Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

25 Ocak 2011 Salı

Karanlıklar Çağı, Şehitler, Mumcu, Katliamlar

18 yıl önce bugün, 1993’te, Türkiye’nin en seçkin bir kalemi, Uğur Mumcu, arabasına konan bomba ile havaya uçuruldu..  Türkiye’nin demokratik güçleri, bu büyük trajik olayı yıllardır Demokrasi Şehitleri Haftası’na dönüştürdü..
Sadece Uğur Mumcu değil, ondan önceki ve ondan sonraki, öldürülen toplum lideri niteliğindeki güzide insanlarımızın da en azından bir kısmının adını anmak, özellikle bugün boynumuzun borcudur:
Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Uçok, Ahmet Taner Kışlalı, Onat Kutlar, Çetin Emeç, Metin Göktepe, Turan Dursun, Cavit Orhan Tütengil, Ümit Yaşar Doğanay, Necip Hablemitoğlu, Kemal Türker, Bedrettin Cömert, Doğan Öz, Abdi İpekçi, Hrant Dink
Birbirinden değerli, güzel ve aydınlık gazetecilerimiz, aydınlarımız, bilim insanlarımız... Düşünürlerimiz...
Veee gençlerimiz..
Evet gençlerimiz: Darağacında Üç Fidan’dan başlıyor! Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan.. Daha öncesinde şüphesiz ki Turan Emeksiz var!
Karanlık Tablo’da daha binlerce insanımız var, büyük katliamlar var..
* 12 Eylül öncesi yüzlerce genç var, solcusu ve sağcısı ile!
* Kanlı 1 Mayıs var, 36 insanımızın öldürüldüğü..
* Bahçelievler gibi katliamlar var..
* İnsanlarımızın birbirine kırdırıldığı Kahramanmaraş var, Çorum var...
Başka ne var diyeceksiniz: Soykırım savları ve diplomatlamızın öldürülmeleri de var... Kürt-Türk kırımı var, 40 binden fazla kişinin öldüğü/ öldürüldüğü...
Sivas katliamında dinci politikacıların kışkırttığı katil sürülerince yakılarak öldürülen 36 aydınımız var!
Tabii büyük siyasi cinayet girişimleri de var: Ecevit’e ve Özal’a suikast girişimleri! Dahası: Papa’ya bile!
***
Bu cinayetlerin, bu büyük kırımın zamandizimine bakarsanız, irili ufaklı bütün bu olayların çok farklı zaman aralıklarında raslantısal olarak bir araya gelmesinden oluşmadığını görürsünüz..
Bu Karanlık Tablo aslında büyük bir Karanlık Çağı kapsıyor!
İster 60 yılı, ister 50 yılı deyin...
Ne var başka bu Karanlık Çağ’da: NATO var, ABD ve Batı var; İşbirlikçilik, Dincilik, Askeri darbeler ve Ordunun geçmişte ABD’nin uzantısı olması var; ABD ve Batı’nın Irak ve Kürdistan politikası var, Ortadoğu bataklığı var... Tabii ki, Türkiye ekonomisinin 19 kez batırılması/batması da var!
Rüzgarların tersine esmesiyle çuval var çuval!
Bunlar bir zincir fotoğraflardan oluşan bir film! Fotoğraflara bakıp tek tek olayları anlayamazsınız, sırlarını çözemezsiniz... Zinciri görmelisiniz!
***
Bugün Demokrasi Şehitleri veya Adalet ve Demokrasi Haftası.
Basının, demokrasi, hukuk, adalet kılıcı; arştırmacı, laik, demokrat yiğit arkadaşımız Uğur Mumcu’nun alçakça öldürülmesinin 18. Yıldönümü!
Mumcu, Karanlık Dönemi resmetmek için tasarlanan ve uygulamaya konan alçakça planlardan birinin kurbanı oldu. Katili belli değil, birileri katil gibi gösteriliyor, ama katil bu Karanlık Çağ’ın iç ve dış yaratıcıları...
Hrant Dink de!
Hepsi, devrim ve/veya daha çok demokrasi, daha çok hukuk, daha çok sosyal adalet, daha çok insanca yaşam, daha laik, bağımsız ve özgür bir Türkiye'ye yüreklerini koymuşlardı.
***
Bu Karanlık Çağ bitmedi! Zincir kopmadı, sürüyor!
Sadece yeni kodlar eklendi büyük fotoğrafa: Silivri, Ergenekon, Yüksek Yargıyı ele geçirme, Adaleti gütme, büyük bir iktidar polis gücü, özgür medyanın yerine yandaş satılmış bir medya oluşturma, üniversiteleri ele geçirme, eğitimi dinsel güdüleme, laikliği dışlama, kadınları ve bebeleri türbanlama, kendi işadamlarını yaratma…
Ve demokratik ve laik bir ulus yerine…
Cemaatlerden, mezheplerden, etnik gruplardan oluşan bir topluluklar birlikteliği!
Laik demokratik bir ulus, çağımızın olgusu ve gerçeğidir… Bu olgu, çağımız dünyasında varoluşun ve ayakta kalışın en büyük garantisidir… Hepsi yasal ve varoluş gücünü Kuruluş’tan alır..
İkincisi ise, parçalanmanın, dağılmanın…
Birincisi bizim programımızdır, Türkiye’nin, bu milletin ve özbeöz evlatlarının..
İkincisi ise kimin programıdır!?...
***
Silivri Toplama kampı, uydurma davalar ve korku imparatorluğu, Karanlık Çağ’ın gerçekten en karanlık dönemlerinden birine sokulmak istendiğimizin planlarını açığa vuruyor!
Türkiye’nin demokratik öz varlıkları, bu zinciri kopartacak ve bu karanlık tabloyu parçalayacak güçtedir!
--
 24 Ocak 2011 / Bilim ve Siyaset- Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder