Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

3 Mayıs 2011 Salı

Çılgın Projemiz!



Bu yazı belki de Pazar gününe uygun düşecekti! Ama gündem o kadar hızlı değişiyor ki, hazır çılgın projeler tartışılırken, bizim bu projemiz güme gitmeden yazayım dedim! Çünkü bu ciddi bir çılgın proje, çünkü muhatap bulamıyoruz, belki Kanal İstanbul falan derken, bu da aradan çıkar! Ayrıca pazara kadar kim öle kim kala! Belki bir allahın kulu kent yetkilisi (ağırlıkla Topbaş tabii!) bunu hemen bir haftada çözer, biz de bu “çılgın procemiz” ile adanın hayır duasını almış oluruz!
***
Projemiz, Büyükada’da at pisliklerini islah etmeyi öngörüyor!
Biliyorsunuz veya bilmiyorsunuz veya dikkat etmediniz hiç..
1)        Büyükada’nın ana yolları, yas ve kış, özellikle yazın artan at pisliği ve kokusundan geçilmez.
2)        Bazıları bu kokuları geçmişin ve köylerin (orada da yok ya!) nostaljisi olarak beğeniyor, özlüyor ve derin derin içine çekiyor olabilir... Ciğerlerine, koku almaçlarına ve burunlarına afiyet olsun da, bizlerde bu kokular doygunluk düzeyini Ağrı dağı kadar aşmış durumda, teşekkür ederiz, artık almayalım diyoruz..
3)        Adaların çok eski tarihini bilmem, ama ilk zamanlarda, atların iki dışkısını da serbest ve özgürce yola yaptığını söyleyebiliriz... Tıpkı bir zamanlar İstanbul at arabaları gibi..
4)        Büyükada’de bir tarihte bir önlem olarak, atların popolarının arka tarafına, yere paralel bir bez parçası takılmış.. Ağır şeyler yola değil de bez üzerine düşsün (veya raslantısal olarak beze takılsın!) diye! Öbür hafif ve sulu şeyleri ise atlar yine özgürce yollara bırakıyorlar..
5)        Normalde, bu bez parçasına takılanları, faytoncuların- arabacıların, bu amaçla ayrılmış yerlere (meselâ durak yerlerindeki bidonlara) usturuplu bir şekilde boşaltmaları gerekir. Kimisi şüphesiz bunu yapıyordur..
6)        Ama yollardaki, henüz üzerlerinde taze taze dumanları tüten kitlelere bakılacak olursa, faytoncuların- arabacıların belki de büyük çoğunluğu, hemen burnu dibinde tüten kokuların dayanılmazlığı olsa gerek, ayakkabısının ucuyla, bezin altına isabetli bir vuruşla temizlemektedir. Bu yöntemle kendi sorunlarını en hızlı çözüyor. Böylece, bir de bezleri temizleyip, kokulu kitleleri bidonlara dökme zahmetinden de kurtulmaktadır... Allah var bu pratik buluşlarına şapka çıkartıyoruz!
7)        Onyıllardır, bu şey sorununa hiç bir yetkili çare üretmedi. Veya düşündü de, faytoncuları- arabacıları aşmadı, aşamadı! Ne de olsa faytoncular de bir seçmen kitlesi!
***
Bir gurup insan olarak üç yıldır proce üretmeye soyunmuş durumdayız... İlk projemiz teknolojik ağırlıklıydı ve yatırımlar gerekiyordu.. Bundan vazgeçtik..
İkinci projede, Venedik ve Viyana’daki faytonların bu soruna buldukları çözümü gündeme getirdik (Bunlar da herşeyi bizden önce keşfediyor!). Adalı bir işadamı bunun farkına vardı! Fotoğraflar çekti (yukarıda bir örneği var), Viyana’da bunları dikeni buldu, onun da Türk olduğunu gördü, bir çiftine 350 Avro para ödedi, sonra da geçen yıl Adalar Belediye Başkanı ile görüşmeye gittik... “Çılgın proje”mizi anlattık, fotoğrafları gösterdik, ooo çok güzel dedi.. Bu arada, bu torbaları İstanbul’da 25 TL’ye aynı sağlam ve geçirmez bezden dikecek insanlar da bulundu..
Resimde gördüğünüz gibi, atlar düz bir beze değil, bir kovaya yapıyorlar!
Bez torbanın içine uygun büyüklükte bir kova koyuyorsunuz.. Dahası, kovayı sürekli temiz tutmak için, içine bir de naylon poşet geçiriyorsunuz... At tüm ihtiyaçlarını bu “paketin içine” yapıyor.. Arabacılara düşen görev, naylon poşeti alıp bidonlaraa atmak! Hepsi bu kadar!
Bu proje gerçekleşti mi, hayır.. Bir takım değişiklikler yapmak için çılgının çılgını olmak gerekir herhalde..
Belediye Başkanı’na iki torba ve kovalar da hediye edildi.. Hesaplandı, ihtiyaç olan 1000’e yakın torbanın dikilme masraflarının da karşılanacağı açıklandı! (Daha ne olsun, yeme de yanında yat!)
Ama yapılamadı! Ada ulaşımı büyük şehiri mi ilgilendiriyormuş, yoksa faytoncular mı istememiş, bunu öğrenemedik!
Evet bizim bu çılgın projemizi gerçekleştirecek bir yetkili aranıyor!
--3 Mayıs 2011 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder