Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

20 Temmuz 2013 Cumartesi

"Beyin Göçü Veriyoruz Olsun Dışarıda Gücümüz Artıyor"


CBT Gündem, sayı 1374, 19 Haziran 2013


Bu hafta kapağımıza siyaset bilimi oturdu.. Ülkenin en can alıcı ve can yakıcı çok temel bir sorunu karşısında, demokrasinin ne olup olmadığı, demokrasinin sandık mı olduğu tartışmalarına kayıtsız kalamazdık.. Bu konuyu siyaset bilimcimiz Prof. Ersin Kalaycıoğlu ile konuştuk.. Uzun ve verimli bir söyleşi ortaya çıktı.. İlk bölümünü bu hafta yayımlıyoruz.. Bu bağlamda, Siyasal İslam ve Laiklik konusunu da arkadaşımız Osman Bahadır yazdı..
Bir bilim dergisi olarak, şüphesiz ki demokrasi ve sandık konusu bizi birinci derecede etkilemektedir.. Demokrasiyi sandığa ve sonuçlarına indirgediğinizde, astığı astık çaldığı düdük olan bir iktidarla karşı karşıya kalıyorsunuz.. Bu tür bir totaliter güç karşısında etkilenmeyecek bir şey kalamaz.. Tabii bilim de.. Bilim ancak gerçekten demokratik koşullarda gelişebilecek bir sektördür.. Kaldı ki, bu iktidar bilimle hep bir hesaplaşma içinde oldu. Bilimi sevmedi, dışladı, bilim kurumlarını dağıttı.. Bilimci diye siyasi görüş olarak, İslami ideolojiye yakın insanları tercih etti. Oysa büyük çoğunluğu aslında liyakat bakımından bilimde pek de esamesi okunacak insanlar değildi. Ama önemli olan onların da profesör gibi akademik unvanlar taşımasıydı.. Şöyle düşünüyorlar: Kendi adamlarımı tercih ederim.. ayrıca “onlar” laik bilimci ve üstelik tanrıtanımazlar..
Bu kadar basit bir denklem/düşünce içindeler..
Bilimi sevmiyorlar ama teknoloji üretmek istiyorlar! Yani dam üstünde saksağan! Teknoloji üretecekler, zor bilimsel süzgeçlerden geçip başarıya imza atmıştır.. Bilimi sevmemenin ne demek olduğunu bilmezler mi, böyle bir iktidarla ne derece çalışabilirler? 
Nitekim, Bilim Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, TÜBİTAK ile birlikte geriye beyin göçü projelerinden ve propagandalarından sonra, son demecini görünce, ayakları suya ermiş, dedim. Diyordu ki Ergün özetle: Türkiye’den büyük bir beyin göçü var dışarıya doğru, ama bunun olumlu yanı, dışarıdaki beyin gücümüzün giderek büyümesidir, oradan bize de yararı olur..
Ne desem bilemedim.. Ama bu olgu şu gerçeğin itirafıdır kısaca: nitelikli beyinlerimizi burada tutamıyoruz.. Çünkü onları üniversitelerimizde, bilim kurumlarımızda, şirketlerimizde istihdam edemiyoruz.. ABD ve AB’de kendilerine sunulan olanakları biz sunamıyoruz.. Ne maaş ne laboratuvar şartları ne bilim atmosferi ne bilimsel üretim için gerekli kritik kütle ne proje, ne ne ne..
Siz önce, vay bu proje evrim kokuyor, evrim ise güncel bir mesele değil diyerek reddettiğiniz tutumunuzu sorgulayın herşeyden önce.. Bu tutumunuzun farkında değiller mi sanıyorsunuz nitelikli bilimciler.. Geçen hafta sormuştuk ya, dünyada ciddi bir üniversite veya bilim kurumu gösterin ki, evrim olgusunu, teorisini reddetsin.. önlerine gelen ciddi bir projeyi “evrim konusu tartışmalıdır” gerekçesiyle geri çevirsin.. TÜBİTAK’e sormuştuk, gösterin bir kurum diye, ama yanıt beklemiyorduk, çünkü verecekleri yanıt yoktur..
Bu arada, TÜBA’nın hükümetleştirilmesi üzerine, kurulan Bilim Akademisi, Evrim Teorisi Üzerine bir açıklama yaptı.. Konu, reddedilen matematiksel evrim projesi:
“TÜBİTAK Bilim İnsanı Destekleme Dairesince başvuru sahiplerine iletilen Panel Raporunda bu olumsuz değerlendirme biyolojik evrim konusunun “ülkemizde olduğu kadar tüm dünyada tartışmalı” ve üzerinde henüz uzlaşılmayan bir konu olduğu, önerilen etkinliğin “bilimsel içerikten çok eğitim ve/veya siyasal, kültürel sosyal boyutlarının dikkat çektiği” gibi gerekçelere dayandırılmış. Bilim eğitiminin iyi yapıldığı yerlerde evrim konusu okullarda öğretilir. Okullarda okutuluyor olması  evrim teorisinin “yenilik boyutunun yetersiz” olduğu sonucunu getirmez...” 
Devamla: “Gerçek şu ki uluslararası bilim camiasında evrim tartışmalı bir konu değil. Modern biyoloji bilimi, matematiğin dilini konuşmaktadır. Biyoloji bilim dallarının birleştirici kavramı olan evrim de, giderek daha yoğun matematiksel ve hesaplamalı yöntemlere başvurmaktadır. Matematiksel Evrim, dünya çapında güncel ve heyecan verici bir araştırma alanıdır.... TÜBİTAK hakemlik sürecinin ciddiyet ve güvenilirliği üzerine ciddi kaygılara yol açmaktadır...
“Evrim teorisi günümüz biyolojisinin ve biyoteknolojisinin bağlayıcı temelini oluşturur, genetik hastalıkların tedavisinden, tarımdaki yeniliklere, yeni ilaç tasarımına, mikroorganizma popülasyonlarının kontrolüne, ekolojik dengelerin anlaşılmasına uzanan yararlı uygulamalara kaynak olmuştur.  Bütün bunların Türkiye’de geçerli olmayacağını sanarak, bilimdeki gelişmeleri görmezden gelerek teknolojide ve eğitimde başarılı olabilmek de pek olanaklı değildir...
“Destek programlarıyla Türkiye’de bilimin önünü açması beklenen TÜBİTAK’ın bilimdışı ve ideolojik önyargıları yansıtan gerekçelerle verdiği bu karar.. bilimi anlayıp değerlendiremeyen bir toplumun bir bilgi toplumu olarak gelişmesini sürdürebilmesi zordur... TÜBİTAK Başkanlığını ve Bilim Kurulunu evrim teorisinin tartışmalı olduğu iddialarına açıklık getirmeye.. çalışma usullerini gözden geçirmeğe davet ediyoruz.” Açıklamanın tam metnini (http://bilimakademisi.org) sitesinde okuyabilirsiniz..

ALPASLAN IŞIKLI

Profesör Alpaslan Işıklı 13 Temmuz günü aniden aramızdan ayrıldı.. Hayatı, emeği savunmakla ve bilimsel düşünmenin ülkemizde yaygınlaşması için geçti. Işıklı, kendi yaşam öyküsünü kendi kalemiyle “Gün Doğmadan” adlı eserinde anlatır. Işıklı’yı tanıtan yazılardan alıntılıyorum: Bu eserinde diyor kiDünü iyi anlamak, bugünümüzü belirleyen nedenlerin gün ısıgına çıkmasına sağlayacağı katkılar dolayısıyla gereklidir. Yarınlarımızın biçimlenmesine katkıda bulunacak olan bugünkü sorumluluklarımız ve çabalarımız da, dünle birlikte düsünüldüklerinde anlam kazanabilir…’ Anıları okuyunca; emek, sabır, mücadele, azim ve kararlılıkla örülmüş dopdolu bir hayatı görüyor, yaşıyor ve öğreniyorsunuz…
Işıklı başka bir dünyanın mümkün oduğuna inandı ve bunun çin mücadele etti… Bugün en çok da bu düşünceyi savunmaya ihtiyacımız olduğu bir zamanda, aramızdan ayrıldı.. Işıklar içinde yatsın..
Gelecek Cuma yeniden birlikte olmak dileğiyle..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder