, ama böyle bir basit bir çözüm yok..
* ABD, önce soru sormaya dayalı öğrenme, birlikte problem çözme ve daha ilgi çekici bir müfredatla bu sorunu çözebilir; ama hiç bir yol öğretmenlerin eğitimi ile elde edilecek sonuçlar kadar başarılı olamaz.
* Finlandiya son 10 yılda PISA testlerinden en yüksek notu alan ülke ve bu başarıdan çıkartılacak ders çok basit:
En iyi ve en zeki öğretmenleri görevlendirin ve bunları yoğun bir eğitimden geçirin.. Öğretme yeteneklerini geliştirmek için de onları özgür bırakın, merkezi otorideten bağımsız kılın. Deslerini hazırlamaları için yeterli zaman tanıyın. Meslektaşlarıyla görüş birliğinde bulunmaları için ortam hazırlayın.. Kendi sınıfları dışındaki öğrencilerle görüşmelerini sağlayın.
Finlandiya’da öğretmenler toplumda çok merkezi bir rol oynuyor, genç insanlar öğretmen olmak için can atıyor, aldıkları ücretler ise ulusal ortalama düzeyinde. Finlandiya’da öğretmenlerin mutlaka mastır derecesi olması gerekiyor.
Finlandiya’nın bu eğitim ortamını yaratması onlarca yıl aldı, ama şu anda dünyanın en iyi eğitim sistemi orada. Finlandiya 20 başvuru arasından bir tanesini öğretmen eğitimine uygun buluyor! (John E. Burris’in yazısı, It’s the Teachers)
Biz hiç Finlandiya’yı tartıştık mı? Ve en başarılı diğer ülkeleri?
Gelecek cuma yeniden birlikte olmak dileğiyle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder