Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

27 Ekim 2014 Pazartesi

Borçta Yüzen Halk Tutucu Olur

Önce size bazı oranlar. Biliyorsunuz, TÜİK milleti yüzde 20’lik 5 gelir dilimine böler. En alttaki (yoksul) gelir diliminden en üstteki (zengin) gelir dilimine göre sıralar. Şimdi şu oranlara bakın:
İlk yüzde 20’lik dilim: tasarruf oranı eksi 32.. İkinci yüzde 20’lik gelir dilimde eksi 14,5.. Üçüncü yüzde 20’lik gelir dilimde eksi 3,8
Dördüncü yüzde 20’lik gelir diliminde tasarruf oranı artı 4,6 Ve beşinci ve sonuncu gelir diliminde ise artı 24,3..
Hanehalkı gelir dilimlerindeki milletin tasarruf oranları, 3 eksi, 2 artı. Büyük çoğunluk borçla veya ekside yaşıyor.. TÜİK bunları ilan ediyor da, açıklamadığı başka bir rakam daha var. Yüzde 10’luk dilimlerde durum ne? Sanki devlet sırrı gibi saklanır..
Ankara’da Bilsay Kuruç hocanın liderlik ettiği ve 3 yıldır yapılan 21.Yüzyıl Planlama Kurultayı’nda Cuma günü yüzde 10’luk iki dilimin durumu açıklandı. En alttaki yüzde 10’luk hane halkının tasarruf oranı eksi 50’de.. En üstteki yüzde 10’lık zengin hanehalkında ise tasarruf oranı artı 30’da.
Tabanda borçluluğun (yoksulluğun da) ne kadar büyük olduğunu, tabii tepedeki yüzde 10’lık dilimde ise ne kadar büyük paraların birikmiş olduğunu görüyoruz bu rakamlarda..
En alt yüzde 10’luk- en üst yüzde 10’luk hane halkı arasında uçurum mu uçurum..
***
Okurlar bilir, özellikle seçim ve seçmen analizleri söz konusu olduğunda burada sık vurguladığım bir olay var:
1) Bu hükümetin en büyük başarısı, dışarıdan 400 milyar doların bankalar aracılığıyla ülkeye aktarılmasındadır. Bu milyarların çok önemli bir yekünü de tüketici, konut vb kredisi olarak halka dağıtılmaktadır..
2) Halk borçludur; ev, otomobil, her türlü elektronik eşya... kredi kartı ile veya doğrudan bankalara kredi olarak.. Halk büyük bir tüketici yapıldı. Türkiye, geçmişinde bugüne kadar görülmemiş oranda bir “tüketim cenneti” içinde yaşıyor. AKP döneminde sadece İstanbul’da 100’ü aşkın AVM açıldı, yenileri geliyor ve tüketimin yeni hayat biçimleri Türkiye çapında yayılıyor..
3) Davutoğlu geçenlerde bir açılışını yaparken Alışveriş merkezlerini dualarla bereketlendirin” dedi. Türkiye ve benzer ülkelerde halk bu merkezlere tıkılıyor.. Alamasan bile bak, yutkun, isteğini kabart, koş bankaya kredi al ve anında evine götür.. Bir bilim insanı da o sırada AVM’leri ‘tüketim katedralleri’ olarak niteliyor ve “Tüketim kültürü içinde çok aktif olan bireyler politik faaliyetlere ilgilerini kaybeder. İktidarda kalmak isteyen rejim daha çok tüketim katedrali inşa eder” diyordu (*).
4) Böylesine büyük bir borcun altına sokulan halk, önemli bir kesim olarak, bu düzenin ve bu düzeni yaratan iktidarın sürmesini ister. Hem borcu yüzünden hem de tüketimin devamı açısından. Bu noktada “düzen tutuculuğu”ndan söz edebiliriz.. AKP iktidarının yüzde 50’lere vurmasının sırrını başka yerde aramayın.
5) Tabii buna paralel, bir kesim halkın boynuna da “dini muhafazakarlık boyunduruğu” vuruldu. Zaten dini ana siyasi ticaret kalemi yapan partilerin torbasında bu var hep. Tabandan çok önemli bir seçmen kitlesi (10 milyon?!) ciddi sınıf atladı.. (CHP’liler sanıyor ki, millet dinsiz sandığı için bizi seçmiyor.. ve ana seçim stratejilerini bunun üzerine inşa ediyor.)
***
Seçmeni borç batağına sürükle, bir de teşekkür etsin, cennette yaşıyoruz desin.. Önceki yıla kıyasla araba satışları ne kadar artmış? İki kata yakın mı?!
En yoksul, borçlanmanın batağında veya hayatını erken tüketiyor. Bu nedenle de inşaatler son yüzde 40’lık dilime yöneldi.. En lüksü son yüzde 10-20’ye.. Onlar da herhalde konut koleksiyoneri olmuştur.. Türkiye’de “hizmet sektörü” büyürken, sanayinin payının yüzde 4-5 azalmasından bizzat hükümet, Babacan yakınıyor..
Ülkeyi bitirdiler.. Denizin sonu gözüktü de, uzatmaları oynuyorlar.. Salt korkularından, ne olur ne olmaz, henüz dibe vurmadan, bir an önce genel seçim olsun diye, bir kaç ay erkene alırlar mı..
***
Soruya yanıt arıyorum: Acaba şu 400 milyar dolarlık muazzam borç olmasaydı veya Türkiye borç harç elinde ne varsa yarın ödemek zorunda kalsaydı... Türkiye’nin ekonomik hacmi ve adam başına düşen geliri ne kadar olurdu? Hadi 100 milyar dolarlık borcu normal kabul edelim, 300 milyar doları yarın ödemek zorunda kalsak?
Büyüyen Türkiye masalı.. = Büyüyen borç


(*) Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek” kitabının yazarı George Ritzer, Birgün gazetesi, Ömür Şahin Keyif ile söyleşi. www.birgun.net/news/view/iktidarda-kalmak-isteyen-avm-insa-eder/6288, Kitzer diyor ki: Tüketim katedralleri tüketiciyi tüketim dinine itaat etmeye yönlendiriyor, tıpkı dindarların Tanrı’ya ya da dine itaat etmesi gibi. Temel olarak dini katedrallerden tüketim katedrallerine pek çok unsur kopyalanmış…Tatillerde dini katedrallere mi gidiyorsunuz yoksa tüketim katedrallerine mi..”
--26 Ekim 2014 Pazar / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder