Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

12 Haziran 2019 Çarşamba

seçimler, Derin paniğin dışavurumu, tablo kötü


10 Haziran 2019 Pazartesi / Bilim ve Siyaset–Cumhuriyet Orhan Bursalı

Siyasi psiko- paniğin eylemleri üzerine

Korku insana her şeyi yaptırır..
Hele korku derinse..
Çok çok derinse..
Beyin bozulur, panik alarmına ulaşır, psikiyatristlerin alanına girer, panik atak.
Korku, ilkel beynimizin ürünüdür, oradaki amigdala korkunun merkezidir.
İnsanın varoluşsal davranışlarını kontrol eder, büyük bir savunma mekanizmasıdır, hayatınız tehlikeye girdiğinde onun etkisi altına girersiniz, size kontrolünüz dışında eylemler yapmanıza neden olur
Kaybetmenin derin korkusu da böyledir. İnsanın kültürel – toplumsal ilişkiler içinde varlık olmaktan çıkartır. İlkel dürtü, endişe, korkularının egemenliğine sokar. Gözün hiç bir şey görmez, tek noktaya, kaybedeceğin noktasına odaklanırsın. Cinayetlere kadar varan saçmalıklar yaptırtır sana kaybetme korkusu.

İktidar tek birey

Sanmayın ki bireyden bahsediyorum.
İktidar ve kadroları söz konusu.
Diyeceksiniz ki iktidar birey mi.
Yanıtım, evet, tek birey. Kaftancıoğlu’nun adını anımsamadığı bakan demedi mi ki “ben akıllıyım, arkamızda Erdoğan var.” Hepsinin arkasında Erdoğan’ın aklı var.
İktidar kadroları panik içinde.
İktidarı kaybetme derin korkusu, kendilerine siyaseten bile olmayacak ileri yaptırıyor.
Mesela Trabzonlulara Pontus diyor.
Amaçları Ekrem beyi aşağılamak, onu “Rumlarla özdeşleştirerek” oy verilmesini engellemek. Rumlara küfür ederek, ırkçılık yaparak ayrıca. Ekrem bey Trabzonlu, dolayısıyla Trabzonlular ayağa kalkıyor.
Bir kenti ve yaşayanlarını, olmadıkları, reddettikleri, istemedikleri bir sıfatla etiketlemek kadar yanlış bir şey olamaz. Hele hele siyaseten!
Trabzon’da “Pontus”tan kimse varsa, ayrıca yurttaşlarımızdır, anayasanın koruması altında milletimizin bir parçası, eşit yurttaşımızdır.
Azınlıkları dışlamak ve ötekileştirmek ayrıca ağır insanlık suçudur.

“Afedersiniz Pontus”

Biz, “Türk, Kürt, Ermeni, Gürcü, Çerkez... bir bütünüz milletiz” diyen ağır abi politikacıların yeri geldiğinde  afedersiniz Ermeni” dediklerini de gördük.
Bu derinlerde yatan ana fikir, iktidarın ilkel yapışığı, şimdi “afedersiniz Pontus /Rum” olarak da dışa vurdu.
İktidarı belediye başkanları konuşuyor, bakanları konuşuyor, yetkilileri konuşuyor, daha Cumhurbaşkanı konuşuyor..
En çok da Soylu konuşuyor..
Ve hepsi konuştukça iktidar batıyor. En çok da Soylu batırıyor.
Oy kayıpları dağ gibi birikiyor.
Halkın tepkisi nefreti arkasında.

Kumpaslar kaybettiriyor

Kaybetmek ile derin korku birleşince, kumpaslara ve yalanlara daha çok sarılıyorlar.
Ekrem beyin Valiye “it” dediği gibi bir yalana sarılan, “sen Binali, ben Binali, ettik iki bin Ali” diye “espriler” patlatan Binali bey de batıyor.
Denizli’nin Honaz ilçesinde seçim sonuçları, onlara 23 Haziran sonuçlarını gösteriyor:
1 oy farkla kazanan CHP adayı Yüksel Kepenek, seçimin yenilenmesi üzerine farkı 2338’e çıkardı!
İktidarı kaybetmenin derin konusu sarıp sarmaladı, bundan kurtulmaları mümkün değil, her korkuları onları daha batıracak, her kumpasları, kayıplarını çoğaltacak.
Ey İstanbul!
Alnından öpüyorum!
***
Not: İki haftalık tatil iyi geldi ama yetmedi! Hepinize merhaba yeniden!
Not 2: TV’de tartışmayı nerden kabul etti AKP- Binali? “İkimiz de İstanbul’a hizmet için varız. Kamplaşmayalım. Aslında aynıyız, oyunuzu ha Ekrem beye vermişsiniz ha bana” gibi bir uzlaşmacı siyasi hava basarak, iktidarın dışında bir kişi imajı vermek istiyor..” Neredeyse, “gel sen başkan ol ben de yardımcın, veya tersi” önerisinde bulunacak!
Not 3: Esas kıyamet 2023 seçimlerinde kopacak..








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder