Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

6 Mayıs 2011 Cuma

Libya’daki Kan’da “Ankara’nın İmzası Var” (Kılıçdaroğlu ile geziden izlenimler)

Bir hükamet binasına yaptıkları saldırıda NATO uçakları Kaddafi’nin oğlunu ve 3 torununu öldürdü. NATO kumandanı veya yetkilisi de, saldırılarda ölen siviller için üzgün olduğunu söyleyerek Batılının “insan yüzünü” gösterdi! Emperyalistin timsal gözyaşı! Utanmazca ve rezilce!
Libya’daki NATO cinayetlerinde Ankara’nın parmağını düşünmez misiniz?
Kılıçdaroğlu ile Adana’dan Siirt’e uçuyoruz. 8 kişilik bir uçaktayız. “Libya’da Büyükelçiliği boşaltma kararı aldılar. Neden? Hangi gerekçelerle?” diye soruyor.
Önce, NATO’nun ne işi var Libya’da dedi. Sonra NATO’nun Libya’ya karşı yaptırımlarının bir parçası oldu Recep Bey.. Bugün ise Libya’yı terkediyor, Libya’nın bombalanmasında Ankara’nın imzası var..
Evet, Kaddafi’den aldığı İnsan Hakları Ödülü ile Libya’dan Türkiye’ye dönmüştü Başbakan. Bugün Libya macerası ise tam bir ricat, terkediş ve NATO kararlarını uygulama noktasına gelmiş durumda! Şimdi çekilme zamanı! Kaddafi’nin yerine geçirilecek diğer feodal güçlerle “kardeşlik” zamanına hazırlık!
Dış politikada inşa ettikleri o “Büyük ve güçlü Türkiye”, “Bölgenin etkin süper gücü”, ABD’nin bir vuruşuyla bir kenara itildi..
Kılıçdaroğlu “Türkiye Ortadoğu’dan tecrit ediliyor” görüşünde. “Sadece Ortadoğu’da değil, Kafkasya’da, Türki Cumhuriyetlerinde ve Avrupa Birliği ile ilişkilerde de, Türkiye yalnızlaşıyor..”
Dış politika’da “sıfır sorun”nun tek ve örnek ülkesi Suriye üzerinde de ABD’nin gölgesi koyulaşıyor. Ne diyor Erdoğan ve Davutoğlu: “Reformları yapın dedik, geç kaldılar..” Bu demektir ki, Suriye’de de Libya’nın kaderini bekleyişe girdi Ankara. İki ülke hükümetlerinin ortak toplantılarından, şimdi girilen yola bakın! ABD’nin İran’ı tecrit politikası, İsrail’e karşı cephenin önemli kalelerinden Suriye’yi “yumuşatma”ya başladı..
Ankara, ABD ve AB’nin İran ve Suriye politikalarına karşı, Ortadoğu’da kendisine “özel politika” uygulayacağı bir küçük/dar alan yaratmıştı. Komşuluk, buna olanak veriyor ve dar alan politikasını meşrulaştırıyordu.
Erdoğan, bu meşru politikaya, İsrail’i hedefe koyarak, ve Hamas’ı destekleyerek, uluslararası bir cephe politikasına yükseltmişti! Her fırsatta Filistin sorununun ve Ortadoğu’daki anlaşmazlıkların “arabulucu ağabeyi” olmaya soyundu.
İran ve Suriye ile meşru politika, İsrail’e “cihat” ile birleştirilince gölgelendi ve çalışmaz hale geldi. Ankara, birdenbire, tarafı ve destekçisi olduğu Hamas’ın, El Fetih ile Mısır’da birleşme anlaşması imzalaması olayıyla karşılaştı! Türkiye bu görüşmelerden de dışlanmıştı!
CHP Başkanı, dış politikadaki bu son gelişmeler karşısında, iktidarın muhalefeti bilgilendirmesi gerektiği görüşünde, “bu ulusal bir konu”. Libya’ya asker gönderme kararından önce, Davutoğlu muhalefet liderleriyle görüşmüştü..
Ortadoğu politikası çöktü iktidarın.” Bu çöküşte şüphesiz iktidarın kendisinde büyük, sihirli ve muazzam güçler varolduğunu sanmasının rolü var..
Erdoğan’ın Arap milleti üzerinde popülaritesi olabilir, ama unutulan şu ki, dış politikayı halklar değil, iktidarlar, krallar, şeyhler ve Batı ile ilişkileri yapıyor!
Körfez ülkeleri, Suudi Arabistan, demokrasilerle mi yönetiliyor! Bahreyn’de ayaklanan halkı, Suudi kılıklı Amerikan tankları ezerken, Libya darmadağın ediliyor...
***
Kılıçdaroğlu sıcağı sıcağına sözü Erdoğan’a getiriyor: “Bugün konuşmuş, Sosyalist Enternasyonal’den CHP’yi atın ben geleyim, demiş.” Sürekli bilgilendiriliyor CHP lideri...
Soruyorum: “Erdoğan’a Sosyalist Enternasyonalden üyelik çağrısı gitmiş midir?”. Yanıtı: “Sanmıyorum.. Bu örgüte üye olmak istiyorsa, gidip başvurması gerekir... Başvursun bakalım hele... Oraya üye olmak için, üyelik kabulu için CHP’nin veya başka partilerin çıkartılması gerekmez ki, atıyor Recep bey...”
Siirt mitinginden memnun musunuz” diye soruyorum. Yüzü gülüyor. Damat’ın memleketinde ilgi ve kalabalık fena değil. Tabii, sandıktan belli olur herşey.. miting alanından otobüsle uzaklaştık, gençler, insanlar çocuklar otobüsü paralel koşuyor, yüz metre gittik, otobüsü bir kahvehanenin önünde durdurdu, indi, hemen dışarıda kurulu küçük masaya ve sandalyeye, Siirtlilerin yanına oturdu, büyük bir misafirperverlikle ayağa kalktılar kucak açtılar Kılıçdaroğlu’da.. Çocuklar geldi, polislere kordona aldı hemen.. Çay içti ve konuştu.. Sonra, kendisine mektup yazan bir engelli kızı evinde ziyaret etti..
Uçak’ta “AKP’li adaylar böyle özgür halkın arasına pek giremiyor” dedi, “koruma ordusuyla, panzerle dolaşıyorlar..”
Kürtler, CHP’yi ilgiyle izliyor, Kılıçdaroğlu’nuna ısınıyorlar... Erdoğan’ın Kürt Sorunu yoktur sözleri ve BDP ile neredeyse kanlı bıçaklı hale gelmesi de, bu ısınmada rol oynuyor, diye düşünüyorum...
---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder