Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

16 Kasım 2022 Çarşamba

Şiddet, terör ve siyaset, karanlıklarla dolu sorular, İstiklal'de bomba

 obursali@cumhuriyet.com.tr

Şiddet, terör ve siyaset, karanlıklarla dolu sorular

15 Kasım 2022 Salı


Ülke terörden çok çekti ve hâlâ çekiyor. Beyoğlu’nda patlatılan bomba kitleyi hedef alan son lanet terör eylemi. Terörü ülke içinde neredeyse bitirdik biçimindeki siyasilerin, tabii başta içişleri bakanının açıklamalarını hatırladıkça her zaman keşke bu kadar erken konuşmasa, hiç konuşmasa ve sadece özgür, güvenli bir ülke yaratmak için işini yapsa derim.

Bakıyorum geçen ağustos başında “Ayakkabı numaralarına kadar hepsini biliyoruz”, eylül başında “Terör örgütü Türkiye’de yakın zamanda bitecek”, üç hafta önce 25 Ekim’de “Artık Türkiye kendi içerisindeki bu PKK terör hadisesini tamamlamış ve bitirmiş olacak” demiş. Yine ekimde “2016’dan bugüne ülkemizdeki terör olayı sayısı yüzde 95 düştü”. Geriye doğru gidersek bu konuda belki de yüze yakın açıklamasını bulursunuz. Mesela 2019 Mart’ında “Yüzdük yüzdük sonuna geldik, terörü bitiriyoruz”; 2020 Ekim’inde “Terör örgütüne yönelik 7 bin 400 üzerinde operasyon yaptık” diyor. 2021 Temmuz’unda “Terör örgütünü boğuyoruz, bitiriyoruz, tüketiyoruz” sözleri de ona ait. Hepsini toplasanız bir kitap doğar.

HEP ERKEN AÇIKLAMALAR

Bu iktidardan daha öncekilere giderseniz de terörün “bitti bitecek” olduğu konusunda yüzlerce siyasi açıklama görürsünüz. Yani hep aynı hikâye.

Terörün bittiği yok. 7 bin 400 operasyon bile bunu net gösteriyor. Terör örgütü varsa terör bitmez. Hele terörün uluslararası güçlü bağlantıları söz konusuysa.

Şimdi Beyoğlu katliamının failini yakaladıklarını açıkladılar. Dahası 20 kadar şüpheli de yakalamışlar. Mahkeme sürecine girilir mi bilmiyorum, siyasilerin yaptıkları açıklamaları biliriz, birkaç gün geçsin, siyasilerin yargılamalarının yanı sıra hukuk sürecini göreceğiz; “Öyle değerlendiriyoruz” biçimindeki siyasi açıklamaların, nesnel gerçeği içermediği belli.

Terörist kadının bombayı neden ve kimler adına koyduğu konusunda, kesin doğru bilgilere ihtiyacı var ülkenin, aynı zamanda iktidarın da. Çünkü teröre karşı doğru mücadele buna bağlı. Şimdi sorular var anlamamız gereken.

8 SORU

Bombanın seçim sürecine girilmesiyle ilgisi var mı?

Katliam girişimi, “bitti bitiyor” açıklamalarına karşı “Hayal görüyorsun” mesajı mı?

Yoksa Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kuzey Suriye ve Irak’ta sürdürdüğü ve bizim de neredeyse günaşırı bir iki şehit verdiğimiz operasyonlara, terör örgütünün cephe gerisinde “yumuşak karnımıza” saldırısı mı?

Yakalanan terörist kadının açıklamaları ne kadar doğru, sakladıkları başka şeyler mi var?

Eğer açıklamalar PKK/ PYD değerlendirmeleri doğruysa, terör örgütü seçim sürecine de müdahale etmek amacını mı taşıyor?

Eğer öyleyse, bundan beklentisi nedir?

Şu günlerde AKP’nin, çok açıkça Kürtlerin oyunu almak için yarattığı sanal bir çözüm süreci için (tıpkı Alevilere yönelik olduğu gibi) HDP ve diğer Kürt sivil birimleriyle başlayan şen şakrak görüşmelerle, Beyoğlu katliamının ilgisi var mı? “İkinci çözüm süreci” değerlendirmeleri, yine ateşli danslara yol açar mı?

Yoksa artık seçim sürecini esir alacak bir şiddet sarmalının ucu veya işaret fişeği mi katliam?

SEÇİM SÜRECİ VE TERÖR

Seçim sürecine girildiği için bu tür şiddet eylemlerinin yaratacağı duygu, düşünce ve infiallerin geçmişte yaşanan korkuları canlandırmasından daha doğal bir şey yok. Akıllara 2015 Haziran-Kasım karanlık felaket döneminin gelmesi kadar doğal bir şey olamaz. Böyle bir şey olmayacaktır, fakat bu köşede Saray’ın en yakın belleğinde o dönem ve seçimi kayıptan kazanca döndürmesi olayının var olduğunu dile getirdim.

Bu iktidar döneminde şiddet ve terör yaşamın bir parçası oldu.

Yakın zamanda en büyük terörü bu ülke, 15 Temmuz 2016’da FETÖ darbe girişimi ile yaşadı.

İKİ DANS VE İKİ BÜYÜK KATLİAM

İktidarın FETÖ ile 2014 öncesi büyük dansı, beraber yürüyüşleri, devletin önemli yönetimlerini onlara devretmesi, ordu içindeki örgütlenmeleri, sonuçta Saray koltuğuna kimin oturacağı savaşına yol açmış ve 250 yurttaşımıza mal olan bir kanlı olayla sonuçlanmıştı.

İşin ilginci, bu olaydan önce de iktidarın 2013’lerde PKK ile yine sözde barış ve çözüm dansı, 2015’te yüzlerce yurttaşımızı kaybedeceğimiz büyük şiddet ve katliamlara yol açmıştı.

Belleğimiz karanlıklarla dolu.. Hele seçime giderken...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder