Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

18 Ocak 2014 Cumartesi

Halet Çambel, Bir Öncü Arkeoloğun Arkasında

CBT Gündem, 16 Ocak 2014, sayı 1400

Arkasında bir bilim insanı olarak gereken her şeyi bıraktı: Öğrenci, sevgi, saygı, düşünce, sistem, eser, bilgi, araştırma, yönetim, laboratuvar, müze, kazı nasıl yapılır, uluslararası saygınlık, düşünce, gelecek... Halet Çambel, bir öncü kadın bilimci..
İstanbul Üniversitesi’nde uğurlama ve anma töreninde o güzel kalabalıkla, Çambel hakkında anlatılanları dinliyoruz.. Halet Hocayı, bayrağa sarılı olarak alkışlarla uğurlarken, Prehistorya Laboratuvarına çıkıyoruz. Burası Hoca’nın kurduğu taş gibi laboratuvar. Mehmet Özdoğan, laboratuvarın tarihi ve Hoca’nın eğitim modeli üzerine bilgi veriyor. Güzel bir kalabalıkla söyleşiyoruz... İki ay içinde Hoca üzerine bilimsel bir kongre düzenleniyor.. Özdoğan, bu laboratuvarın yanısıra Çambel’in odasını da eski haliyle koruduklarını anlatıyor.


Çayönü kazı evinin önünde kazı ekibinin bir bölümü (ayaktakiler, sağdan sola): Bayan Shirmer, Sevil Gülçur, Behin Aksoy, Prof. Robert J. Braidwood, Prof. Wulf Shirmer, Ruth Biniossek, Erhan Bıçakçı, Linda Braidwood, aşçı Hamit Usta, Halet Çambel, serbest fotoğrafçı Josephine E. Powell, (oturanlar sağdan sola): aşçı Sait Usta, kazı evi bekçisi, Mehmet Usta, Ayşe Baykal, Harriette Watrous, Werner Schnuchel, Sara Atabay, Nezih Başgelen, (öndekiler): Prof. Shirmer ekibinden.

Sonra Oğuz Tanındı’ya, Çambel ve sonra diğer hocaların kullandığı odaya gidelim diyorum. Yeşil eski alçak koltuklar ve ortada bir masa.. Duvara dayalı üzeri eprimiş ama sapasağlam duran bir çalışma masası...
Odayı koruyorlar, kim kullanırsa kullansın. Bir tarihle soluk alıp veriyorsunuz.. Çambel ve diğerlerinin konuşmaları uçuşuyor odada. Oğuz, anlatıyor: Hoca orada otururdu, biz de diğer koltuğun kenarlarına ellerimizi dayar bedenimizi biraz aşağı bükerek, kısa süre içinde, Hoca’nın söylediklerini dinlerdik. Ellerini ve ayaklarını biraz titreterek, “işte böyle..”
Ayşe Akyıl ile söyleşiyoruz. Annesi Afife Batur tanıştırıyor. Çambel’in Kuruçeşme-Arnavutköy’deki o kırmızı köşkünün restorasyon ve arkeoloji araştırma merkezine dönüştürme planlarını anlatıyor. Hoca’nın, bu amaçla köşkünü Boğaziçi Üniversitesi’ne bağışladığını biliyoruz. Hoca, bütün planları görmüş, tartışmış, onaylamış.. Ayşe hanımın birlikte çalıştığı genç restorasyon uzmanları da aramızda. Bir tanesi anlatıyor: Elimizde lazermetrelerle mesafe ölçüyoruz. Halet Hoca çok ilgileniyor, alıyor evirip çeviriyor nasıl çalıştığını, ölçümleri nasıl yaptığını sorup öğreniyor. Köşk, iki yıl içinde merkeze dönüşecek durumda, çalışmalara yakında balayacaklar, iskele kurma izinlerini almışlar. Boğaziçi Üniversitesi çok yakından ve büyük bir titizlikle ilgileniyor.
Halet Hoca herşeyi planlayarak, aramızdan ayrıldı. Arkasından neyin nasıl olacağını çok iyi bilerek. Gözü arkada kalmayarak. Akyaka’da mezar taşını yazdırarak, üstelik!
İçeride okuyacağınız Çambel’le 2010’da yapılmış söyleşiden öğreniyoruz ki, 1936 olimpiyatlarına, Atatürk’ün “kız sporcularımızı gönderin” talimatı üzerine, Paris’teyken katılmış. Babası dolayısıyla Atatürk’ün bir sorfarsınad bulunmuş, diyor ki “Hareketleri bir kaplan gibi yumuşaktı.”
***
Mehmet Özdoğan ile Nezih Başgelen’in birlikte yazdıkları “İş’i Görev, Arkeolojiyi bilgi, bilimi değer olarak gören bir insan: Halet Çambel” başlıklı yazılarını okuyorum

Hasan Cemil Çambel (1879-1967) ve Ayşe Remziye Çambel’in kızı olarak 27.08.1916’da, Berlin’de doğmuş. O dönemde Osmanlı Devleti’nin Berlin Büyükelçisi, Çambel’in anne dedesi, Darülfünun’un Devletler Hukuku müderrisi, sadrazam, eski Roma Büyükelçisi İbrahim Hakkı Paşa (1862-1918)’dır. Babası Hasan Cemil Bey, Atatürk dönemi Bolu milletvekili ve Türk Tarih Kurumu Başkanı’dır. İlk öğrenimini Almanya’da, orta öğrenimini ise 1927-1935 arasında İstanbul Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’nde yapmış.. Devlet Olgunluk Sınavı’nı da 1935’te, Galatasaray Lisesi’nde vermiş...1935-1939 arasında, Fransız Hükümeti’nin bursu ile Paris’te, Sorbonne’da okumuş…
Nasılsa daha çok yazacağız.. 
Ardından, Türkiye’ye kattıklarının ve verdiklerinin önünde saygıyla sevgiyle eğilerek..


1400. Sayımıza Davet
Elinizde tuttuğunuz 1400. Sayımızdır! 1000. Sayımızı bir toplantı ile kutlamıştık. 1400’ü de kutlayalım dedik okurlarımızla birlikte. Bundan sonra her 100 sayıda bir kutlama yapmayı kararlaştırdık.. Davet okurlarımıza ve yazarlarımıza. Cumhuriyet gazetemizin küçük Bilim ve Teknoloji Çalışma Ofisinde (16 Ocak 2014). Belki Doğan Kuban hoca, Celal Şengör hoca bile kalkar gelir kimbilir?!.. Saat 15’ten itibaren! Simit + kaşar peyniri ve başka şeyler.. Sakin ve mütevazi..

Yaşasın bilim ve yaşasın Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji diyelim!

1 yorum:

  1. Halet Çambel; bin yıldız yağacak, toprak sevgi çiçekleri açacak...Anısı önünde saygıyla eğiliyorum...

    YanıtlaSil