Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

5 Mart 2012 Pazartesi

“Cami Bombalama Görev Timi Komutanı”


Geçen Cuma (2 Mart) gazetemizde, 5 aydır tutuklu bulunan Tuğamiral Ali Sadi Ünsal’ın açıklaması “Rahmetli Amiraller de Darbeci Yapıldı” başlığıyla yayımlandı. 2002-2003’yılında hazırlandığı iddia edilen “Balyoz Darbe Planı” uyduruk belgesinde adı geçenler arasında 2000’den önce ölmüş amirallerin de adı geçiyordu!!!  Suçlamaya konu olan sahte dijital verilerde 1500 kadar tartışılmayacak kadar net sahtecilik vardı!
Başbuğ, Büyükanıt ve diğer generallerin Cuma günü tanık olarak dinlendiği Balyoz davasında, savcılar Büyükanıt’a darbe üzerine soru sorarken bile, “kulis bilgilerine, rivayetlere göre” diyordu!
Balyoz davasının tamamı bir çığlık aslında!
Şimdi size, 12 aydır Hasdal’da tutuklu bulunan Jandarma Kurmay Yarbay Hüseyin Topuz’un gönderdiği mektubun bir özetini sunacağım.. Hemen belirteyim, Topuz, “camileri bombalayacak timleri yönetmekle görevlendirildiği” iddiasıyla tutuklu. Şimdi şu hukuksuzluklara, rezaletlere bakın:
***
Sessiz çığlığımızı duyun” diyor Topuz:
Fatih Camiine yönelik eylem planı hazırlamakla suçlanıyorum. Halbuki sözde planların hazırlandığı ileri sürülen 2002-2003’te, Hara Harp Akademisi’nde öğrenim gören henüz yüzbaşı olmuş bir jandarma subayı idim. Darbenin provası olarak gösterilen seminere katılmadığım gibi, böyle bir seminerin yapıldığını da, 2010’da gazete haberlerinden duydum.
Soruşturma aşamasında yurtdışı görevde olduğum için ne poliste, ne savcılıkta ne de sorgu hakimliğinde ifadem alınmaksızın, sorgum yapılmaksızın kanunlara aykırı bir şekilde sanık oldum, 11 Şubat 2011’de hukuksuz bir şekilde tutuklandım. Savcı, ifademi almadan hakkımda iddianame düzenledi, Mahkeme de bunu maalesef kabul etti! Ben yine de suçsuzluğumu ispat etmek zorunda bırakıldım. Tutuklandıktan 7,5 ay sonra ilk kez bir adli makama ifade verdim!
26 Ağustos 2011’de verdiğim savunmamda ve dilekçelerimde, suçsuzluğumu, kurumlardan aldığım resmi belgelerle kanıtladım.
20 Ocak 2010’dan bugüne kadar yazılı ve görsel basında “bunlar camii bombalayacak, uçaklarımızı düşürecek, darbe yapacak” biçiminde yayın yapan ve bizleri millet düşmanı olarak gösterenler, Ordu ile ilişkisi olmayan sahte bir planı gerçekmiş gibi yazanlar, bu iddiaları çürüttüğüm savunmam konusunda tek satır yazmadılar.
Fatih Camiine yönelik sahte “Çarşaf Eylem Planı”ndaki sahtekarlıklardan bir kaçını anlatmak istiyorum.
***
TÜBİTAK’ın “2002-2003’te hazırlandı” belgesi verdiği CD’lerdeki bu eylem planında:
a) “cami ve çevrede bulunan kamera sistemleri tespit edilecektir” deniyor. Oysa, resmi bilgilere göre, o bölgede kamera sistemi 2005’te kuruldu!
b) “Operasyon esnasında haberleşme, emniyetli cep telefonlarıyla sağlanacak” deniyor. Oysa, ASELSAN ve TÜBİTAK’ça üretilen emniyetli cep telefonları, ilk kez 2 Aralık 2008’de kullanılmaya başlandı.
c) Sözde Gözlem ve Keşif formlarında bazı sokak ve cadde isimleri yazılı.. İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığından aldığımız bilgiye göre, bu formlarda adı geçen cadde ve sokak adlarından 10 tanesine isimleri, 2006 ve 2007 yıllarında verildi.
d) Yine bu formlarda “Taksim- Vezneciler- Edirnekapı” belediye otobüs hattından bahsediliyor. Yine Büyükşehir Belediyesi, o tarihlerde bu hattın olmadığını bildirdi.
***
Şu ana kadar diğer sanıklar ve avukatları tarafından mahkemeye sunulan yukarıdakilere benzer 1500 kadar sahtecilik var. Ben sadece tarafıma yöneltilen asılsız olduklarını kanıtlayan, 99’u resmi kurumlardan alınan belgeler olmak üzere, toplam 117 sahtekarlığı açıkça ortaya koydum.
Gücümü suçsuzluğumdan alıyorum ve kimse tarafından affedilmek istemiyorum, yargılanmak ve aklanmak istiyorum. Bu yargılamanın tutuklu olarak sürmesini gerektirecek hiç bir hukuki gerekçe kalmamıştır.
Suçlamalara mesnet oluşturan ve adımın yer aldığı dijital görevlendirme çizelgesindeki 9 kişiden, benimle durumu aynı olan 7 kişi tutuksuz yargılanırken, hatta duruşmalardan vareste tutulmuşken, ben hangi gerekçe ile hala tutuklu yargılanıyorum?
***
Evet, “Fatih Camiini bombalayacaklardı” tiksindirici suçatımı, iki yıl boyunca toplumun beynine kazınmıştı!
Polis ve savcılığın kanıt olarak gösterdiği ve 2003’te hazırlandığı savlanan CD’lerde 1500 sahte olgu var. Bu sahte olguların önemli bir kısmı, bu sahte darbe planının, 2003’de değil, 2008-2009’da hazırlandığını gösteriyor. Çünkü, ileri sürülen verilerin büyük kısmı, sokak adları vb gibi, 2003’de “dünyada yoktu”!
Evet, Balyoz Darbe Planı’nı, sanki varmış gibi hazırlayan ve yüzlerce subay ve ailelerini mahveden çetenin kim olduğuna geliyor sıra, yavaş yavaş..
Acaba, Yarbay Topuz hangi gerekçeyle, vicdanla, delile dayanarak, hangi hukuk ve yasa maddesiyle, hala hapiste tutuluyor?

--5 Mart 2012 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder