Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

22 Ocak 2011 Cumartesi

Destekçiler Yan Çiziyor ve Hrant Dink


Başbakanın delikanlılığı üzerine yapılandırılmış bence sığ mı sığ ve içeriksiz bir yazıya, Başbakan’dan 50 bin liralık sert bir tazminat davası yanıtı!..
Evet, iktidara kayıtsız şartsız neredeyse 8 yıldır süren yandaş aydın/liberal aydın/ AB’ci ve ABD’ci, Kürtçü-Türk aydın desteği yer yer kesintiye uğradı.
Görünüşteki neden, Erdoğan’ın milliyetçiliğe kaydığı..
Türk vurgusu artıyormuş, milliyetçi söylemi güç kazanıyormuş, MHP’lileşiyormuş... Eskiden demokratikmiş de şimdi muhafazakarlığı ön plana çıkmış.. Demokratik reformları, yeni Anayasayı rafa kaldırmış... AB’ye kulaklarını tıkamış, reformları yapmıyormuş, Askeri tam zaptürapta almaktan vazgeçmiş, Sayıştay askeri bütçeyi açıklamıyormuş (En önemli itirazlarından! Kih kih!)...
Herhalde bunlara katılacak başka şeyler de vardır: İnsanlık Anıtı heykelini aşağılama, bir liberal –uyduruktan sol- ekonomici ben rakımı içiyorum, bir tehlike görmüyorum demesine rağmen, içki kullanımına adım adım getirilen sınırlamalar..
Bence dile gelmeyen bir iki nokta daha var: Doğrudan AB’ci ve ABD’ci olanların, AKP’nin Ortadoğu’da kendine “serbest hareket” alanı yaratma çabasından duydukları endişe.. Tabii ki, efendileri adına!
***
Ne oldu? AKP mi değişti? Yoksa AKP artık açık ve net kendisi mi olmaya karar verdi?
AKP politika olarak silkinince, sırtına binmiş/yapışmış olanlar da patır patır yere mi düşüyorlar?
Düşerken de tabii canhıraç feryatlar mı duyduklarımız Yoksa?!
***
AKP’nin bunları son kullanım tarihi Referandum oldu! Referandum ile yargıyı yukarıdan ve aşağıdan tamamen yeniden biçimlendirme olanağını ele geçirince ve gereklerini de yapınca, işleri bitmişti...
Yandaşlar şimdi ellerine bakıyor: ben şimdi bu yetmez ama eveti ne yapayım!
Aslında yeni bir durum yok, “muhafazakar demokrat”lığın AKP dilinde anlamı “dinci otoriter rejim”di, taa başından beri!
AKP “mıntıka temizliği”ni yaptı: Kendi vesayetini kurdu. Hukuk, adalet ve yargıyı, emir komutasına çekti. Üniversitelerin yönetimini tamamen devraldı... Kadınları türbanlama işini çözdü, ilkokulda türbanlama işlemi başladı.. Heykele saldırı işaret fişeği atıldı. Anadolu’da bütün kentler resmen içkisiz alanlara dönüştürüldü, şimdi de büyük kentler kırsal bölgelerden sarılmaya başlandı (Köylerden kentleri kuşatan gerilla savaşı gibi!)...
Tabii en önemlisi medya hızaya getirildi... Oktay Ekşi’den sonra, Doğan Medya’da sıra kimde?! Başbakana yağ çekme dönemi başladı orada da.. haber yapacaklar, “Başbakanın emriyle” ibaresi manşetin önüne yerleşti!
***
Bizim yandaşlar, bunların hiç birini görmediler.. Yok yok, gördüler de aldırış etmediler. Hatta iktidarın bu “hayır işleri”ni iyi yapması için gerekli tutuşları da yaptılar!
Dank etti ki, bunlar yarın bize de “bir hayır” edecek!
AKP, daha büyük bir çoğunlukla iktidara gelmek için MHP’yi bitirme planını devreye sokunca, korktular.
Eğer bu plan gerçekleşirse, üçüncü AKP döneminde, varolan demokratik hak ve özgürlüklere bile rahmet okunacak! Ve bu enkazın altında da en başta kendileri kalacak!
Seçimlere şurada beş ay kalmışken, yan çizmenin tam zamanıdır! Hazır AKP silkiniyor, sırtından düşmenin de!
Düşerken, delikanlıca davranmak gerekir! En üst perdeden haykırmalı ve büyük bir sertlikte düşmeli ki, yara bere içinde kalsınlar ve dost düşman herkes duysun!
Yetmez ama evet dedikleri yargı değişikliklerinin okları, şimdi onları bekliyor.. Bakalım nereleri acıyacak.. Yok yok, tazminat davasını kastetmiyorum.. Hele şu seçimleri bir geçelim..

Hrant Dink

Dink’in, dört yıldır kanı yerde.. Hâlâ orada, Agos’un önünde yatıyor kanlar içinde!
Dört yıldır kepaze bir iktidar oyunu! Yok derin devletmiş yok bilmem ne..  Destekçi liboşlar, bir yandan Hrant Dink’e sahip çıkar görünürken, karşılarında iktidarın sahnelediği oyunu görmemeyi tercih ettiler! Destek verdikleri, Silivri’de öpüp başlarına koydukları iktidar yargısını ve hukuku, adalet sürecinin bir tıpkıbasımını, Dink’in sürecinde görmediler!
Gördüler de, sadece iki yüzlü ve utanmazca davrandılar!
Artık ne diyeyim!
--
20 Ocak 2011 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder